Gülden AYDIN
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 28, 2002 01:49
Ünlü haber ve program sunucularının, reytinglerini yükseltmek için yaptıkları uydurma haberlerde konu mankeni olarak kullandıkları Yılmaz Durmuş, akıl almaz itiraflarda bulundu.
Bir ibret vakasıyla karşı karşıyayız. Yılmaz Durmuş'un işi
haber icabı rol yapmak. 4,5 yıl boyunca 40’tan fazla uydurma TV haberinin oyuncusu oldu.
Nasıl başladınız? Teklif mi ettiniz, teklif mi edildi?
- Dörtbuçuk yıldan beri çalışıyorum. Hep yalan haber için. Gizli kameracı Y. diye bir arkadaşım vardı. Ama daha çok Namık takma ismini kullanıyor. Onu ben buldum. Bir ihbar vermiştim, küçük yaşta kızları satan biriyle ilgili. Ondan sonra birbirimizi tanıdık. İşsiz olduğumu biliyordu. Sana rol verelim, yap, ama aramızda kalacak. Sen bizi tanımıyorsun, biz de seni tanımıyoruz, tamam mı, dedi. Kabul ettim.
Rol aldığınız haber başına kaç lira aldınız?
- Rol başına 100-150 milyon lira alıyordum. Her ay bir kez çıkıyordum ekrana.
SOSYETİK DİLENCİ OLDUMRol aldığınız haberlerden örnek verebilir misiniz?
- Altında arabası, cebinde telefonu sosyete dilencisi haberinde mesela. Takım elbise giydirdiler bana. Kendi arabalarını verdiler. Bagajı açıyoruz, paraları dolduruyoruz.
Gözünüzün biri görmüyor, otomobil kullanabiliyor musunuz?
- Çat pat biliyorum. Araba stop edip duruyordu. Çekim bitti. Anons ediyorlar televizyonda: Takım elbiseli, ayda 2 milyar kazanan dilenci. İki gün üst üste yayınladılar. Çok büyük reyting aldım. Herkes beni tanımaya başladı.
Mahalleli sizi ekranlardan tanıyınca tepkisi ne oldu?
- Mahallem benim işimin bu olduğunu biliyor. Her haberden sonra, Y. bundan kaç para aldın, diye sorar. Beni niye eleştirsinler ki. Sonuçta oyuncuyum.
200 ÇİĞ YUMURTA YALANIŞimdiye kadar kaç haberde başrol oynadınız?
- Vallahi sayısını hatırlamıyorum. Ama 40'ın üstünde.
Göz göre göre yaptığınız en asparagas haber hangisi?
- Çook. Mesela 200 yumurta yiyen adam. Ana haber bülteninde anonslar geçiyor, 200 çiğ yumurtayı yedikten sonra sesi değişti diye. 10 dakikada etkisini gösteriyordu güya. Sesim inceliyordu! (Yılmaz, o haberdeki gibi sesini inceltiyor) Oysa altı yumurta yemiştim. 200 tane yemişim izlenimi vermek için bantı sarıp sarıp başa aldılar. Ünlü anchorman beni yanına çağırdı. Aferin Yılmaz güzel oynadın, diye omuzuma vurdu.
Bu müthiş haberin konusu sizin fikriniz miydi?
- Bu haberi haber merkezi önerdi. Yine tek gözlü hızlı şoförü de onlar önerdi. Büyük yazılar geçiyor ekrandan: Barış Manço'nun mezarından şifalı toprak yiyen adam! Bu haber de onların fikriydi.
Kendi haberlerinizi seyrederken Kadir İnanır, Cüneyt Arkın filminin keyfini mi duyuyorsunuz?
- Oynayışıma bakıyorum. İyi oynamış mıyım diye. Şurayı keşke şöyle oynasaymışım, dediğim oluyor. Çok beğendiğim de oluyor.
Boğaz Köprüsü'ne, tabelalara çıkınca korkmadınız mı, sizi intihardan vazgeçirmek için çırpınanları gördükçe içiniz sızlamadı mı?
- Köprünün en üstüne çıktım. Hiçbir şey hissetmedim. İşim bu. Y., asıl ama düşme sakın, dedi. 200 milyon verdi. Y., A. bana verilen paranın yarısını aldılar hep. Denizden altın çıkaran adam bile oldum. Yine aynı parayı aldım. Ağzıma çeyrek altınları koydular. Beylerbeyi'nden denize dalıp dalıp altın çıkardım!
İntihar girişimleriniz sonrasında polis sizi tanımadı mı hiç?
- Köprüdeki polis komiseri döve döve öldürüyordu beni. 5-6 seferdir beni karşısında görmekten gına gelmişti. Televizyondan zam istedim. Köprüde her intihar rolümden sonra dayak yiyorum diye. Ama zam yapmadılar.
NEDEN İTİRAF EDİYORUM?
Bütün bunları neden şimdi itiraf ediyorsunuz? Vicdanınız sızladığı için mi, işler kesat gittiği için mi?
- İnsanları kandırmaktan, yalan söylemekten bıktım artık. Lanet olsun dedim. Bir de paramı hep eksik veriyordu televizyoncular.
Yalan haberlerden aldığınız toplam para nedir?
- Bu konuya girmek istemiyorum. Zaten aldıklarımı muhabirlerle barlarda, bayanlarla yedik.
Bundan sonra ne yapacaksınız?
- Tiyatro ya da sinemada oynamak istiyorum. Her kılığa girip her sesi çıkarırım. Kalbim sıkıştı diye çok çabuk bayılırım mesela. Dilenci kılığına da girerim, mafya da olurum.
Yüzü eskidiği için yenileri aranıyor
İsteseniz şu an yalan haber yapacağınız kanal var mı?
- Artık tanınmaya başladığım için yeni birilerini bulmamı istediler. Yılmaz, tanıdığın ve güvendiğin başka kimse var mı, onlara haber yaptıralım, dedi. Çok sayıda işsiz arkadaşım bize ver, biz de kazanalım. Sana yarısını komisyon veririz diyorlar. Sanıyorlar ki milyarlar kazanıyorum. İstesem yine beni havadan kaparlar. Ama bekleyip yüzümü unutturmam lazım.
ÖNCE RÜŞVET TEKLİF ETTİ SONRA TEHDİT ETTİ
Kanal 7'de dört gün üst üste itiraflarım yayınlanınca büyük kanalın gizli kameramanı Y., telefon açtı. Anlattıklarını ana habere çıkaralım, yalanla sana 15 milyar lira vereceğiz, dedi. O kanalın bana verdiği paraların yarısına el koyan Y'nin bu parayı vereceğine inanmadığım için teklifini reddettim. Beni tehdit etti. Bizim etrafımız geniş, etkili tanıdıklarımız var. Başına gelmeyen kalmaz. Benim seni öldürmeme gerek kalmaz, başkalarına yaptırırım, dedi.
YALAN İNTİHAR HABERİNDE TANJU ÇOLAK DA ROL ALDI
Bir kez yine köprüde intihar edecektiniz ve Tanju Çolak gelip sizi kurtardı.
- Tanju Çolak, kendi reklamı yapılsın istiyordu. Hayatımı kurtarıp sempati toplayacaktı. Y., Tanju Çolak ben, üçümüz biraraya geldik. Y. köprünün şemasını çizmişti. Elindeki kalemle işaretliyordu. Şu bölgede taksiden ineceksin, dedi. Baktım, köprünün tepesini gösteriyor. Merdivenden kırmızı ışığın yandığı noktaya tırmanacaksın, dedi. Çıktım, geldi. Yardım et Tanju abi, kimsem yok, dedim. Oğlum in aşağı, dedi. Benden bir yıl sonra da aynı yerde Hamdi Alkış'ı anlaşmalı olarak kurtardı. Hatta bir gazeteci kadın Tanju'ya hep size mi rasgeliyor bu intiharlar diye sormuştu.
Başka kanallar da geldi mi sizi görüntülemek için?
- Hayır. Öyle bir saat seçmiştik ki tıkalı trafikte yetişemediler. Kanalın aracı önceden hazır bekliyordu görüntü için. İndim, Tanju'yla sarılıp öpüştük. Kameraya bu arada diyor ki ben kurtarmasaydım, çocuk kendini atacaktı. İkinci gün ağaca çıkardılar beni. Tanju sözünde durmadı, yardım etmedi diye.
DOKTORLARI DA KANDIRDIM, CÜNEYT ABİNİN HABERİ YOKTU GALİBA
Bir yıl önce Cüneyt Arkın'ın programında rol aldım. Uyuşturucu kullanmışım, beni çöp kutusunda buluyorlar. Çingenelerden hap aldılar. İçtim ki hastaneye kaldırıldığımda doktorlar gerçekten de uyuşturucudan bu hale geldiğimi teşhis etsinler. Beni kurtarın, diye bağırdım. Haplarla kafayı buldum. Doktorları kandırdım. Cüneyt abinin bu işten haberi yoktu galiba.
Mahsun Kırmızıgül bu oyuna ortak olmadı
Bir de karayolları tabelasına çıkmıştınız?
- Evet. Dört ay önceydi. Mahsun Kırmızıgül'le anlaşmışlar. Ülkem Ağlar kaseti çıkmıştı. Albümün posterini alıp çıktım tabelaya. Senaryoya göre intihara kalkışacaktım, Mahsun da beni kurtaracaktı. Ama o televizyon kanalına verdiği sözde durmadı, gelmedi. Ben de yaktın beni Mahsun diye bağırdım.
PKK MİLİTANI OLDU POLİSTEN DAYAK YEDİ
İstesem şu an Med TV'ye rahatlıkla çıkarım. Bir örnek anlatayım. Beş ay önce Beykoz Kundura Fabrikası kapanmıştı. İşçiler eylem yapıyordu. Bütün basın oradaydı. Y., bu görüntüden haber çıkmaz, daha iyi bir şey yapalım, sen de paranı alırsın, dedi. Ertesi gün sabah 10'da buluştuk. Dedi ki birazdan TIR geçecek buradan. Kendini önüne atarken zafer işareti yapıp yaşasın PKK diyeceksin! Söylediklerini yaptım. TIR'ın beni ezmeyeceğini, fren yapacağını biliyordum. Ama sloganı attıktan sonra bütün çevik kuvvet polisi üzerime çullandı. Ana Haber'de yayınlandı bu görüntü. Bu görüntüyü Med TV de alıp yayınlamış, ben seyretmedim. Polisten çok dayak yedim. 180 milyon para aldım televizyondan.
ATİLLA TAŞ ASPARAGASTA ROL ALDI ÖZ ANNESİNİ BİLE KANDIRDI
Büyük bir televizyon kanalından kameraman A.'yı arayıp çok güzel rol yaptığımı söyledim. Kameraman Y'i tanıyordu. Onu referans gösterdim. Gittim, oturup konuştuk, anlaştık. Haftalık özel program yapan S.K.'yla tanıştırdı. Tarih 2001 Mart'ıydı galiba. S.K, Atila Taş'ın yeni çıkan kasetinin satması için bir program yapacağını, Atilla Taş'ın gizli öz annesini ortaya çıkaracağını, bana da Atilla Taş'ın Ardahan'daki gizli öz ağabeyi rolünü vereceğini söyledi. Bana Yılmaz Bozdağ adını verdiler. Atilla Taş'ın öz ağabeyi olduğumu iddia edip Ardahan'dan aramış gibi yaptım. Halbuki stüdyoda, bitişik odadan arıyorum, bir yandan da kıs kıs gülüyorum. Öz annesine, sen annesi değilsin, dedim. Kadıncağız düşüp bayıldı. Bütün Türkiye ağlayarak seyretti. Bu oyundan zavallı kadının haberi yoktu. Ama oğlu Atilla Taş her şeyi biliyordu ve sırf kaseti satsın, reklamı olsun diye bu işte yer aldı. Ağabey rolüm için 150 milyon para verdiler. Kameraman A. ile Aksaray'a aleme gittik. Rus kadınlarla birlikte olduk. A'yla birlikte yaptığımız her haberden sonra aleme gidiyorduk. Ama masrafları hep bana ödetiyordu.
ZEKERİYA BEYAZ'I YARALAYANIN BEN OLDUĞUMU SÖYLEMEMİ İSTEDİLER
Kameraman Y. dedi ki Zekeriya Beyaz'ı yaralayan kişi bir hafta 10 günden önce bulunmaz. Gel, senin yüzünü kapatalım, Beyaz Hoca'yı yaralayan adam olarak ana habere çıkaralım. Düşüneyim dedim, Zekeriya Beyaz'ı bıçaklayanı bulduk, diye altyazı geçmişler. Bayağı derin düşündüm. Korktum. Stüdyo çıkışında polis beni alıp işkence yapar, dedim. Y.'ye bu rolü yapamayacağımı söyledim. Kabul etmezsem beni polise Zekeriya Beyaz'ı yaralayan kişi diye ihbar edeceğini söyledi. İnanmadım. Eve geldim ki polisler babamı almış. Babam, telefon etti, karakola gelmemi söyledi. Korktum, gitmedim. Komiser Alaattin Bey benim ne iş yaptığımı bildiğini, ihbara inanmadığını söyledi. Babamı serbest bıraktılar.
Karımla bu yüzden ayrılıyoruz
Bir gün kameraman Y., beni başka bir programa çıkaracağını söyledi. Konu gelinlik olsun, güzel bir reyting alalım dediler. Tamam dedim. Rolüm, 10 yıl önce evlendiğinde gelinlik giymediği için beni terkeden karımla kavuşmamızdı. Programı K.Ç. sunuyordu, yanına götürdüler. Bu çocuk sağlam mı, dedi. Y. de sağlam, beni nasıl biliyorsan Yılmaz'ı da öyle bil, dedi. Karım Gülten gelinlikle içeri girerken bayılacaktım. İki üç gün prova yaptık. Gülten ağır ağır koşarken stüdyodaki seyirciler ağlaşıyordu. Ben o an gülmek istedim, gülemiyorum. Çok büyük reyting aldı. Ama karımla ayrılıyoruz. F.G. programında ailesi görünce kızdı. Ağrı töresinde hanımın televizyona çıkması uygun düşmez. Pazartesi günü ayrılma dilekçesi vereceğiz.
Gözümüz üzerlerinde
Bir ibret vakasıyla karşı karşıyayız. Etiyle, kemiğiyle, anlattıklarıyla karşımızda duruyor. Adı, Yılmaz Durmuş. 29 yaşında. İşi, televizyon kanallarında ‘‘rol icabı’’ haber olmak! Daha doğrusu ‘‘haber yaratmak’’. Bir haber mankeni o. Bu ne demek? Anlatalım: Dilimizin meslektaş bile demeye varmadığı birtakım basın mensupları Yılmaz'ı keşfetmiş. O da dünden razı. Anlattığına göre bu işten kazanacağı paraya muhtaç: Bir gözü görmüyor. Bu yüzden kimse ona iş vermiyor. Teklif edilen mis gibi bir iş, rol kesecek! Hem de ülke çapında yayın yapan büyük bir iki televizyonun ana haber bültenine bile çıkacak. Ona düşen sadece rolünü iyi yapması. Senaryoyu, pardon haberi yazacak olanlar bizim mesleğin cinleri! Televizyon izleyicisini ekran başında hüngür hüngür ağlatan haberlerin bazıları işte onların gazetecilikten uzak uydurmaları. Mesleki deyişle asparagasları. Yani yalan haber, aslı astarı yok. Yılmaz, 4.5 yıl boyunca bu yalan haberlere mankenlik yapmış. Bu dolandırıcılığın ortağı olmuş. Haber başına kazandığı paraları, haberi yaptıranlarla kırışmış. Hatırlayabildiği tam 40 ayrı haber... Peki işler yolunda giderken neden akan musluğu kendi eliyle kapatıyor? Durmuş, yalanlardan bıktığını söylüyor. Yoksa iftira mı atıyor? Kasetler ortada. 200 yumurtayı anında yiyen mucize adamdan sosyetik dilenciye; kronik intiharcıdan Yaşasın PKK diye kendini TIR önüne atan militana kadar hepsi o. Asparagas haberlerin bazılarında ününü tazelemek isteyen ya da yeni çıkan albümünün reklamını yapmaya çabalayan kimi ünlüler de işbirlikçi. İnsanın inanası gelmiyor. İnsana pes dedirten bir bıçak sırtındayız. Nasıl oluyor da bütün bu yapılanlar haber diye sunulabiliyor? Nasıl oluyor da gazetecilik mesleğini yerlerde süründürenlerin sahtekarlıkları milyonlara yutturuluyor? Bu yapılanlar nasıl oluyor da cezasız kalıyor? Ve nasıl oluyor da bu yalanları haber diye yutuyoruz, reytinglerine tavan yaptırıyoruz? Yalan haber kahramanı Yılmaz Durmuş'a, ‘‘aslansın, kaplansın’’ diyen program yöneticileri, vereceği poza kadar ince ince anlatan kameramanlar, ‘‘bu aramızda kalacak’’ diye tembih edenler ve konuştuğu için tehdit edenler, hepsinin isimleri bizde mevcut. Bu programların yayınlandığı bir iki büyük kanalın isimleri de... Ama bu isimleri yayımlamıyoruz. Çünkü daha önemli olan Yılmaz Durmuş'un, yüzümüze şamar gibi inen itiraflarının çok geç kalmış bir tartışmayı işaret etmesi. Bu yüzden kişileri değil, bu anlayışı tartışmak istiyoruz. Evet, herkes, hepimiz bu tartışmaya katılmalıyız. Biz televizyon izleyicileri, hálá enayi yerine konulmak istiyor muyuz? Biz, gazeteciler bu safraları hala aramızda yaşatacak mıyız? Medyanın karar vericileri, saplarla samanların ayrılması zamanı diyor musunuz?
BİR İTİRAF DA İTİRAF COM'DA
F.G. programından geçen yıl ayrıldım. O zamanlar K.Ç. sunuyordu. Jeneriğinde hala kullanılan bir sahte barıştırmanın öyküsünü anlatacağım. Yılmaz adında birini kanaldaki muhabirlerden biri bize getirdi. Yapımcı arkadaşlarla konuştular. Adam güya karısıyla kavga etmiş olacaktı. Stüdyoda yalandan barışacaktı. İki milyar liraya anlaştılar. Adamın karısının stüdyoya gelinlikle gelmesi planlandı. K. adama, karısı içeri gelince yere düşüp bayılmasını öğütledi. Planlananlar aynen gerçekleşti. Yüksek reyting alan bu görüntüleri insanlar gözü yaşlı izledi. Kadın gelinlikle içeri girdiğinde adamın bayıldığı görüntüleri günlerce kullandık. Gerçekten iyi rol yapmıştı. Fakat yine de parasını eksik verdiler. Bu da adamı kızdırmış olacak ki geçen gün onu televizyonda gördüm. Kanal 7'ye çıkmış, programda nasıl yalandan rol yaptığını anlatıyordu. Bunu ben de yapmayı düşünmüştüm ama o benden önce davrandı. Kıs kıs gülerek izledim. Benim maaşımı da eksik verenlere ve tazminatımı ödemeyenlere oh olsun.
2 Temmuz 2002 yazar-çizer; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 29