Aşk hep dalga geçer

İlk albüm “Duy Sesimi”den sonra şimdi de “Sessiz Olmalıyım” diyorsunuz. Keskin bir dönüş olmadı mı?  �

- “Duy Sesimi”, sesi duyulmayanlar için yazılmış bir şarkıydı. “Sessiz Olmalıyım” ise her kafadan bir ses çıktığı şimdiki zamanda biraz susma, sesi duyulmayanları ve kendi iç sesini dinlemek için bir mola verme önerisi. İlk bakışta zıt gibi gözükse de paralellik içeriyor.

“Sessiz Olmalıyım”, ilk albümden daha farklı bir sound’a sahip. Bu değişikliğin sebebi nedir?   �

- Farkı yaratan en önemli unsur, yeni şarkıların yapıları. Daha fazla söz söyleyen ve modern yapıda şarkılar oldukları için düzenlemeler de ona göre yapıldı. İlk albümdeki bazı parçalarda yerel saz olarak kanunu rock gitarların arasında kullanmıştık. Bu albümde ise yerel sazlar yok. Onun yerine gitarların yanında yaylı sesler kullanıldı. Sıcaklığını kaybetmeden görkemli bir sound yaratmaya çalıştık.

“Sessiz Olmalıyım” şarkısında “Ruhuma, kalbime, içime her önüme geleni almamalıyım” diyorsunuz. Günü birlik kadın-erkek ilişkilerine bir eleştiri mi bu?�

- Belki yalnızlık duygusundan kurtulmak, belki de sorunların çözümlerini dışarıda aramak kolay geliyor ve bu yüzden aşklar genel geçer ilişkilerde eskitiliyor. Bir süre sonra duygular da aşınıyor. Aşık olabilecek saflığı yitiriyoruz... Bu sözleri yazarkenki bir başka hedefim de zihinsel çılgınlığıma dur demek, belki kendime bir mantra yazmaktı. Bunun yerine çok sevdiğim bir şarkı çıktı ortaya. “Sessiz Olmalıyım” çevremde hızla dönen dünyayı bir an için durdurma arzusuyla yazıldı diyebilirim.

“ASLA OLMAZ” DEDİĞİM NOKTALARDA BULDUM KENDİMİ

Neden hemen her şarkınızda aşk teması var?

- Çünkü aşk bence ‘yapıbozucu’dur. Tehditkâr ama masumdur. Gelenek, yaş, sınıf da tanımaz. Bir de aşk sizinle hep dalga geçer. Sözgelimi ben hep kendimi aşk yüzünden “asla olmaz” dediğim noktalarda bulmuşumdur. En ciddi şeylerden bahsederken bile, olayı aşk penceresinden bakarak değerlendirdiğinizde, birçok şeyin aslında değer verdiğiniz kadar önemli olmadığını görüyorsunuz. Aşk benim için hayatın turnusol kağıdı gibi.

Hem rock hem de pop müzik sevenler sizin şarkılarınızı dinliyor. Siz müzik tarzı olarak kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz?

- Lise yıllarımdan beri alternatif müzik ve edebiyatla ilgileniyorum. Alternatif müziği çoğunlukla rock çizgisinde algılıyorum. Bunların sonucunda benim üretimlerim de bu yönde oldu. Daha önceleri rock ve pop müzik daha keskin çizgilerle ayrılıyordu. Ben de sevdiğiniz ya da sevebileceğiniz bir şeye önyargılı yaklaşmadan şans vermenin doğru olduğunu düşünüyorum.

İlk albümden bu yana Özer Dönerkaya ile çalışıyorsunuz. İki kişinin birlikte müzik yapması zor olmuyor mu?

- Bence bu çok mucizevi, çünkü yazdığım şarkıların her zaman hayal ettiğimden de daha iyi duyulmasını sağlıyor. Bu durum bana yazarken de güven veriyor. Tıkandığım noktalarda onun beni çözüme ulaştıracağını biliyorum, bu da korkmadan daha sınırlara gitmemi sağlıyor.

SEYİRCİYİ HİZAYA SOKAN ANLAYIŞI SEVMİYORUM

Bu albümün prodüktörlüğünü, daha önce Manga, Emre Aydın ve Gripin’e de albüm yapan Haluk Kurosman üstlendi. Onun albüme dahil olma süreci nasıl gelişti?

- Haluk Kurosman’la tanışmamız ve şarkılarımızı dinlemesi rastlantısal olarak gerçekleşti. Fakat çalışma arzumuz çok planlıydı. Davul kayıtlarını bitirmiştik tanıştığımızda. Sonrasında projeleri Haluk’un stüdyosuna taşıyıp işe onun prodüktörlüğünde devam etmeye karar verdik. Manga’nın Eurovision kayıtları sırasında da bir süre albüme ara vermek zorunda kaldık. Hesapta olmayan bir gelişmeydi. Sonuçta albüm epey demlenmiş oldu.

Efsun’un konserlerine gelenler, nasıl bir sahne ve sound’la karşılaşıyor?

- Konserlerimiz dinleyiciyle karşılıklı iletişim halinde ve keyifli bir atmosferde geçiyor. Seyirciyi hizaya sokan, öğretici bir anlayışı sevmiyorum. Bizden bir şarkı istendiğinde, “Hayır, çalma listemize uyacağız” demiyoruz mesela. Ya da “Saat doldu, gidelim” gibi bir düşüncemiz olmuyor. Bilinen popüler bazı parçaları seslendirerek sürprizler yapmayı da seviyoruz. Enerjik, hareketli ve rock sound’unda bir sahne bizimkisi.

Yakında konser planları var mı?

- Yeni albümün gala konserini 12 Mart’ta İstanbul’da verdik. Önümüzde nisan ayı için planlanmış Bursa, Eskişehir, Ankara konserleri var. Yer, zaman ve detay bilgileri facebook.com/efsunofficial resmi sayfamızdan duyuruyoruz. Aynı zamanda sosyal ağlardan dinleyiciyle birebir etkileşim halindeyiz.

KADINLARIN EGOSU ERKEKLERİNKİ KADAR ŞİŞİRİLMEMİŞ

Şarkı sözü yazma konusunda, kadın olmanın avantaj ya da dezavantajları var mı?

- Kadınların egosu erkeklerinki kadar şişirilmiş olmadığından, yazarken daha kırılgan olabilme fırsatımız var. Ben yine de dünyayı cinsiyet odaklı algılamamayı tercih ediyorum. Sadece kadın şarkı yazarı olarak görülmek ve kadınlık durumlarına sıkıştırılmak sınırlayıcı bir tanımlama olarak dezavantaj yaratabilir.