Güncelleme Tarihi:
Televizyonun harika çocuğu Okan Bayülgen’in ekranda yaptığı işler de olay oluyor, aşkları da. Bayülgen, ekim ayında ‘Disko Kralı’ adlı programla yeniden evlerimize konuk olacak ve eminiz, hepimizi bir kez daha şaşırtacak. Sık sık basına yansıyan aşk hayatına gelince... “Olaylı aşklar yaşadım. Aşk olayını da yaşadım. Aşklarım bir olaydı. Olay çıkmasın isterim” diyen şovmen, belli ki daha çok konuşulacak
Televizyon programlarında her şey yolunda giderken birden “Ben bu yıl yüzümü dinlendireceğim” deyip ekrana veda ettiniz. Neden? Gerçekten yoruldunuz mu?
Hiçbir şekilde yüzümü dinlendirmek gibi bir niyetim olmadı. Yüzüm dinlenmiş bir yüzdü zaten. Ya da şöyle diyebiliriz; son günlerde alışkanlık olan, “Merhaba” demenin ardından gelen şu cümle: “Abi yorgun görünüyorsun!”... Tabii yorgun görüneceğim, 44 yaşımdayım! Anamın karnından yeni çıkmadım ki! Dolayısıyla “Yüzüm dinlenmiş, dinlenmemiş” ya da “İnsanlar beni az görsün, çok görsün” gibi bir derdim olmadı. Özel bir Budist anlam yüklemeye gerek yok; bu ayrılık süreci sadece hiçbirimizin paraya pula, şöhrete ne kadar kıymet vermediğimizin bir göstergesi.
‘Makina’ iyi gidiyordu ama şimdi, ‘Disko Kralı’nı yapmaya başlayacaksınız. Formatını anlatır mısınız?
‘Makina’ iki sene gayet güzel gitti, ömrünü tamamlamış değil. Ama geçtiğimiz sene benim ekipten farklı olarak -çünkü onların çalışma heyecanı hiç bitmiyor- kendime verdiğim bir okul tatili gibiydi. Sınıfta kalmadan, belki ailemle bir Jules Verne yolculuğu yapmak için kendime ayırdığım bir zamandı. Doğal olarak bir sene içerisinde bende de, ekibimde de büyük değişiklikler oldu. Ekibim başka programlar yaptı. Ben başka yerlere gittim. Beraberdik. Bazen beraber değildik. Şimdi ‘Disko Kralı’ yeni fikirlerle, yeni bir oluşum olarak ortaya çıkıyor.
Önce “Siyah takım elbiseden bıktım” dediniz, sonra “Artık saçları uzatacağım, 20 kilo alacağım”... Dediğinizi de yaptınız. Peki dinlendiniz mi?
Ee tabii, göbekli bir adam daha çok yan gelip yatıyor, merdiven çıkarken daha çuval bir görünümü oluyor...
Okan Bayülgen, tartışmasız televizyon starı ama ‘Gülben Ergen Show’dan istediğiniz reytingleri alamadınız. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Gülben Ergen’de korkunç bir reyting ya da birincilikler, ikincilikler gibi bir derdimiz yoktu. Gülben Ergen’le ilgili derdimiz şuydu; Gülben Ergen çok ünlü bir şarkıcı, ünlü bir anne, ünlü bir toplumsal figür. Dolayısıyla Gülben Ergen’in bu yönlerinin hiçbir şekilde televizyon reytingi için zedelenmemesi ve yıllardır oluşturduğu imajının televizyon programında da korunması gerekiyordu. Bizim için en önemlisi buydu. O programda tek bir gaf, tek bir çirkin görüntü yer almamıştır. Gülben Ergen’in, konuklarının veya bize bu programı yaptıran ATV kanalının zararına hiçbir riske girilmemiştir. Program, anlaşıldığı süre içerisinde yapılmış, anlaşma gereği bitirilmiştir. Bence Gülben Ergen o işin altından gayet güzel kalktı.
Ata Demirer’le birlikte çalıştınız ama Ata programı bıraktı. Anlaşamadınız mı?
Ata Demirer’in ekip olarak saygı gösterdiğimiz bir açıklaması oldu: “Ben konuk ağırlamak istemiyorum. Bunu sevmiyormuşum meğerse” dedi. Bu nedenle dokuzuncu programda artık programa devam etmek istemediğini belirtti. Eğer devam etseydi; çok güzel olacağına, başarılı olacağına inanıyorum. Biz sanatçılarla çalıştığımız zaman onların bizden önce de var olduklarını ve bizden sonra da var olacaklarını biliyoruz. Dolayısıyla sanatçıların arzularına, kariyerlerine başka prodüksiyon gruplarından çok daha fazla saygımız var.
Yaşar Çakmak
RÖPORTAJIN DEVAMI HAFTA SONU DERGİSİNDE