Güncelleme Tarihi:
Sıradışılıkların filmi, savrulmuş arkadaşlıklar, raydan çıkmış hayatlar, sevgi, aşk, ihanet, kazalar, hayaller...
Hepsi çok sıkı iki arkadaş ve sonradan onlara eklenen bir kızın ekseninde dönüyor.
DÜNYANIN SONU GELECEKSE EĞER
Woodraw ve Aiden, günlerinin büyük bölümünü ateşli silahlarla ‘oynayarak’ geçiren iki sıkı dost.
İkisi de yakın zamanda kıyametin kopacağına inanarak hayali çeteleri ‘Mother Medusa’nın da önündeki engellerin kalkacağına inanıyorlar.
Hiçlik duygusuyla sona yaklaştıklarını düşünürken kendilerine farklı bir dünya inşa ediyorlar.
Fakat Woodraw çekirge yeme yarışında tanıştığı Milly’ye aşık olunca bu sıradışı maceranın yönü değişiyor.
Woodraw sırılsıklam âşık olsa da Milly onu uyarıyor; “Ben senin için kötü olabilirim.”
Bu yeni oluşumda bir ihanet ve ardından bir insanın ruh halinin geldiği hal perdeye yansıyor.
Mahvolmuşluk, umutsuzluk, sarılmalar, şiddet, hayal, gerçek hepsi birbirine karışıyor.
Çılgın, fantastik, anarşist ama son derece de gerçek bir film, Arıza Aşk.
Bir ilişki bir insanı ne hale getirebilir, nasıl değiştiririn çarpıcı bir örneği.
Hiçlik duygusunu hissettirme konusunda da üstüne yok diyebilirim.
İF’TE HİT FİLMLER KUŞAĞINDA GÖSTERİLMİŞTİ
2011’de Sundance, Fantasia, Sitges Film Festivalleri gibi festivalleri gezen Arıza Aşk; aşk, sevgi, nefret, ihanet kavramları çerçevesinde gezerken aldatılmanın etkisini çarpıcı bir dille anlatıyor.
Yönetmenliğini Evan Glodell’in üstlendiği film, ülkemizde !f 2012’nin Hit Filmler kuşağında da gösterilmişti.
Woodrow karakterini oynayan Evan Glodell, filmin senaryo yazarı ve yönetmeni de aynı zamanda.
Cinsellik, şiddet ve küfürlü diyalogların filmin 18 yaş sınırıyla vizyona girmesine neden oluyor.
Ve son olarak üzülerek yazıyorum; çekirge yeme sahnesinde oyuncular gerçekten de çekirgeleri canlı canlı yemişler!
HAFTANIN D‹ĞER FİLMLERİ
Bebekle değişen ilişki
A HAPPY EVENT
ARAMIZDA BEBEK VAR
Yön: Remi Bezançon
Oyn: Louise Bourgoin, Pio Marmai, Josiane Balasko, Thierry Fremont
Tür: Dram
Toronto Film Festivali’nde ilk gösterimi gerçekleşen, bizde de vizyondan önce 2012 Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde gösterilen ‘Aramızda Bebek Var’ (Un heureux evenement), Eliette Abecassis’in otobiyografik romanından uyarlanmış bir romantik aşk hikâyesi. Hikâye, âşık bir çiftin çocuk sahibi olduktan sonra yaşadığı şaşkınlıklar, zorluklar ve bunların ilişkiye yansımasını konu alıyor. Barbara ve Nicolas beraber çok mutlu olan ve çocuk yapmaya karar veren bir çift. Anne olmak daha çok Barbara’nın fikri olsa da baba olmanın heyecanı Nicolas’ı da sarıyor. Barbara hamileliği süresince bedenen ve ruhen birçok değişim yaşayınca, bebek sahibi olmanın çift üzerindeki etkisi doğumdan sonra daha çok hissediliyor. Bu bildik konu, esprili ve enerjik anlatımla keyifli bir seyirliğe dönüşmüş. Aramızda Bebek Var, çocuklu çiftlerin kendi hayatlarından kesitler görebilecekleri bir film.
Farklı bir Pamuk Prenses hikâyesi
SNOW WHITE AND THE HUNTSMAN
PAMUK PRENSES VE AVCI
Yön: Rupert Sanders
Oyn: Kristen Stewart, Charlize Theron
Tür: Aksiyon-Macera
Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalı modern bir uyarlamayla sinemalarda. Klişelerle ve sürprizlerle dolu olan Pamuk Prenses ve Avcı filminin en ilginç detayları fantastik ögeler ve tehlikelerle dolu Kara Orman’da çıkıyor karşımıza. Görselliği de tatmin edici olan bu ince dokunuşlar ilk kez yönetmen koltuğuna oturan Sanders’ın artı hanesinde. Ekside ise yamalı bohça gibi karşımıza getirilen, klişeler yumağı hikâye ve anlatım var. Pek çok yerde sıkıcı olan hikâye Kara Orman’daki devin ve CGI ürünü ilginç yaratıkların ortaya çıkmasıyla yer yer renkleniyor. Filmin karakter odaklı da olamayan zayıf senaryosu sürekli değişen fantastik mekanlarla yukarı kaldırılmaya çalışılmış. Kötü kalpli kraliçe rolündeki Charlize Theron güzelliği ile büyülerken, kötü karakteri oynamanın da tadını çıkarıyor. Alacakaranlık serisi ile ünlenen Kristen Stewart’ın canlandırdığı Pamuk Prenses’e yardımcı olan Avcı rolünde ise Thor olarak tanıdığımız Chris Hemsworth’ü izliyoruz. Pamuk Prenses ve Avcı bildiğimiz hikâyeyi yer yer ters yüz ederek sürprizler yapıyor olsa da yenilikçi bir yaklaşım getiremiyor. Oyuncuları için izlenebilecek sıradan bir film olarak özetlenebilir.
Ridley Scott, bilimkurguya geri döndü
PROMETHEUS
Yön: Ridley Scott
Oyn: Noomi Rapace, Michael Fassbender, Guy Pearce, Idris Elba
Tür: Bilimkurgu
Tekrar bilim-kurgu türüne dönüş yapan kült yönetmen Ridley Scott’ın önderliğinde Alien’ın köklerine yapılan bu yolculuk, hayatın başlangıcına dair araştırma yürüten bir ekibin evrenin en karanlık noktasında yaşadıkları maceralara odaklanıyor. Ekibin insanoğlunun geleceğini korumak adına girdiği bu savaş, her şeyin sonu olabilir. Çekimleri gizlilik içinde yürütülen filmin orijinal hikâyesi Jon Spaihts tarafından yazıldı ve daha sonra Lost’un yaratıcısı Damon Lindelof’un elinden geçti. Ridley Scott, filmin oluşumunu şöyle anlatıyor: “Bu projenin başlangıç noktası Alien olsa da yaratım süreci yepyeni, geniş bir mitolojiye dayanıyor ve orijinal hikâye burada geçiyor. Filmin asıl hayranları Alien’ın izlerini bulacak olsalar da diyebiliriz ki filmin ana fikri oldukça özgün, geniş ve kışkırtıcı. Aradığım o tek hikâyeyi bulduğum için daha mutlu olamazdım ve sonunda çok sevdiğim bu türe geri döndüğüm için.”