Güncelleme Tarihi:
Aşka herkes bir ömür biçiyor.
Üç, enteresan bir rakam. Kullanılmadığı yer yok gibi, aşk söz konusu olduğunda da işler değişmemiş.
Allah’ın hakkı üçmüş.
Gökten üç elma düşmüş...
Üç silahşörlermiş.
Eeee, aşkın ömrü de üç yılmış işte.
Yok canım.
Bence olsa olsa kalp çarpıntısının, o deli heyecanın, kavga dövüşünün ömrüdür bu üç yıl.
Çevremizdeki üç, beş, on, yirmi, elli yıllık aşklar nasıl açıklanabilir aksi takdirde.
SİVRİSİNEKLERİN ÖMRÜ BİR GÜNDÜR AŞKIN ÜÇ YIL!
Ama gelin görün ki Fransız yazar Frederic Beigbeder bu durumla ilgili pek fena konuşuyor ve yazıyor;
“Sivrisineklerin ömrü bir gündür, güllerinki üç gün. Kedilerin ömrü 13 yıldır, aşkınki üç. Böyle işte. İlk yıl tutku, sonra bir yıl şefkat ve nihayet bir yıl can sıkıntısı.”
“İlk yıl ‘Beni terk edersen kendimi öldürürüm’ denir. İkinci yıl ‘Beni terk edersen acı çekerim, ama kendimi toparlarım’ denir. Üçüncü yıl, ‘Beni terk edersen şampanya patlatacağım’ denir.”
“Sizi aşkın hayat boyu sürdüğüne inandırırlar, oysa aşk kimyasal olarak üçüncü yılın sonunda yok olur.
İlk yıl eşyalar satın alınır.
İkinci yıl eşyaların yerleri değiştirilir.
Üçüncü yıl eşyalar paylaşılır.”
“Hakikat, aşkın mis kokuları arasında başlayıp bok kokuları içinde bitmesidir.”
Valla ne diyeyim, çok ağır oldu bu ithamlar. Filmin başında bunları gözümüze gözümüze sokarak aşık çiftlere hakaretin alasını da yapıyor zaten.
AŞK KİMYASAL OLARAK NE ZAMAN YOK OLUR?
Aşka üç yıl ömür biçen, filmin aynı zamanda yönetmeni de olan ünlü Fransız yazar Frederic Beigbeder.
Kendisi hafta içinde ülkemize geldi ve D&R’larda sevenleriyle buluşup, senaryosunu yazıp yönettiği filme konu olan kitabını imzaladı.
Bieber’in 1997’de yayımlanan kitabı ‘Sizi aşkın hayat boyu sürdüğüne inandırırlar, oysa aşk kimyasal olarak üçüncü yılın sonunda yok olur’ cümlesiyle dikkatleri ve aşıkların şimşeklerini üstüne çekmişti.
Şimdi aynı şimşekleri beyazperdede absorbe etmeye çalışacak gibi.
Aşkın Ömrü Üç Yıldır aslında yarı biyografik bir çalışma.
Yani filmde izlediğimiz olayların bir kısmı gerçekten de yazarın başından geçmiş.
AŞKI TAKMIYOR GÖRÜNSE DE FENA HALDE AŞIK
Marc, edebiyat eleştirmenliği yaparak hayatını kazanan yakışıklı, genç ama kariyer açısından pek de parlak olmayan bir adam.
Güzel karısıyla olan ilişkisinin ateşi zaman içine sönüyor. Karısı soluğu işinde daha başarılı olan başka bir yazarda alıyor.
Marc ise evliliğinin asıl düşmanı olan bir kalp çarpıntısına doğru yola çıkıyor.
Kuzeninin karısı Alice’e uzun süre önce abayı yakan Marc, Alice’i elde ettiğini düşündüğü anda aralarına Aşkın Ömrü Üç Yıldır cümlesi üzerine kurulu kitabı giriyor.
AŞKLA DALGA GEÇERKEN...
Filmin parmak bastığı nokta ana karakterin kitabında aşkla dalga geçmesine rağmen sırılsıklam aşık olması.
Bu durumda filmin başlıkla ters bir işleyişi var aslında.
Hikayenin en komik ikilisiyse Marc ve editörü. Onların sorunlu ilişkilerine gülmemek zor.
Beigbeder Fransa’da hayli popüler bir isim.
Film eleştirmenliği yaptığı bir televizyon şovu dışında pek çok radyo ve televizyon programına konuk olarak katılıyor.
Windows on the World ve 99 Francs adlı kitapları çok satanlar listesine giren diğer eserleri. Yazar, eleştirmen kimliğine bu filmle birlikte bir de yönetmenliği eklemiş oldu.
Çok parlak olmasa da yönetmenlikte de ortalamayı tutturduğu söylenebilir.
AŞKIN ÖMRÜ ÜÇ YILDIR
Yön: Frederic Beigbeder
Oyn: Louise Bourgoin, Gaspard Proust, Jonathan Lambert
Tür: Dram
Süre: 98 dk.
HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ
ARAF
Yön: Yeşim Ustaoğlu
Oyn: Neslihan Atagül, Özcan Deniz, Barış Hacıhasan, Nihal Yalçın
Tür: Dram
Gitmek isterken arada kalmak
Festivallerde büyük ilgi gören filmlerin yönetmeni Yeşim Ustaoğlu bu kez hem festival izleyicisini hem de genel izleyiciyi avucunun içine alacak bir filmle geldi karşımıza. Araf, önce Venedik Film Festivali’nde gösterildi, şimdi de ayağının tozuyla Adana Altın Koza’da yarışıyor. Yazıyı hazırlarken ödüller açıklanmamıştı. Ama tahminim Araf festivalden ödüllerle donecek. Yeşim Ustaoğlu’nun kamerası, çalışan insanların hayatına usulca giriyor. İş, ev, televizyon ve gerçek yaşam arasında sıkışmış orta sınıfın hikâyesi geliyor perdeye. Konu, bir dinlenme tesisindeki lokantada vardiyalı çalışan Zehra ve Olgun’un üzerinden ilerliyor. Erkekler kızlara göre geç olgunlaşır. Olgun daha saf ve naifken, Zehra’nın sıkışıp kaldığı bu hayattan bir an önce kurtulmak istediğini görüyoruz. Arada sırada kapıdan geçen kamyon şoförünün çapkın bakışları onun için kurtuluş, evden, işten kaçış gibi. Filmin bir başka önemli karakteri de küçük yerde kadın olmanın dramına dikkat çeken Derya. Filmin sonunda ortaya çıkacak bir sırrı olan, derinden yaralı bir kadın. Derya’nın, Nihal Yalçın’ın oyunculuğuyla büyüyen bir tren istasyonu sahnesi var ki, izleyicide gözyaşlarına neden olabilir. Özcan Deniz film boyunca sadece iki üç cümle konuşuyor. Ama sessiz kaldığı pek çok sahnede de deyim yerindeyse döktürüyor. Özcan Deniz’in müthiş dansıyla damga vurduğu düğün sahnesi ve çekimleri günler sürdüğü iddia edilen sevişme sahnesindeki oyunculuğu gerçekten de etkileyici. Genç oyuncular Neslihan Atagül ve Barış Hacıhan birbirleriyle yarışıyor adeta.
AYI TEDDY
Yön: Seth MacFarlane
Oyn: Mark Wahlberg, Mila Kunis, Giovanni Ribisi, Joel McHale
Tür: Dram, Animasyon
Süre: 106 dk.
Oyuncak ayı başrolde
Beklenmedik sert çıkışlar ve espriler yapan oyuncak bir ayının başrolde olduğu Ayı Teddy, Family Guy’ın yaratıcısı Seth MacFarlane’in ilk sinema filmi. MacFarlane filmde hem Ayı Teddy’yi seslendiriyor hem de hareket yakalama kostümü giyerek onun fiziksel performansını sağlıyor. Animasyon bir karakter olan Ayı Teddy’ye eşlik eden oyuncularsa Mark Wahlberg ve Mila Kulis. Bu canlı aksiyon animasyon komedide John Bennet isimli bir yetişkinin çocukluk dileği sonucu canlanan ve sürekli el üstünde tutulan yaramaz oyuncak ayısıyla olan hikayesi anlatılıyor. John 35 yaşına geldiğinde bile bu ayıyla yaşamaya devam edince gerek çevresi gerekse de kız arkadaşıyla hayatı giderek zorlaşıyor. Ayı Teddy, komedi dendiğinde haftanın en iyi filmi kuşkusuz. Film, 50 milyon dolarlık bütçeyle dünya çapında 400 milyon dolara yakın hasılat yapmıştı.
VUR VE KAÇ
Yön: David Palmer, Dax Shepard
Oyn: Dax Shepard, Kristen Bell, Bradley Cooper, Tom Arnold
Tür: Dram
Süre: 100 dk.
Aşkı uğruna tehlikeli yollarda
Kristen Bell, nişanlısı Dax Shepherd ile başrolde. Filmin en ilginç tiplemesi sarı gözlükleri ve tuhaf saçlarıyla Bradley Cooper’dan geliyor. Kaliforniya’da küçük bir kasabada kız arkadaşı Annie ile yaşayan eski banka soyguncusu Charlie, kız arkadaşının hayalindeki mesleğe ulaşmasına yardımcı olmak için onunla Los Angeles’e gitmeye karar veriyor. Ancak Annie’nin her şeye burnunu sokan eski sevgilisi, Charlie’nin eski suç ortaklarını ve ABD Koruma Polis Şefini onların peşine takıyor ve takip başlıyor. Komedi türündeki Vur ve Kaç’ın senaryosu da yönetmene ait. ABD’de yaz aylarında gösterime giren film, sonbaharda da Avrupa ülkelerinde vizyonda olacak.
END OF WATCH
TEHLİKELİ TAKİP
Yön: David Ayer
Oyn: Jake Gyllenhaal, Michael Pena, Anna Kendrick, America Ferrera
Tür: Aksiyon
Süre: 109 dk.
L.A. sokaklarında polis olmak
Acımasız Hayat (Harsh Times) ile yönetmenliğe geçiş yapan senaro yazarı David Ayer’in üçüncü filmi olan Tehlikeli Takip, Los Angeles’da geçen akisyon yüklü bir polisiye. Ayer, hikâyeyi bir polis arkadaşının anlattığı olaylardan yola çıkarak yazmış. Başroller Jake Gyllenhaal ve Michael Pena aksiyon sahneleri için beş aylık bir eğitimden geçmişler. Filmin çekimleri ise 22 gün gibi kısa bir sürede tamamlanmış. Tehlikeli Takip, Los Angeles polis departmanında çalışan iki genç polisin bir operasyondaki keşiflerinden sonra uyuşturucu mafyasının hedefi haline gelmelerini konu alırken, dostluğun, ailenin ve cesaretin önemini anlatıyor. Yakın dost olan Taylor ve Zavala’nın her gün çıktıkları devriye esnasında yaşadıkları bir olay onları geri dönülmez bir yola sokarak ölümle burun buruna getiriyor.
SABAH YILDIZI: SABAHATTİN ALİ
Yön: Metin Avdaç
Oyn: Erkan Kırın, Emine Kolivar, Eva Maria Balkenhol, Noah Hunter
Tür: Belgesel
Süre: 116 dk.
Sabahattin Ali belgeseli
Bu filmin galası Sabahattin Ali’nin ölümünün 64. yıldönmü olan 2 Nisan 2012’de yapıldı. Bu belgesel şimdi tek kopyayla da olsa vizyonda. Türk edebiyatının önemli ismi olan Sabahattin Ali’nin yaşam hikâyesini ve Türkiye’nin çalkantılı dönemlerini anlatan belgesel film, Almanya, Bulgaristan ve Türkiye’de çekildi. Çekim ve araştırmaları iki yıl sürdü. ‘Sabah Yıldızı: Sabahattin Ali’, yazarın Bulgaristan sınırında sırtından vurularak öldürülmesiyle açılıyor. Yakın arkadaşlarının yazarın öldürülmesine giden süreci de anlatığı belgeselde faili meçhul cinayetlere de yer veriliyor. Belgeselde Sabahattin Ali’nin aşkları, düşünceleri, edebiyatçı yönü de var.