Güncelleme Tarihi:
KENDİME KARŞI HİÇBİR ÖFKEM YOK
“Ben kendimi insani olarak, içsel olarak çok fazla eleştirmem. Yani yaptıklarımdan pişman olmam. Pişmanlık duymadığım için de kendime bir öfkem yoktur. Eskiden her şeye çok fazla takılırdım ama sonra baktım ki esas olan şey yaşamak, nefes almak, sağlıklı olmak, ailemin, sevdiklerimin benimle olması... Bir de işim tabii... İstediğim işi yapıyor, işimi yaparken eğleniyorum ve hayal gücümü, çocuk tarafımı kaybetmiyorum. Bu adeta bana işimin sunmuş olduğu bir pırlanta, mücevher.”
ANKARA’DA TOPUKLU PEK GİYEMİYORUM
“Bir şeyi asla vitrinde gördüğüm gibi almam. Tasarımcıların beğendiğim parçalarını ya da bazı detayları harmanlayıp kendi tarzıma adapte ederim. Dolabımda siyah tişörtler ve desenli pantolonlar ağırlıktadır. Giyinmekle vakit kaybetmek istemiyor ve şık giyinmek durumundaysam mutlaka renkli kombinasyonlar veya renksizse bile desenli bir şeyler giymeyi tercih ediyorum. Ankara’da çok fazla giyemesem de benim olmazsa olmazım topuklu ayakkabılarımdır.”
HARUN-EDA AŞKI KANIMI KAYNATIYOR
“Aşka kısa süreliğine ara verdim diyebilirim. Şu sıralar önceliğim, odak noktam iş. Dolayısıyla da ‘Behzat Ç’deki Eda ve ‘Hayvan Çiftliği’nde canlandırdığım koyun benim için ön planda. Ancak şunu söyleyebilirim ki, ‘Behzat Ç’de Harun ve Eda’nın yaşadığı aşkı en az izleyici kadar ben de seviyorum. Onların yaşadığı, mantığın dışarıda kaldığı ve tamamen saf aşkın olduğu ilişki inanın kanımı kaynatıyor. Şöyle söyleyeyim, her hafta Harun ve Eda için biz ne yapacağımızı bilmiyoruz, senarist ne yapacağını bilmiyor, her şey birbirimizi izleyerek ortaya çıkıyor.”
HAYVAN ÇİFTLİĞİ’NDE BİR KOYUNU OYNUYORUM
“Artık neredeyse her gün spor yapıyorum, çünkü tiyatroya başladım. CerModern’de, koreografisini Binnaz Dorkip’in, yönetmenliğini ise Erdal Beşikçioğlu’nun yaptığı müzikli bir performans oyunu olan ‘Hayvan Çiftliği’nde bir koyunu canlandırıyorum. Oyuna hazırlanırken beden çalışıyor, esneme, pilates, koşu, ağırlık ve hatta rahatlatıcı bir Uzakdoğu sporu dahi yapıyoruz. Çok değişik ve bize özgü bir teknikle her gün adeta zihnimiz yenileniyor ve bedenimiz gelişiyor.”
KENDİMİ TANIMA AŞAMASINDAYIM
Seda Bakan, sahne tozu yuttuktan sonra tiyatroyu hayatının vazgeçilmezleri arasında baş köşeye yerleştirenlerden: “Bilmediğim ve kendimde ulaşmaya çalıştığım birçok yönüm var. Şu anda gün be gün kendimi tanıma aşamasındayım. Şunu biliyorum ki işimle ilgili daha heyecanlıyım, yaptıkça yapasım geliyor. Kendime itiraf ettiğim gerçek şu; ben ölene kadar sahnede, kendimi oyunun içinde hissedebileceğim her yerde, her alanda olmak istiyorum.”