Oluşturulma Tarihi: Ocak 10, 2000 00:00
Şimdi bu astrologlar da cins cins. Alanlarında yüksek öğrenim görmüş olanlar bile aynı durum hakkında farklı yorumlar yapabiliyorlar. Farklı verileri baz aldıkları için değil, ve fakat kişilikleri farklı olduğu için.(Ekonomistlerin hepsi aynı reçeteyi mi yazıyor sanki?.. Konu kuruşsal bir Matematik olduğunda bile tam bir uzlaşma sağlanamıyorsa Astrogların tam bir uzlaşma halinde olmalarını beklemek de haksızlık elbette. Ana iletişim aracımız herkes için farklı anlamlar taşıyan zavallı sözcükler olduğu müddetçe fazlasını hiçbir konuda beklememek lazım.)Ben elimden geldiğince hepsinin yorum ve gelecek tahminlerini okumaya çalışırım. Bu kadar çok okuyunca yazarın kişiliği hakkında da az buçuk fikir sahibi olunuyor tabii. Ve dolayısıyla da yorumları hep bu gözle değerlendirmeye gayret ederim.Henri Piérre sadece astrolojik verilerle yetinmez ve kendi duygularını ve "içine doğanları" da hesaba katarak yazar. (Bu içe doğma konusuna bilahare değineceğiz. Önemli ve hoş bir konu.) Tahminleri isabetlidir. Ama son tahlilde en derininde "ben sizi uyarıyorum ama, yine de herşey olacağına varır" inancıyla yazdığını sezmemek mümkün değildir.Teri King hanımın satıraraları "bittabi kurtulamayacağız" diyen pis sırıtışlarla doludur.Elizabeth Teissier maksimum verinin gerekliliğine inanmış olup yorum da yapan ama kişisel yorumlarının bile referansını vermeye gayret eden özel bir astrologdur.Yine de maksimum veri şimdilik sadece Kelli Fox'un elinde gibi görünüyor.Susan Miller konusunda yüksek öğrenim görmüş çok düzgün bir astrolog. Hoş kadın. Ama aynı zamanda "pozitif düşünme" yoluna başkoymuş çok tipik bir "Amerikalı". Her konuda ümit dolu. Herkese ümit aşılamaya ve okuyucularını her konuda cesaretlendirmeye çalışır. Sürekli. Ve aynı Susan Miller Ağustos ayı tahminlerinde 16-19 Ağustos tarihleri konusunda öylesine korku dolu ve öylesine "uyarıcı" idi ki beni bile korkutmayı başardı.Dört sabit
burç yıldızının kare oluşturması olarak tanımlanan sözkonusu Astrolojik etki pek nadir gerçekleşen bir felaket habercisiydi. Ulaşabildiğim tüm
Kova, Boğa, Aslan ve
Akrep burçluları uyardım. "Mümkünse evinizden çıkmayın, iki eviniz varsa kışlık olanında oturun" bile dedim.Onbeşi gecesi sabaha kadar gözümü kırpmadım. Onaltı gecesi saat 2:00'de yatağıma gittim. Yorgunluktan sızmışım. Saat tam 3:00'e doğru köpeğim hiç yapmadığı birşeyi yaparak beni uyandırıp zorla sokak kapısına götürdü.Ne olduğunu/olacağını anlamama imkan yoktu tabii. Hırsız var ve kapıyı kurcalıyor sandım; baktım kimsecikler yok köpeği azarlayıp yatağıma döndüm. Sonra o sesi duydum. Jurassik Park'taki dinozor yürüyüşü sesi efektini yani...Sallanmaya başladık. Bir felaketti. O kadar uzun sürdü ki deprem bitmeden ben çocukları da konuğum olan hanımı da uyandırıp kapı kasalarına dikmeyi başardım. On dakika sonra site yönetimi binaların boşaltılması konusunda kesin talimat verdi. Hemen sıkıca giyindik ve binaların ortasındaki alanda toplanmak üzere evi terkettik.Evden çıkarken anahtarımı aldım, sigara çantamı ve yıllar önce sadece beş ay/sayı yayınlanabilen Röportaj dergilerini. O dergilerde, tüm zamanların en iyi Astrolojik kişilik analizleri vardı. Sadece beş burç için ve ünlü bir edebiyatçımız tarafından yazılmıştı*. *Gelecek hafta onun yaptığı tahlillerden alıntılar yapacağım ama bu edebiyatçımızın adını açıklamayacağım. İsteseydi kendi açıklardı şimdiye kadar. Bilvesile diğer yedi burç için de kişilik tahlilleri yazması konusundaki ricamı buradan bir kez daha kendisine iletmek istiyorum.
button