Güncelleme Tarihi:
Kim hoşlanmaz ki haklı çıkmaktan? Çünkü ne kadar çok haklı çıkarsanız, yorumlarınız o kadar çok ciddiye alınır. İşte bu yüzden, ben hiç çekinmeden söylerim. Zaten ne nazik olduğum iddiasındayım ne de düşünceli. İşte söylüyorum: Dediğim çıktı. Bir vatandaşımız, "Aşkım" yerine başka bir kelime bulunsun diye Türk Dil Kurumu'na başvurmuş. Hem de benim yazdığım gerekçelerin neredeyse aynısını öne sürerek.
Mavi kelimeye tıklayıp da okumaya üşenenler için özetleyeyim: "Artık insanlar evlatlarına, analarına, babalarına, arkadaşlarına, komşularına, hatta sütçüye, çöpçüye, bekçiye bir şey söyleyeceği zaman "Aşkım"sız lafa başlamıyor..... Anlaşılan "Aşkım" da karavana. Yani artık sevdiğinize diyeceğinizi kolay kolay diyemeyeceksiniz."
Eh şimdi bu azıcık da şaka olsun diye açıklamış olduğum kehanetim tam 12'den vurunca, kim tutabilir artık beni? Hatta bu gazla " Anlaşılması zor espriler yapınca, okuyucudan bir sürü fırça yiyorum. Haliyle insan kırılıyor bu yaştan sonra. Artık mizah filan yapmayacağım" kararımdan da vazgeçerim belki. Adı o haberde belirtilmeyen vatandaşımız, çok yaşasın.
Başlıyorum. Aman unutmadan peşin peşin rica edeyim, anlamadan dinlemeden klavyeye sarılıp sanal mektuplara dökülmeyin olur mu? Az müsaade edin kendinize. Derin bir nefes alın, bir daha okuyun. E üzülüyorum, canım.
Başlıyorum. Bu sefer gerçekten başlıyorum da ah şu telefon çalmasaaa....
-        ÂAman ne mutlu. Bugün keyfin yerinde, ÅŸakıyorsun bakıyorum.
-        ÂSebeb-i keyfim kehanetimin isabetidir. Anlatmıştım ya.
-        ÂAnladım, "AÅŸkım" meselesi. Ama sana bu kadar iyi geleceÄŸini tahmin etmemiÅŸtim. Tövbe ettiÄŸin kelime oyunlarına bile baÅŸlamışsın.
-        ÂDüşündüm de, küsmek zamansız bir lüks. Çünkü, ben neden yazıyorum? Önce kendim zevk almak için sonra da kelimelerle oynaÅŸmaktan hoÅŸlanan okuyucularla bu zevki paylaÅŸmak için. Ama asıl derdim ne? Dilimizi zenginleÅŸtirmeye çalışmak. Böyle giderse, zaten iÅŸ hayatında çoktan ana dil haline gelen Ä°ngilizce yakında ikinci dil olarak resmiyet kazanacak. Al sana kehanet.
-        ÂEh sen böyle yazınca da yabancı kelimelere karşı olduÄŸun sanılıp eleÅŸtiri alıyorsun.
-        ÂTam tersi de var. Kimileri de çok fazla yabancı kelime kullandığım için eleÅŸtiriyor. Aynı yazı iki zıt iddia ile eleÅŸtiri alıyor. Hele geçenlerde bir sabah bahsettiÄŸim türden iki sanal mektup bir dakika arayla geldi. Güleyim mi aÄŸlayayım mı ÅŸaşırdım.
-Â Â Â Â Â Â Â Â ÂPeki senin kriterin ne bu konuda? Ay kriter dedim ama.
-        ÂDe kardeÅŸim de. Rahat ol. Sen kriter dersin, ben kıstas, öteki ölçüt der. Al sana 3 kelime. Benim kıstasım iÅŸte tam da bu. Türk Dil Kurumu Sözlüğü'ne girmiÅŸ olan her kelimeyi kullanırım. Girmeyenleri kullananı eleÅŸtiririm. Zaten onlar da çoÄŸunlukla yabancı teknik terimlerdir. Tabii bir de uydurukçayı. Bak ÅŸimdi bekle. Uydurukça diye bir kelime yok diye de eleÅŸtiri gelir. Ama dedim ya benim iÅŸim kelimelerle oynaÅŸmayı sevenlerle.
-        ÂEski dile meraklısın ama inkâr etme sakın.
-        ÂBunun sebebinin ukalalık olduÄŸunu iddia edenler de oldu. Ä°ÅŸin aslı ÅŸu. Bizi kültürümüzden koparmaya çalışanların tuzağına düşmeyelim istiyorum. Eski kelimeleri tamamen unutursak edebiyatçılarımızın birçoÄŸunu anlayamayız. DoÄŸrusu çocuklarımın Goethe'yi bilip, Halit Ziya UÅŸaklıgil'den bihaber olmasına tahammül edemem. Ama böyle giderse gençler sadece son 20-30 yılın edebiyat ürünlerini anlayabilecekler. Hele Türk MüziÄŸi ÅŸarkılarını yabancı dil gibi dinleyecekler. Olacak ÅŸey mi?
-        ÂÖğrensin keratalar, diyen Attila Ä°lhan'dı, deÄŸil mi?
-        ÂEvet, aÄŸzına saÄŸlık o demiÅŸti. Gerçekten de öğrensinler. Yoksa yakında iki kuÅŸak birbirinden tamamen kopacak. Oysa bizim en büyük toplumsal gücümüz aile birliÄŸi. Ben de durumdan vazife çıkardım kendime. Hem madem onca sene bu iÅŸleri okudum ettim. Yoksa çokbilmiÅŸlikle parsa toplama heveslisi yaÅŸlarımız çok gerilerde kaldı.
-        ÂBu konuÅŸtuklarımızı mutlaka yazmalısın. Ama kehanet denince benim aklıma önce senin meÅŸhur yumurta hikâyen geliyor. Ondan da bahset yazında..
-        ÂDoÄŸru. En acıklısı o. Zavallı babaannem hasret gitti yumurtaya. Yüksek tansiyonu var diye. Dinlemedi beni. Hâlbuki ÅŸimdi resmi ağızdan açıklandı yumurtanın masumiyeti.ÂBilim öyle hızlı geliÅŸiyor ki bugün yasak olan yarın serbest. Dolayısıyla kafamızı fena karıştırıyorlar. Mesela bebeklerin nasıl yatırılacağına bir türlü karar veremediler.
-        ÂEvet, ÅŸimdi gene sırt üstü yatırmayı tavsiye ediyormuÅŸ doktorlar.
-        ÂEh iÅŸte 360 derece döndü. Annelerimizin bebekliÄŸindeki konuma geldi. Onları da sırt üstü yatırmışlar. Bizi yan çevirmiÅŸler. Hatta böyle yatırınca bebeÄŸin kafası kavun gibi oluyor diye hoÅŸlarına gidermiÅŸ. Biz ise çocuklarımızı yüzü koyun yatırdık. Kusarsa boÄŸulmasın, dediler. Åžimdi de sırt üstü döndürdüler. Dön baba dönelim. Artık su da vermiyorlarmış bebeklere ilk altı ayda.
-        ÂBunu duymamıştım. Hâlbuki ben bu yüzden doktordan azar iÅŸitmiÅŸtim. OÄŸlum çok aÄŸlardı 3-4 aylıkken de doktor bunu benim az su vermeme baÄŸlamıştı. Buyurun bakalım.
-        ÂBunda gülecek ne var? Yenilerin tabiriyle maymun olmuÅŸ durumdayız. Bu yüzden kimbilir ne ana- kız, gelin-kaynana kavgaları çıkıyordur.
-        ÂYok baÅŸka bir ÅŸey geldi aklıma da ona gülüyorum. Senin bahsettiÄŸin sarımsak haberi. Ä°nternette gördüm bugün. Gerçekten aynı gazetenin aynı sayfasında bir haberde, sarımsak tansiyon düşürür, deniyor. Ötekinde bir iÅŸe yaramadığı iddia ediliyor. Ä°ki iddia sahibi de profesör üstelik. Çok ÅŸaşırdım, çok.
-        ÂAma ben asıl baÅŸka birÅŸeye ÅŸaşırdım. Bu çeliÅŸkiden ÅŸahane polemik çıkardı. Al sana haber iÅŸte. Skandal hem de. Bilimsel skandal. Bırak baÅŸka gazetecileri, her iki haberi de yapan gazeteci bile bu fırsatı kaçırdı. Gözünün önündekini görmek, yoktan haber yaratmaktan daha kolay ama...
-        ÂGerçekten skandal ama içinde seks kelimesi yok. Halbuki biz okuyucular için artık sihirli kelime: Seks.
-        ÂTamam ÅŸimdi bu noktada dur. Seks meselesi derin konu. Åžimdi bu konuÅŸtuklarımızı yazayım da o konuya haftaya ariz amik bakarız.
-Â Â Â Â Â Â Â Â ÂHoppala. Bu ariz amik de neyin nesi ÅŸimdi?
-Â Â Â Â Â Â Â Â ÂAttila Ä°lhan ne demiÅŸti?