Aşkı zamana yenildi

Zor bir karar, geçen perşembe günü hayata geçirildi. Yonca ve Harun'un on yıllık birliktelikleri boşanma ile son buldu.

Kimine göre şöhret evliliği engelliyor, kimine göre iş ve evliliğin bir arada yürümesi çok zor... Ne denirse densin sonuçta ünlülerin evlilikleri çok zor...

‘‘Aradan on yıl geçti. İlişkiler zaman aşımına uğradığında bir şeyler değişmeye başlıyor. Biz bunu bilincinde olarak değiştirmedik. Farkında olmadan dört senenin sonunu doğru bir şeyler değişti’’ diyen Yoncimik, ayrılığını anlatırken hâlâ seven gözlerle bakmasına, gözleri zaman zaman dolmasına rağmen kararı vermiş bir kere. Söylediği gibi çok belirli bir sebepleri yok ayrılmalarında. Tek sebep aslında, bunca geçen zaman içinde birbirlerine karşı beklentilerinin değişimi ve biraz da birbirlerinden sıkılıp başka ufuklara doğru yelken açmak.

‘‘Zamanla farkettik ki birbirimizi kırmaya, üzmeye başladık. İkimiz de bunu kaldıracak yapıda insanlar değiliz. Dostluğumuz daha fazla zedelenmesin istedik’’ diyen Yonca, Harun’la bir süre ayrı kalmayı, boşanmadan bu evliliği kurtarmayı denese de yapı icabı bunu pek becerememiş. Kendisi yürekten inanıyor ki Harun'u hâlâ çok seviyor. Beyni unutsa bile kalbinin köşesinde sürekli var olacak bu sevgi. Aslında pek de öyle gönülden kopamamış Yonca, Harun'dan. ‘‘Hiçbir şey için söz vermiyorum. Benim için kağıt üzerindeki imza da o kadar önemli değil. Önemli olan insanın bir arada veya kendi başına mutlu olması. Çünkü Harun benim hayatta tanıdığım en iyi insanlardan biridir. Mühim olan ya beraber ya da ayrı ayrı mutluluğu yakalamak. Belki yarın bu karardan vazgeçeriz, belki üç ay sonra, belki de bir daha hiç biraraya gelmeyiz’’ derken mümkün olsa geri dönüp mutlu günlerini yakalamak istiyor her cümlesinde. ‘‘Kalp meselesine pek fazla karışmamak lazım. Biraz zamana bırakmakta fayda var. Bunu düzelterek bir yere getiremiyorsak belki ayrılarak getiririz, bilmiyorum’’ derken Harun'a da pek fazla haksızlık etmek istemiyor.

Dışarıdan bakıldığı zaman bir problem yoktu. Her şey çok düzgün giderken almışlardı bu ayrılma kararını. Bunu devam ettirmek için çok çalışsalar da olmadı. Ayrıldılar. Ayrılık sonrası yaptığımız bu söyleşi de ‘‘Yarın öbür gün ne olacağımız belli değil. Yaşlanınca ne olacağım, bulunduğun çizgiyi korumalıyım... gibi baskıların altında ezildim. Dışarıdan çok kolaymış gibi görünen bu durum aslında ölümcül bir şey. Çok üzgünüm, kendi kendime çok kırgınım, kimseyi suçlamıyorum. Her şey insanlar için. Böyle şeyler yaşanacakmış demek ki’’ diyor ve ekliyor:

‘‘Bunun adını ben koyamıyorum. Kendi şahsıma evlenince birtakım tabular, bir takım sorumluluklar, hele benim ve Harun gibi çok çalışan insanlarsan o kurallara uyamaz hale geliyorsun. Kurallara uyamayınca da karşılıklı bir takım beklentiler tökezlemeye başlıyor. Bunda kadının üzerine düşen görev var erkeğin üzerine düşen görevler var. Ama evlendiğin zaman hele bir de zaman aşımına uğrarsa evliliğin, bu beklentilerin yerine gelmediğini gördüğün zaman bu sıkıntı yaratıyor.