Güncelleme Tarihi:
1- İki kültür arasında
Berlin doğumluyum. Annem ve babam Almanya’da tanıştılar ve babamın iş bağlantıları yüzünden Türkiye’ye geldik. İki kültürle birden büyüdüm; küçükken annemle babaannem, dedem arasında çevirmenlik yapıyordum.
2- Oyunculuğa geçişi
Müzikle büyüdüm, konservatuvar sınavına girdim ve kazandım. İlk başlarda hedefim bu yöndeydi ama kafamda modellik, fotomodellik, reklamlar vardı. 2005 senesinde Best Model’a katıldım. “Gelecek vaat eden” ödülünü almak beni bu alanda motive etti. 2008 Miss Turkey birincisi seçildim. Oyunculuk çok daha karakterimi gösterebileceğim bir iş olduğu için onu tercih ettim.
3- Favorisi maskulen parçalar
Ben çok salaş bir insanım. Toprak ve pastel tonlarını severim. Açıkçası dikkat çekmeyi de sevmiyorum. Herhalde ondan dolayı pek iddialı değilim. Daha ‘cool’, bazen daha erkeksi parçalar giymeyi daha çok seviyorum. Mesela benim için kesinlikle siyah bir elbise her zaman kurtarıcıdır. Nereye giderseniz gidin onu güzel bir takıyla kombine edebilir, ruhunu değiştirebilirsiniz.
4- Kendini Barok döneme yakın hissediyor
Barok çok karışık bir dönem; insanların tam o karanlık çağdan çıkışı ve aydınlanma dönemine geçişi... Barok dönemde insanlar Tanrı’dan ve ölümden sonrasından çok korkarlarmış, hep bir korkuyla yaşarlarmış ama oyalanmak ve kendilerini bu dünyaya adamak için de günlük eşyalar ve kıyafetler çok süslüymüş. Herhalde zıtlıklar arasında yaşadığım için Barok dönem bana çok uygun.
5- Aşk, iki kişi arasında kalmalı
Aşk benim için güzel ve gizemli bir şey, çok sık aşık olmam. Aşık olursam çok uzun sürer ve gittiği yere kadar gider. Mantığımı kaybederim, kendimi tamamen aşkıma adarım. İçimden bir şeyler geliyorsa da mutlaka yaparım. Kesinlikle gizli yaşamayı tercih ederim; bence iki kişi arasında ne yaşanıyorsa yine iki kişi arasında kalmalı.
6- Yoga ve fitness yapıyor
Yoganın, meditasyon yapmanın içe dönmek, konsantre olmak açısından çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Vücut yapım bu, ince kemikliyim ama balıketli bir kadın olsam da 34 beden olmaya çalışmam.
7- Kitap tutkunu
Gece hayatı pek bana göre değil. Zaten okulda da hep bir kenarda oturup kitap okurdum. Okuldaki Goethe ve Brecht kitaplarını severek bitirirdim. Daha çok yabancı rock, Oldies But Goldies dinlerim. 60, 70, 80’leri çok severim.
8- Türk filmlerinden etkileniyor
Karadayı’da canlandırdığım karakterin adı Songül. Dört çocuklu bir ailenin en küçük kızı. Naif bir genç. O dönemin starlarını, Türkan Şoray’ı falan örnek alıp, hayalinde onların filmlerdeki hikayelerini yaşıyor. Kural tanımıyor ama mutaassıp bir ailesi var. Evden okula, okuldan eve. Bu karaktere hazırlanırken, mimik görmek adına bol bol Türk filmi izlemedim.