Güncelleme Tarihi:
Onur Baştürk, sadece internet üzerinden satılacak "Yapamazsan Yok" adlı şarkısıyla çıkışa hazırlanan Gülşen'le konuştu.
Latin ezgilerinin ağırlıkta olduğu şarkısının klibi için latin dans dersleri de alan Gülşen, mevcut sound'lardan gına geldiği için bu yolu seçtiğini, latin müziğin halka da yakın olduğunu söyledi.
Sonunda korkulan (!) oldu ve popüler isimlerle yaptığım popüler görüşmeler seri halini aldı. Bakarsınız bunlardan bir tane kitap da çıkarırım utanmadan. Efenim bu hafta görüşme yapılan kişi popun seksi kadını Gülşen. "Yapamazsan Yok" adlı bir dijital single çıkarıyor Gülşen. Sadece internet üzerinden satılacak bir adet yeni şarkı yani. Gayet Latin latinos öğeler barındıran bu şarkı için Gülşen iddialı: "Eller havaya bitti, artık popolar sallanacak". Başka şeyler de diyor Gülşen, gerisi için bi zahmet aşağıya göz gezdirin...
Fi tarihinde Ayça Şen’in radyo programında yapılmış komik bir diyalog var. Ona yeniden takılmış durumdayım bugünlerde, kah kah kih kih.
Efenim sözkonusu diyalog şu. Ayça’nın programını telefonla biri arar (tabii ki mizansen). Der ki: "Ayçaa, sakın o tostu yeme!".
Ayça haklı olarak "Niye?" diye sorar. Karşıdaki ses yanıt verir: "Çünkü o tost zehirli!".
Ayça yine haklı olarak "Sen kimsin?" der. Karşıdaki bekletmeden: "Bi tost".
Yani umarım burada gülmüşsünüzdür. Ben niye her seferinde gülüyorum buna, bilmiyorum.
Gülşen de komik biri olduğunu söyledi (zart diye bağladım mevzuyu).
Ama komik yanını görüşmemiz boyunca bana pek göstermedi. Daha çok, kontrollü ve laflarını dikkatlice seçen bir Gülşen vardı karşımda. Hele bir ara kelimelerini öyle dikkatli seçmeye başladı ki, dikkatim dağılmaya başladı.
Sonradan biraz rahatladı. Açıldı. Oysa daha relaks olmasını beklerdim (buraya fon müziği olarak Mika’nın "Take It Easy" şarkısı konulsun). Neden beklerdim? Çünkü yazlık yeni single’ında Latin bir şarkı yapmış.
Latin ne demek? Fıkır fıkır, tıkır tıkır bir şey demek. Aslında fıkır fıkırlık deyince aklıma hep Nükhet Duru geliyor. Ölmeden önce görülecekler listenizde mutlaka olmalı, Nükhet Duru’nun sahnede yaptığı şıkırtılı dans ve tabii es geçmeyelim şarkıcılık performansı.
Gülşen de bu yeni şarkısının klibinde "dozunda fıkır". Yani dans etmiş, bolca Latin dans dersi almış, ama üzerindeki cool’luk baki.
Dolayısıyla dansını da öyle yapmış işte: Dozunda.
"PİYASA SOUND’UNDAN SIKILDIM"
Yeni şarkının adını yazmayı unuttum bu arada. Yazalım hemen: Yapamazsan Yok.
Manidar tabii. Erotik köşelere çekilebilir. Karşı taraf neyi yapamazsa yok Gülşen Hanım denilebilir. Ama yok, kendine sesleniyor sanatçımız şarkıda: "Listede olan, hep sona kalan, ne varsa yaptım, yapınca anladım, yapamazsan yok"
Hayat şeysi yani. Neysi? Yaşadın yaşadın, yaptın yaptın. Yapamadın/yaşamadın, geçmiş olsun hadisesi.
Ben öyle anladım. Öyle anlamak istedim. Gülşen şarkıyı kendisi yazmamış. Yazdırmış, besteletmiş. Ruh halini anlatarak.
Piyasa dışından bir beste bu yani. Çünkü sıkılmış Gülşen piyasa içindeki aynı tarz şarkılardan.
O yüzden böyle bir yönteme başvurmuş. Takdir edilesi. Peki neden sound Latin latin latinos?
Yine aynı mevzu. Mevcut sound’lardan gına geldiği için. Ama uçmak da istememiş. Latin müziğin halka yakın geleceğini düşünmüş.
Yakın mıyız Latin müziğe ey halkım? Ben pek emin değilim. Türkler severmiş gibi duruyor Latin müziği, hatta Latin dans dersleri patlama yapıyor ama öyle çok da delirmiyorlar gibi geliyor.
Ama bak Latin pembe dizilerini tek geçerim. O dizilerdeki fırtınalı dünya gibisi yoktur. Meraklısına ve tabii D-Smart’ı olana "Pembe Smart" kanalını tavsiye ederim. Acayip kafa dağıtıcı ya da kafa yapıcı (algıya/dalgaya/bünyeye göre değişir) diziler var.
Dön dön izle, izle izle başın dönsün (imza: bi tost! ha ha ha).
"FAHRETTİN’LE BERABERİZ"
Neyse dağılmayalım. Ama romantik mevzulara devam edelim. "Ayrılmışsınız Fahrettin’le (Aykut) doğru mu?" diyorum.
"Hayır" diyor, "Çıkan haberler yanlış, beraberiz". İyi bari oluyorum ve bi tutam ilişkilerinden konuşuyoruz.
"Hiçbir ilişkimde stratejik değildim" diyor, "Asla kurgulu yaşamam".
Dışardan öyle algılanmış olabileceğini söylüyorum, halkın sesi olarak...
"Çünkü ben hep sustum, konuşmamayı yeğledim" diyor. Bünyesine şunu kabul ettirmiş: "İyi şeyler de kötü şeyler de şu anda benim keyifli ve mutlu olmama yarayan şeylerdi, pişman değilim".
Özetle keyifli ve mutluymuş Fahrettin Bey’le, deşmiyoruz daha fazla. Çünkü Gülşen hakikaten bazen basın bülteni gibi konuşabiliyor.
Nasıl beceriyor bilmiyorum. Çok isterdim böyle düzgün cümlelerle konuşmak.
Ah bir de, müziğinin daha nitelikli, sanatsal ve kaliteli olması gerektiğini takıntı haline getirmiş Gülşen. Birkaç kere buna vurgu yapıyor.
Ama belli, Gülşen de bir değişim çabasında. Ama sıkça tekrarladığı gibi: "Coğrafi konumu unutmadan yapılacak bir değişimin peşinde".
Bu coğrafi konum lafını pek sık kullanıyor Gülşen. Kendisine bunu hatırlatınca, "Ama önemli" diyor. "Bazen burası unutulup öyle uzak şeyler yapılıyor ki". Galiba Hande Yener’i kastediyor, emin değilim.
"Latin bize yakın mı ki?" diyorum. "O kadar uzak değil" diye yanıt veriyor.
Israrlı yani. O kadar ki, sahnede birkaç tane şarkı da söyleyecekmiş. Ama rotasını tamamen Latin havalara çevirmemiş, bu sadece yazlık bir şeymiş. Çünkü Gülşen bu yaz elleri havaya kaldırmanın değil, popoları sallatmanın peşindeymiş. Umarım başarır.
Biz salınırız en fazla, popo pek sallamayız gerçi.
Son olarak şarkıdan yola çıkarak, "Neyin sana yapılmasından hoşlanmazsın?" diyorum, "Mesela geceyarısı sms almak?".
"Çok kötüsün" deyip gülüyor. Valla ben kötü değilim, global dünya kötü (imza: bir tost bir tost daha, koşuyor renkli dünyaya).
Bu parantez içindeki şarkıyı da hatırlayan varsa (tostsuz versiyonla tabii) "bravo" diyor, Gülşen’e de sanat hayatında başarılar diliyorum.
GÜLŞEN’LE "BİRİNİ SEÇ" OYUNU!
Sırt dekoltesi mi göğüs dekoltesi mi?
- Sırt. Daha gizemli, daha kalilteli.
Bikini mi mayo mu?
- Bikini
Sakallı erkek mi yoksa sakalsız mı?
- Sakallı!
Metroseksüel erkek mi teknoseksüel mi?
- Teknoseksüel. Çok bakımlı, süslü erkek sevmem.
Önsevişmeli seks mi önsevişmesiz seks mi?
- Buna yanıt yok!
Nasılsın mı naber mi?
- Nasılsın!
Türk kahvesi mi espresso mu?
- Türk kahvesi
Tarkan mı Serdar Ortaç mı?
- Tarkan.
Msn mi Facebook chat mi?
- İkisi de değil, çünkü ikisi de zaman kaybı.
Neleri asla yapmıyor
Yalakalık yapmam
Makyajlı halde yatağa yatmam.
Kaşlarımı almam.
Erkek dergisine çırılçıplak soyunmam.
Kola ve sigara içmem.