Oluşturulma Tarihi: Ağustos 08, 2007 00:00
"Aşkı canlı tutmak için şunları şunları deneyin" gibi klişelerden uzak durun. Yanlış, hem de hepsi! İşte, yeni araştırmalara göre aşk hakkındaki en son "doğru"lar!
Zor beğenir olmak iyidir
Paul W. Eastwick ve Eli J. Finkel’in Amerika’daki "Speed date" yani eş bulma partilerine katılanlar üzerinde yaptığı araştırmaya göre, biriyle tanışmak için herkese mavi boncuk dağıtanlar, aslında daha az ilgi çekenler! Araştırmacı Finkel’a göre "Ben herkesten hoşlanırsam, herkes de beni beğenir" şeklindeki düşünce, karşı taraf için itici olabiliyor. Finkel, yaptığı araştırma üzerinden herkesi uyarıyor: "Birlikte olmak istediğiniz insan için zoru oynamayın ama diğer herkes için zor olun. Bu, sizi beğenmesini arzu ettiğiniz kişiye daha cazip gelecektir."
Evlilikte senkronize olunmalı
İyi bir ilişki için "Seks hayatımız iyi, birbirimizi seviyoruz, iyi arkadaşız" gibi düşünceler yetmiyor. Eğer partnerinizle senkronize olamıyorsanız, kendinizi tükenmiş hissedersiniz.
Northwestern Üniversitesi’nden Finkel, ilişkinizi test etmek istiyorsanız birlikte seyahate çıkmanızı öneriyor. "Eğer bir probleminiz varsa, seyahat gibi birlik ve uyum isteyen bir durumda bunu çözebilirsiniz" diyor genç araştırmacı ve şu yöntemi öneriyor: Seyahatle ilgili birkaç sorumluğu siz, diğer birkaç sorumluluğu da partneriniz alsın. Pek çok ilişkideki gibi bütün seyahati tek başınıza siz planlıyorsanız, durun ve düşünün!
Mutluluğu paylaşmak önemli
Yeni bir araştırmaya göre eşinizin kötü anında yanında olmak elbette önemli, ama sizinle paylaştığı iyi haberlerine göstereceğiniz tepkiler çok daha önemli. "Birbirlerinin mutluluğunu (Maaş artışı, iş yerinde yükselme gibi) kutlayan çiftlerin ayrılma oranları, sadece kötü anlarını paylaşan çiftlerinkinden çok daha az" diyor Santa Barbara Üniversitesi’nden Psikoloji Profesörü Shelly L. Gable... Yani, partneriniz kapıdan içeri iyi haberle girdiği zaman "A, güzel" deyip işinize dönmeyin.
İyi bir ilişki için 60 saniye
New York Ackerman Aile Enstitüsü’nde aşırı meşgul hatta işkolik çiftler üzerinde çalışan terapist Peter Fraenkel, "Birlikte zaman geçirmek için ille de program yapmayın, program yapmak bile daha uzun sürecek ve sizin daha çok zamanınızı alacaktır" önerisinde bulunuyor. Onu düşündüğünüzü minik bir hareketle gösterin, bir mail atın, komik bir resim yollayın, bir sms çekin; günün herhangi bir saatinde onu şaşırtın yeter... Elbette bunun da sistematiğini yapmış uzmanlar: "Önce birlikte bir liste yapın ve nelerden hoşlandığınızı yazın. Ama bunların hiçbiri, bir dakikayı aşmayan şeyler olsun..." Eh, bundan sonrası için ders almamıza gerek yok! Onun bu 60 saniyelik minik isteklerini gün içinde hatırlayın ve bunu ona gösterin yeter...
Ve bebek sorun yaratır
Gottman Enstitüsü’nde, yeni bebek sahibi olmuş çiftler üzerinde araştırma yapan uzmanlar, yüzde 67’sinin daha mutsuz olduğunu ortaya çıkarmış. Üstelik bu çiftlerin boşanmaya diğer bütün zamanlardan daha yakın olduğu da ortaya konmuş. İyi ama ne yapacağız? Gottman’a göre ailelerin bebekleri doğmadan önce problemlerini çözmeleri gerekiyor. Problemlerini çözmüş çiftler, doğumdan sonra iyi bir aile birliği kurarken, tam oturmamış evliliklerde bebek daha büyük bir huzursuzluk kaynağı oluyor.
Evlilik kontrol programı
Amerikan Clark Üniversitesi’nde evlilik üzerine araştırmalar yapan James V. Cordova, çiftlerin ancak sorunlar başa çıkılamaz hale geldiğinde bir danışmana başvurduğunu belirtip "Sorun da işte burada başlıyor" diyor. "Daha sorun başlamadan Evlilik Kontrol Programı’na girin" diye de ekliyor. Program seksten evlilik hayatına, anne-baba olmaya kadar sorularla başlıyor. Daha sonra yanıtlar, analiz edilip çiftlere gönderiliyor. Bu programı denemek için ta oralara gidemeyecek bizler için de şunu öneriyor Cordova: "Her yıl kendinize üç soru sorun. Eşim duygusal olarak kötü olduğunda kendini benim yanımda güvende hissediyor mu? Eşim kendini kabul görmüş hissediyor mu? Hayatla başım derde girdiğinde, eşimden önyargısız bir destek görebilir miyim? Bunlardan birine bile olumsuz bir yanıt aldıysanız, hemen alarma geçmeniz gerek."
Değişim uzun vadede
20 yıldan fazla evli kalmak, günümüz toplumunda ne büyük başarı değil mi? Boston Üniversitesi Sosyal Çalışmalar Kürsüsü’nde görevli Profesör Richard A. Mackey, 20 yıldan fazla evli kalmış çiftlerle yaptığı araştırmada ilginç sonuçlara varmış: Uzun süreli evliliklerin başarısı, çiftlerin partnerlerini ısrarcı bir yaklaşımla değiştirmeye çalışmamalarında yatıyor. Rica şeklinde söylendiğinde ise bir tembelin bile alışkanlıkları zamanla değişebiliyor! "Bu durum özellikle erkekler üzerinde geçerli" diyor Mackey...