Güncelleme Tarihi:
Kendini sağlıklı yaşama adadığını, hayatta asla 'hayır' diyemeyeceği şeyin ise meyve olduğunu belirten genç şarkıcı, "Günün her saati meyve yiyebilirim.En ağır protokolde bile önümdeki meyve tabağını silip süpürürüm... Organik yiyeceklerden aşka geçiyorum."
Gökhan Özen, aşkın bir bilinçsizlik hali olduğunu düşünse de, onun her halini seviyor. Genç şarkıcı, Heygirl dergisine verdiği röportajda da maksi single’ındaki gibi "Bize aşk lazım" dedi.
Bu sene ülkemize Metallica, Lenny Kravitz, Björk gibi dünyaca ünlü sanatçı ve gruplar geldi. Sizin dünya genelinde takip ettiğiniz müzisyenler var mı?
- Lenny Kravitz’i çok severim. Dört-beş senedir özellikle ilgi duyuyorum ve beğenerek dinliyorum. Yeni isimlerden de Ashlee Simpson ve Avril Lavigne’i çok başarılı buluyorum.
Yani bir popçu olarak rock da dinliyorsunuz...
- Dinliyorum tabii ki! Üstelik çok da severek. Yabancı rock gruplarını da takip ediyorum. Örneğin, Maroon 5’ı acayip seviyorum.
- Evet. Rihanna orada biraz figüran gibi kaldı bana göre. Çünkü grubun vokali Adam Levine çok iyi. Diğer elemanlar da çok iyi müzisyenler.
Türkiye’deki rock grupları hakkında neler düşünüyorsunuz?
- Birçoğunu başarılı buluyorum. Mor ve Ötesi’ni beğenerek dinliyorum. Onun dışında Badem’i beğeniyorum, güzel parçaları var. Gripin’in yaptığı müziği de beğeniyorum.
En son hangi kon-sere gittiniz?
- Lenny Kravitz’e. Muhteşemdi...
Bu aralar sporla aranız nasıl?
- Spor hayatıma belirli anlarda girip çıkan bir şey olmaktan çıktı artık. Eskiden öyleydi, ama şu an hayatımın bir parçası. Önceden spor salonuna yazılır, birkaç ay gider ve sonra üşenip bırakırdım. Tembellik bizim biraz kanımızda var galiba... Bunu 20’li yaşlarda aştım ve sporu öyle bir benimsedim ki, şimdi bırakamıyorum! Bütün gençlere de aynısını yapmalarını tavsiye ediyorum. Çünkü genç yaşta sporla ilgilenmek onlara ilerleyen yıllarda sağlık anlamında çok şey kazandıracaktır. En önemlisi güçlü bir kas ve kemik yapısına sahip olurlar. Belli bir yaştan sonra insanın bilinci oturuyor. O yaştan sonra neyin doğru, neyin yanlış olduğunu daha iyi bildiğiniz için spora zaten başlıyorsunuz. Ama gelişim aşamasındayken başlamak çok önemli bence.
ÜLKE MESELELERİNİ TAKİP EDİYORUM
Hangi sporları, ne sıklıkla yapıyorsunuz?
- Her gün spor yapıyorum bir kere. Hiçbir şey yapamazsam, 4-5 kilometre yürüyorum. Fitness ve squash yapıyorum. Yüzmeyi ve koşmayı çok seviyorum. Bazen Maslak’taki Parkorman’a gidip koşuyorum. Masa tenisi de oynuyordum, ama bu aralar belimdeki rahatsızlık yüzünden oynayamıyorum.
Peki, sıradan bir gününüz nasıl geçiyor?
- Kalkar kalkmaz önce bahçemi sularım. Bahçıvan şapkamı, bermuda şortumu, terliklerimi giyer ve 45 dakika boyunca bahçemdeki çimenlerle ve çiçeklerle ilgilenirim. Sonra günlük sporumu yaparım. Gazetelerimi okur, kahvaltı yaparım. Eğer vaktim kalırsa da mutlaka kitap okurum.
Gazetede en çok hangi haberleri okuyorsunuz?
- Spor ve ekonomi haberlerini. "Ülke ne yapıyor, nereye gidiyoruz" gibi ciddi havadisleri takip ediyorum. Magazini öyle çok dikkatli okumam, resimlere bakarım sadece.
Sabah kalkıp gazeteyi eline aldığınızda, kendinizle ilgili bir haber görüp "Yok artık, daha da neler" dediğiniz oluyor mu? Jet-ski macerasında olmuştur mutlaka...
- Son zamanlarda olmadı. Basından arkadaşlar sağ olsunlar, son birkaç senedir iyi davranıyorlar bana. Aramızda güzel bir bağ oluştu sanıyorum.
Evet, son dönemde sizinle ilgili hiç magazin haberi görmüyoruz.
- Bu işe başladığım dönemlerde belki kendimi doğru ifade edemediğim için, belki de karşı tarafın iyi niyetli olmayan yaklaşımları yüzünden bu tarz haberlere maruz kaldım ve canımın çok sıkıldığı anlar oldu. Milyonlarca insanın benim hakkımda yanlış düşüncelere kapılmasından korktum. Ama bunlar zamanla yaptığım şarkılarla ve insanların beni daha yakından tanımasıyla aşıldı diye düşünüyorum. Neyse ki şu an sorun yok. Sadece şarkı söyleyen, yazan bir adam değil, aynı zamanda düşünen bir insan da olduğumu gösterdim. Artık kendimi daha doğru ifade edebiliyorum. Bu biraz da yaşla ilgili sanırım. Çünkü yaş ilerledikçe biraz yavaşlıyor, dinginleşiyor insan.
Peki, Gökhan Özen’in hayatta asla ’hayır’ diyemeyeceği şeyler nelerdir?
- Meyve! (Gülüyor) Kahvaltıda, akşam yatmadan önce, öğle, akşamüzeri, günün her saati meyve yiyebilirim... En ağır protokolde bile önümdeki meyve tabağını silip süpürürüm.
Siz de organik yiyeceklere mi merak sardınız bu aralar?
- Yok, öyle bir merakım yok. Organik yiyeceklerden aşka geçiyorum o zaman... n Röportaj: Hazan Aköz
Kırık kalbin ilacı tatil
"Bize Aşk Lazım" diyorsunuz ya, bize aşkı tek bir cümleyle anlatır mısınız?
- Aşk, tam bir bilinçsizlik hali... Farkındalık olmadan geçen, hayali bir süreç bence. Çünkü karşındakine o kadar bağlanıyorsun ki, hiçbir şeyi fark etmiyorsun, gözün adeta kör oluyor. Ama çok da güzel bir duygu, insana her şeyi yaptırabilir çünkü. Sizi canlı tutar. Kaybetme korkusu, sevme, kıskanma... Tüm bunlar, çok insani duygular. Aşk bunları bize yaşatıyor, o yüzden aşk lazım zaten.
Peki, siz nasıl anlıyorsunuz aşık olduğunuzu?
- O anda anlıyorsun zaten. İlk görüşte anlamazsan, o aşk değil bence.
n Hiç tanımadığınız birine sadece görüntüsünü beğendiğiniz için pat diye aşık olursunuz yani...
- Tabii ki! Belki o an ona ’aşk’ diyemeyiz ama mutlaka bir his oluşur. Hissedersin, çok olumlu bir elektrik oluşur. "Ne kadar hoş bir kız" demeye başladığın an, zaten yola çıkmışsın demektir.
Sonra kız konuşmaya başlıyor ve sesi çok çirkin diyelim...
- O başka bir şey. Ağzından sözcükler çıktığı anda, bütün sicilini yıkan kızlar da olabilir tabii. Erkekler için de geçerli bu. Bir kadın, bir erkeği beğenir, adam çok tatlıdır ama konuşmaya başladığı anda olay biter. Maalesef böyle kazalarla da karşılaşabiliyoruz.
Sizce kırık bir kalbi tamir etmenin en iyi yolu nedir?
- Kendi kalbini mi, yoksa kırdığın birinin kalbini mi?
Kendi kalbinizi... Soruyu böyle anladığınıza göre çok kalp kırıyor olmalısınız...
- Yok canım, yapar mıyım hiç! Bence kırık kalbin en iyi ilacı tatildir. Aşk acısı çekiyorsanız, hemen tatile çıkın. Ben öyle yapıyorum, tabii vaktim varsa.