Aşkın kaderini kim çizer

Güncelleme Tarihi:

Aşkın kaderini kim çizer
Oluşturulma Tarihi: Mart 04, 2011 17:06

Kaderimizi biz mi kontrol ederiz, yoksa bilemediğimiz, göremediğimiz güçler mi bizi yönlendirir?

Haberin Devamı

Bu, yılların, asırların tartışılan sorusu...
Üzerine ne kitaplar yazıldı, ne filmler çekildi.
Bir tanesi daha niye olmasın?
Kader Ajanları, kader ve aşk temalı bir bilimkurgu.
Uyarlandığı Philip K. Dick imzalı kısa öyküde olmayan aşk teması filmde ön plana çıkmış.
Bu da Hollywood’un gişe beklentisinin bir sonucu olarak görülebilir tabii.

GELECEĞİN ABD BAŞKANI AŞIK OLUNCA

Kader Ajanları, görselliği ve en azından ilk bakışta (sonradan tekrara giriyor ve sıradanlaşıyor çünkü) çetrefilli gibi duran senaryosu bir yana başrolleriyle de ilgiyi hak eden bir film.
Matt Damon ve sinemanın şirin, şeker ama seksi ve asi güzeli Emily Blunt, kaderlerinin peşinde oradan oraya sürükleniyorlar.
Matt Damon’ın oynadığı David Norris, New York’un yükselen politikacılarından. Yakın bir zamanda ABD başkanı olması işten bile değil.
David, seçim öncesindeki konuşmalarından birini daha yapmadan hemen önce gizemli bir kadınla, balerin Elise Sellas ile karşılaşıyor.

/images/100/0x0/55eb1133f018fbb8f8a8e6a9
İster ilk görüşte aşk deyin, isterseniz ruh ikizini bulmak.
David, kürsüye dönmeden önce gelişen beklenmedik bir çekim ve ardından gelen bir öpüşmeyle Elise’e bağlanıyor.
Ama araya giren kara kediler, doğaüstü güçlere sahip gizemli kader ajanları var.
Bir hata sonucu geliştiğini düşündükleri bu aşkın daha ileriye gitmemesi için David ve Elise’in bir daha görüşmelerini engellemeye çalışıyorlar.
Kader Ajanları aksiyonu, kovalamacası, gizemi ve bilimkurgusu da olan bir aşk filmi aslında.
Eğlenceli vakit geçirmek için her türlü donanıma sahip. Şeytan Prada Giyer filminden beri gözümüzün üstünde olduğu Emily Blunt çekici ve sempatik.
Üstelik başrolü paylaştığı, zamanımızın en sağlam aktörlerinden olduğu şüphe götürmeyen Matt Damon’la kimyası da tutmuş görünüyor.
Bir araya gelmeleri için heyecanlanmamızı sağlayacak uyumları var.

Haberin Devamı

SENARYO ZAYIFTEKRARA GİRİYOR

Kader Ajanları’nın en zayıf halkası ise kısa bir öyküden yola çıkılarak yazılan senaryosu.
İnsan, “kariyerinin tehlikeye girmesine rağmen ruh ikizinin, hayatının aşkının ardından gitmeli mi”yi sorguluyor.
Filmin bu tarafı, aşk vurgusu tabii ki daha çok kadın izleyiciler için.
Bir diğer yanda da kaderimizi kendimiz mi yazarız yoksa yazılan kadere boyun mu eğeriz sorgulamasıyla birlikte gelen bir aksiyon ve bilimkurgu var ki bu da türün meraklılarına.
Aslına bakarsanız bilimkurgu ayağı için yüksek beklentilere girmeye gerek yok. Çünkü aşk ve aksiyonu ön plana çıkaran filmin öyle derin, çetrefilli, cezbedici bir senaryosu olduğu söylenemez.
Kısır konu tükenince, olaylar, bir noktadan sonra kaçtılar, kovaladılar şeklinde ilerlemeye başlıyor.
Senaryo da sadece aksiyon sahnelerine ve aşka destek verir hale geliyor.
Ve doğal olarak tekrara giriyor.
Bunlara rağmen Kader Ajanları, aşk vurgusu, eğlencesi, oyuncuları ve çekimleriyle iyi bir seyirlik.
Beni en fazla rahatsız eden şey, kader ajanlarının kadın ve erkeğin karşısına koyduğu aşk mı kariyer mi sorgusu oldu.
Hem aşk, hem kariyer olmaz mı demek isteniyor acaba?
Yönetmen en azından ve neyse ki şöyle bir laf etmiş; “Siz kendi kararlarınızı vermediğiniz sürece kader sizi yenecektir.”

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!