Güncelleme Tarihi:
BELÇİM BİLGİN: YILMAZ’A OLAN AŞKIMI KENDİME BİLE İTİRAF EDEMEDİM
NASIL BİRİ: Güzel oyuncu, kendi deyimiyle “Oyunculuktan sıyrıldığı anlarda Rodin’in annesi, Yılmaz’ın eşi ve birilerinin en yakın arkadaşı, yani Belçim”... Aynı zamanda o, Yılmaz Erdoğan’ın bir şiirine ilham kaynağı olmuş bir peri.
İLK GÖRÜŞTE AŞK: Güzel oyuncu, ilk görüşte Yılmaz Erdoğan’a aşık olduğunu ama ilk zamanlarda bunu kendine bile itiraf edemediğini söylüyor: “Kendi kendime ‘Belçim, sen aşık değilsin. Olsa olsa sadece hayran olduğun kişiyi yakından görmek, onun da seninle ilgilendiğini hissetmek bu’ diyordum ama vücudumun gösterdiği reaksiyonlar durumun aslında hiç de öyle olmadığını gösteriyordu. Bir süre sonra tekrar karşılaştığımızda Yılmaz bana ‘Ben seninle evleneneceğim galiba ama şimdi çok küçüksün’ dedi. O gün, bu kapıyı açabileceğim hissini bana verdi.”
ÇOCUKLUK AŞKI: Güzel oyuncu, ilk aşkını platonik yaşayanlardan... Bilgin, bu duyguyla ilk tanıştığındaki hislerini şöyle anlatıyor: “Bir insanoğlu bu duyguyla nasıl başa çıkar diye düşündüm. Orta sondaydım, o benden iki yaş büyüktü. Benden büyük olduğu için çok başka bir kafada olduğunu düşünüyordum ve belki de bu yüzden ona hiç açılamadım. Platoniklik; kendi kendine bir çaba, komik ama yine de heyecanlı.”
NELER AŞKI HATIRLATIYOR
* Ülke: “Fransa-Paris. Hayatımda ilk defa orada yalnız kaldım, yalnızlığım benim Paris. Bir de Yılmaz’la aşkımızın başladığı yerdir...”
* şarkı: “Chopin-Opus 55. Ben bu parçayı ne zaman dinlesem ağlarım...”
* Kitap: Bir Gün Tek Başına-Vedat Türkali. Aynı davaya inanmanın da, farklılıklar barındırmanın da içinde olduğu, her şeye rağmen yaşatmaya çalışılan büyük bir aşk var bu kitapta. Bir de Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi; aşk, tutku ve vazgeçmemek için harika bir kitap. Tüm film çekimleri boyunca elimde bu kitap vardı...”
* Film: “Frida. Onun Diego’ya duyduğu aşkı, o aşkta her şeye rağmen kendini var etmesini çok seviyorum. Ağır bedeller ödüyor ama vazgeçmiyor.”
MEHMET GÜNSÜR: AŞK ACISIYLA ORTA İKİNCİ SINIFTA TANIŞTIM
NASIL BİRİ: Karizmatik oyuncu için söylenecek çok fazla iyi sıfat var ancak başkalarından önce kendine samimi olduğunu söylemek doğru olur. Günsür, aşk adamı olduğunu söylemeyen bir “aşk adamı”.
İLK GÖRÜŞTE AŞK: Mehmet Günsür “Benim başıma gelen yıldırım gibi değildi fakat üç dakika sonra biliyordum. Tek bir dokunuştan sonra, hayatta bana kimsenin öyle dokunmadığını hissetmemle, vücudumun ürpermesiyle anladım. Eşimle tanıştığımda aynı zamanda tüy kadar hafif olmakla, rüzgar nereye eserse oraya uçabilmekle, özetle hafiflikle de tanışmış oldum” diyor. Yakışıklı oyuncudan eşi Caterina, çocukları Ali ve Maya ile kurduğu çekirdek ailenin huzurlu hikayesini dinlerken, bir insanın hayatta kendi şansını yaratabildiğine tanıklık ediyorsunuz.
ÇOCUKLUK AŞKI: “Tam anlamıyla aşkın en dibine girdiğim durumla orta birinci sınıfta tanıştım. Benden iki yaş büyüktü, yine onu görme heyecanıyla ayaklarım yerden kesiliyordu, söylediği minik cümleler kafamda kocaman masallara dönüşüyordu ve tabii ki kaçınılmaz son; aşk acısı... Benim için ilk aşk melankolisi Dire Straits’in Communique albümüdür.”
* Ülke: “Aşıksan her yer mükemmel olabilir. ıtalya, Fransa’dan daha romantiktir mesela. Bir Fransız kadını Paris, hemen sana kollarını açmaz ama Roma, hemen sana kollarını açar, hatta seni bağrına basar.”
* Şarkı: “Whitesnake-Is This Love. Gelmiş geçmiş en muhteşem baladlardan biridir.”
* Kitap: “Ursula K. Le Guin-Yerdeniz Büyücüsü... Neden bilmiyorum aşk deyince aklıma ilk o geldi, sevdiklerime çok sık hediye ederim bu kitabı.”
* Film: “Romantik film meraklısı değilimdir. O nedenle aşk dediğinizde aşkın farklı bir halini hissettiğim Rush geldi aklıma. 1991 yapımı Rush, iki polisin birlikte bir batağın içine girmeleri ve bu süreçte oluşan garip bağlarını konu alıyor.”