Aşkta dört mevsim gibiyim

Güncelleme Tarihi:

Aşkta dört mevsim gibiyim
Oluşturulma Tarihi: Eylül 15, 2009 00:00

Adını “Türkiye’nin Yıldızları” yarışmasıyla duyurdu ama asıl çıkışını Gökhan Özen’le başrolü paylaştığı “Sevda Çiçeği” dizisiyle yaptı. Ardından “Hayal ve Gerçek”te rol aldı. Bu proje pek tutmayınca da bir anda sırra kadem bastı. Yasemin Hadivent, şimdi kendisini heyecanlandıracak, iç sesini konuşturacak bir proje arayışında... Bir yandan da gerçek aşkı bulup bir an önce anne olmanın hayallerini kuruyor.

Haberin Devamı

YASEMİN HADİVENT FOTOĞRAFLARI 

 Çıkış noktanız Gökhan Özen’le oyna-dığınız “Sevda Çiçeği” dizisiydi, değil mi?   

- “Türkiye’nin Yıldızları”nda fark edildim, “Sevda Çiçeği”yle çıkış yaptım demem daha doğru olur...           
                    
“Sevda Çiçeği” neden bitti?   
      
- 24 bölüm oynadı. Daha da devam edecekti, çünkü çok güzel giden bir işti. Ama anlaşmazlıklar oldu ve bu doğal olarak işe yansıdı. Düşüşe geçtik. Biz de “Tadında bırakalım, iyi başladı iyi bitsin” dedik. 

Gökhan Özen’le çok yakıştırdılar sizi...              

- Öyle bir şey yoktu tabii.  

Diziden sonra neler yaptınız?    

- “Hayal ve Gerçek” dizisinde oynadım. Ama o yazlık bir işti, uzun ömürlü değildi. “Ruhsar”ın 10 yıl sonraki versiyonuydu.

Proje seçerken, çocuklara değil de büyüklere hitap etmeliyim diye düşünüyor musunuz?

- Hiç öyle bir stratejim olmadı. Çünkü ben duygularıyla hareket eden biriyim. Heyecan duymadığım, kendimi hayal edemediğim hiçbir işin içinde yer almadım bugüne kadar. Çocuklar mı yetişkinler mi dersen, çocuklar beni sevsin. Bugünün çocukları yarının yetişkinleri zaten...

BEN HEM MELEĞİM HEM DE ŞEYTAN

Kuyruk sokumunuzda bir kırık varken “Buzda Dans” yarışmasına katılmak ne kadar akıllıcaydı sizce?

- Yine duygularımın peşinden gittim. Ben hep iç sesimi dinleyerek hareket ettim bugüne kadar. Bundan sonra da öyle olacak. 

O programa katıldığınıza pişman oldunuz mu?

- Hayır. Benim için ileride çocuklarıma izletebileceğim çok güzel bir anı oldu. Sonuçta ben bir oyuncuyum. Bizim işimiz gözlem yapmak. Bu program vesilesiyle buz patenini öğrendim. ıleride buz patenci bir kızı canlandırmam gerekirse, o kostümü rahatlıkla giyebileceğim. 

“Sevda Çiçeği” ile iyi bir çıkış yaptınız ama sonraki projeleriniz tutmadı. Acaba sadece iç ses yerine bir stratejiniz olmalı mıydı?

- Hedeflerim var ama stratejim yok. Yarışmadan sonra biraz yüzüm dinlensin dedim ama bu süre çok uzadı. Çünkü beni heyecanlandıran bir projeyle karşılaşmadım.

Oynamam dediğiniz bir rol var mı?

- Yok. Çünkü ben hem meleğim hem de şeytan... Hem kötüyüm hem de iyi... Hem erkeksi birini hem de fahişeyi oynayabilirim. Ben hepsiyim. ıçimde farklı kadınlar var.

SAHNEDE ÇOK ARSIZIM

“Yaprak Dökümü”ndeki Ferhunde gibi bir karakteri canlandırır mısınız mesela?


- İnandığım sürece canlandırırım. Gerçek hayatımda Yasemin’im, ama sahnede başka biriyim. Özel hayatımda çok utangaç biriyimdir ama sahnede sınırım yok. Orada arsızım. Utangaçlık falan kalmıyor.

Sevişebilir misiniz rol gereği?

- Her şeyi yaparım. Bu işe gönül verdiysen ve profesyonelsen, hakkını vereceksin. Hayatın içinde her şey var. Oyunculuk da bunları yansıtıyor.

Haberin Devamı

 Her şey hayatın içinden. Peki tüm Türkiye’ye göğüslerinizi açar mısınız?

- Açmam! Türkiye bunu kaldırabilecek durumda değil. Bana yakışmaz. Aile kavramı da önemli. Mesleki hırs uğruna ileride çocuk-larımı utandıracak bir projede yer almam.

ADAM BANA NİYE TAHAMMÜL ETSİN

 Çocuk demiş, özel hayata girmişken... Aşkta zor biri misinizdir?


- Aldığım eleştirilere göre zormuşum.

Ne açıdan?

- Niye tahammül etsin ki adam? Hem adam olacak, hem sevgilim olacak, hem beni sevip pışpışlayacak... Bunlar adama zor geliyor. Ben aşkta dört mevsim gibiyim. Bir sonbahar bir kış, bir ilkbahar bir yaz... 

İş mi yoksa aşk mı daha ağır basar hayatınızda?

- Aşk... Aşk çok güzel ve beni besleyen bir şey. Ama aşk derken neden sadece karşı cins düşünülür ki? Bir çiçeğe de aşık olabilirsin. Annemin bana aldığı bir çiçek var mesela, sularken onunla konuşuyorum. Atlara da aşığım. ılahi aşk var ayrıca... Allah’a olan inancım, ona duyduğum sevgi... Ben aşka aşığım galiba.

Haberin Devamı

BİOLOJİK SAATİM GELDİ ANNE OLMAK İSTİYORUM

Hayatınızda kimse var mı?

- Hayır, yalnızım ve şu an bu yalnızlığı çok seviyorum. Kendimle baş başayım. Kitap okuyorum, bol bol film seyrediyorum.İşimle ilgileniyorum. Kendimi geliştiriyorum. Bu arada aklımda bir proje var; gönüllü ablalık yapmak istiyorum. Kimsesiz ya da otistik çocuklarla ilgili bir şeyler yapmak niyetindeyim. Yaş oldu 27... Biyolojik saatim geldi. Çocuk gördüğüm zaman annelik duygusuyla içimde bir boşluk hissediyorum ve o dolsun istiyorum. Aşık olursam her an evlenip çocuk yapabilirim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!