Güncelleme Tarihi:
Katıldığı bir programda, "Aşk sonsuz bir insana hapsedeceğin bir durum değil, bunun böyle olmadığını gördüğünüzde zaten onu terk etmeye başlarsınız, aşkı siz öldürürsünüz" diyen Kıraç, "Evlilik aşkı kesin öldürür diye bir şey yok. Evlilik aşkın düşmanı da değil yani. Fakat aşk başka bir şeydir. Aşkı biz bir karşı görüp onu inanılmaz istemekle sıkıştırıp bırakırız. Aşk böyle bir şey değildir. Aşk 'Harry Potter'da bir top var ya uçuyor böyle yakalamaya çalışıyorlar filan. Kolay yakalanmaz, sonuçta mutlaka kaçar bir şekilde. Aşk sonsuz, bir insana hapsedeceğin bir durum değil. Bunun böyle olmadığını gördüğünüzde zaten onu terk etmeye başlarsınız. Aşkı siz öldürürsünüz" dedi.
Yeni doğacak bebeği ve eşi Ayşe Hanım ile ilgili açıklamalar yapan ve babalık duygusunu henüz tatmadığı için nasıl bir şey olduğunu bilmediğini belirten Kıraç, "Ara sıra düşündüğümde küçük bir insan, evde dolaşan insan yavrusu... Değişik bir duygu" dedi. Kıraç, bebeği için ninniler bestelediğini de sözlerine ekledi.
Programdaki röportaj şöyle sürdü:
Bu yepyeni türkü albümü ile ilgili nedir ilk tepkiler?
Kıraç- İlk zaten kendi sitemizden takip edebiliyoruz. Beni dinleyen insanlar şu an çok beğendiler. Bekledikleri bir albümdü. Çevremde edindiğim tepkiler de çok iyi. İnsanlar da samimi buluyorlar. Çok iyi tepkiler alıyoruz.
Bu albümde Kıraç dinlemeyenler de türküler vasıtasıyla Kıraç dinlesin, dinletelim gibi bir durum var mı?
Kıraç- Öyle bir şey düşünmedik. Zaten türküler söylüyordum. Böyle bir kaygı yoktu zaten herkes te artık tanıyordur, bir çok yerde müziğim duyuluyor.
Nasıl yola çıktınız peki, başlangıç noktası neydi bu albümü yaparken?
Kıraç- Türküler, halk şarkıları konusu, benim çok önem verdiğim bir konu.
Benim müziğimin alt yapılarını oluşturur.
Daha önce yapmış olsaydın peki yanlış anlaşılır mıydı? Ya da erken mi olurdu?
Kıraç- Yani belki yanlış ta anlaşılırdı. Onu düşündüm düşünmedim öyle şeylere yani başkalarını düşüncelerine önem vermiyorum bu konuda ama. Yanlış bir hareket olabilirdi. Bu hassas bir konu müzik ve şarkı. Duygu isteyen bir şey, türküler benim hayatımın gerçekten parçalarıdır.
Türküler senin için çok önemli her cümlende de bu belli zaten. Son 5 10 yıldır türküler çok daha fazla duyuluyor. Pek çok kişi yeniden yorumluyor, başkalarının yorumladığı türkülere bakınca ne diyorsun?
Kıraç- En başında şunu söylemeliyim. Tarzı ne olursa olsun yani rock yapıyor olabilir, pop yapıyor olabilir, değişik elektronik tarzlar yapıyor olabilir yani, arabesk söylüyor olabilir farketmez ama, benim sevmediğim müzik tarzlarını da söylüyor olabilir. Söyleyebilmesi lazım,söylemeye çalışması lazım. Ben kendim gibi baktığımda ben türkü söyleyen insanda böyle bir duruş beklerim. Türkü evet ufacık bir çocuk da söyler. Genel olarak türkü deyince şu akla gelir, Anadolu'dan gelmiş bir çocuk yolunuz Mahmutpaşa'ya düştüğünde Mardin'li çığıran bir çocuk imajı görürsünüz. 'Muhsin bey' filmindeki Uğur Yücel gibidir. Genel olarak Türkiye'de algılanış budur. Benim görüşümde böyle değildir. Ben biraz yaşantısıyla türküleri harç etmiş hem felsefi anlamda, hem kimlik adına Dünya'ya bakışı yansıtan, türkülerde bunu bulan, bunu aktararak ve yaşayarak söyleyen insanları dinlerim...
Özümsemesini istiyorsun , son olarak Öykü-Berk flemenko türküler söyledi, sen ne düşündün dinledğinde?
Kıraç- Benim ilk albümüm çıktığında dünya kadar türkü söyleyen grup vardı...'Öykü-Berk'
dinleyemedim açıkçası ama duydum orda burda. Flemenko türkü filan gitarla türkü söylemek güzel bir şeydir. Tamamını dinleyemedim yorum yapamam ama söylemeleri güzel.
Sertab Erener türküleri alıp ingilizce söz yazdı, bunu duymuşsundur herhalde.
Kıraç-Duydum yani çok da hoşuma gitti. Bir İngiltere konserinde çok önceden düşünmüştüm, birisi bana fikir vermişti, herhangi bir türküyü ingilizceye çevirmeye kalktığınızda devasa bir şey çıkıyor ortaya gerçekten. Bunu ben söylemiyorum bir ingiliz arkadaş söylüyor. Fikir babası o gazeteci arkadaş, ilk çıkartan odur diyebilirim. Sertab Erener'de böyle bir şey yapıyorsa son derece başarılıdır. Müzikal yönünü bilmiyorum dinlemedim. Müzikal yönünde de yine bizim müziğimize bağlı olması lazım.
Galiba öyle olmıycak benim bildiğim kadarıyla.
Kıraç- Caz yapim türkçe sözler olsun filan olursa olmaz tabii.
Bu kadar dizilerle haşırneşir oldun, oyunculuk teklifi geldi mi sana?
Kıraç- Çok fazla oyunculuk teklifi geldi, bir tane ben yapımda da içinde bulunduğum 'Gönül Salıncağı' TRT'de onda oynadım aslında.
Nasıl bir şey miş? Farklı mıymış çok?
Kıraç- Çok zor bir işmiş. Tamam bunu zaten biliyorum setlerdeyim ama, herkesin çok da özenmemesi gereken bir iş, cidddi bir ameleliği var.
Film müziği yapmak ister misin?
Kıraç- Yaptım. Filmleri çok konuşabiliriz çünkü fimler dizilerin yakaladığı ivmeyi yakalayamadı.
Kişisel bakış açın nedir? Neden?
Kıraç- Filmler doğru örneklerin peşinde değiller. Geçmişteki türk sinemasının devamı değiller. Geçmişte türk sinemasında Ertem Eğilmez vardı, Ertem Eğilmez'in hiç kimse devamı değil. Çok büyük bir üstad, gerçek büyük bir adam. Yani o eski yönetmenler Metin Erksan inanılmazlardı.
'Yıkık' videonda üstadıma saygı öyle bir şey demiştin.
Kıraç-'Sevmek Zamanı'ndan aynı açılarla çekmeye çalışmıştı. Ya çok seviyorum ben eski türk filmlerini...Metin Erksan'dan bahsediyoruz, o filmleri yakalayamadığımız için seyirciyle bağlantı kuramıyoruz. Son zamanlarda bir takım şeyler çekiliyor. Ne türk ne yabancı. Ödüller veriliyor mesela dün baktım tv'ye. Bir çeşit Oscar'a özeniliyor, tören böyle, canlı müzik ney, piyanist ama playbackten Oscar için çalınan müzik çalınıyor. İnanılmaz arabesk, arabesk derken böyle abur cubur. 7 tane film çekilmiş zaten 5'i yarışıyor. Anlamadığım kimse gerçekten bunu farkında değil mi?
Sahte mi geliyor yapılan?
Kıraç-Sahte değil de olmuyor...