Aşk cesaret ister

Güncelleme Tarihi:

Aşk cesaret ister
Oluşturulma Tarihi: Haziran 02, 2009 00:00

Amerikalı eşinden boşandıktan sonra adı Tardu Flordun ile anılmaya başlanan Canan Ergüder, All dergisinin sorularını yanıtladı.

Haberin Devamı

CANAN ERGÜDER FOTOĞRAFLARI

Oyuncu, aşkla ilgili soruya ilginç bir yanıt verdi:

“Aşk kesinlikle cesaret gerektirecek durumlara sokabiliyor insanı. Mantıklı hareket etmenin pek mümkün olmadığını düşünüyorum aşk söz konusu olunca.”

Benden hoşlanmayanlar olduğunu biliyorum

“Binbir Gece” masalı sona erdi ama ‘masalın cadısı’ Eda’nın yarattığı etki hâla devam ediyor. Eda tıpkı dizide hayatlarını değiştirdiği
karakterler gibi kendisine hayat veren Canan Ergüder’in yaşamını da derinden etkilemiş. Ergüder, bir diziyle gelen ‘milat’ı All dergisiyle paylaştı.

14 yıl Amerika’da yaşadıktan sonra “Bıçak Sırtı” dizisi için geldiniz Türkiye’ye... Teklif gelmeden önce de dönmeyi planlıyor muydunuz?
- Hayır. Türkiye’ye dönene dek hiç özlem duymadan yaşadım Amerika’da. “Bıçak Sırtı” ilklere imza atmış, özel bir proje. Teklif gelince reddetmek olanaksızdı. Gider gelirim fikriyle geldim, ama işler öyle yürümedi. 

Neden orada yaşamayı tercih ettiniz?
- İlk yedi yaşında gittim Amerika’ya, ailemle bir yıl orada kalmıştım. O zaman çok etkilemişti beni. Sonrasında hep içimde vardı dönmek. Lise bittikten sonra ailem sayesinde gerçekleşti hayalim. 18 yaşında gittim, 31’ime dek oradaydım. Orada eğitim aldım, evlendim, çalıştım...
Planlarınızı değiştiren etkenler neler?
- “Bıçak Sırtı” için gelmiştim Türkiye’ye, işimi yapıp dönecektim. Evliydim çünkü. Dizi bittiği anda dönmeyi kafama koymuştum. Sonra dizi biter bitmez “Binbir Gece” için teklif geldi. “Hayır” diyemedim.

Türkiye’de yaşamayı özlediğiniz için değildi yani...
- Türkiye’de yaşama isteğimi daha yoğun fark etmeye başladım. Bunu yüksek sesle söyleyemiyordum ama... Çünkü sorular vardı aklımı kurcalayan, “Bu ne demek oluyor? Boşanacak mıyım?” gibi... Aileme bile söyleyemedim başlarda. Sonra “Bayrak” adlı oyunun teklifi de geldi. O zaman karar verdim Türkiye’de yaşamak istediğime.

YÜZÜME DEĞİL AMA ARKAMDAN KONUŞTULAR

Evliliğiniz siz burada yaşamaya karar verdiğiniz ve “git-gel”leri yorucu bulduğunuz için mi bitti?
- O da önemli ama 1,5 yılda insanlar arasında uzak-laşmalar oluyor. Buna bağlı olarak o kararı aldım. 

Şanslı buluyor musunuz kendinizi?
- Evet, şanslıyımdır... Mesela Türkiye’ye gelişim çok şanslı olduğumun göstergesi olabilir. Çok güzel bir işle başladım çünkü. Birçok kişi burada çaba harcıyor, yine de bu noktaya gelemiyor... 

Eğitimli oyuncuların, dizileri “pratik alanı” gibi gördüğünü okuyoruz. Sizin görüşünüz nedir?
- Tutkum, tiyatro. Diziler, tanınmak açısından önemli.

Sinema filmi çekmediniz henüz, teklif mi gelmedi?
- Geçtiğimiz yaz bir proje vardı ama olmadı. şimdilik gündemimde yeni bir şey yok.

Bir bakıma geldiğinizde yabancıydınız piyasaya. Kolay adapte oldunuz mu?
- Adaptasyon sorunum yoktur ama benden hoşlanmayan olmuştur. Kimse yüzüme bir şey demedi ama arkamdan konuşulduğunu duydum. 

Soğuk duruyorsunuz ilk bakışta, ondandır belki...
- Babamdan gelmiş bir şey bu. Tanıdıkça yakın olan biriyim. 

Rolleriniz en çok kötülüğüyle konuşuldu. Karakterinizin halk tarafından sevilmiyor olması sizi nasıl etkiledi?
- “Bıçak Sırtı”nda canlandırdığım karakterin kötü olduğunu asla kabul etmiyorum. “Binbir Gece”de Eda kötü bir karakter, ama onu da masalın cadısı olarak gördüm. Ve oynarken uçabildiğim kadar uçtum.

“Bayrak”la ilgili de konuşuldu benzer şeyler...
- “Bayrak”ta böyle bir konunun ortaya çıkması, dikkatsizliğimden kaynaklanıyor. Oyunun premier’inde magazinciler kuşattı etrafımı, ben de karakteri bütün detaylarıyla anlattım. Aldatmayı savunuyormuşum gibi bir netice çıkarıp, manşet yaptılar. Halbuki ilgisi yok. 

Özel hayatınızla ilgili de birçok sorunla uğraştınız. O sürecin size nasıl etkileri oldu?
- Özgüvenimin sarsıldığı anlar oldu. Kendime saklamak istiyorum birçok şeyi, bunlarla ilgili açıklama yapmak zorunda kalmak beni şaşırttı. Sakin olmaya çalışmaktan başka bir şey yapmadım.

AŞK SÖZ KONUSUYSA MANTIKLI DAVRANILMAZ

Boşanmak sizi nasıl etkiledi?
- Her şeyden önce fiziksel olarak etkilendim, yorgundum. Duygusal anlamda da yorgundum. Öyle zamanlarda kendimle kalmayı tercih ederim daha çok. Oyunculuk benim için en güzel kaçış noktası, işime sarıldım. 

Peki aşk sizin için cesur kararlar verdirecek bir duygu mu yoksa daha mı mantıklı yaklaşırsınız?
- Aşk kesinlikle cesaret gerektirecek durumlara sokabiliyor insanı. Mantıklı hareket etmenin pek mümkün olmadığını düşünüyorum. Mantık, gerçek sevgiyle bağlanmaya başladığınızda devreye giriyor. Mantığım her şeyde işime yarasın isterim ama bazen olmuyor işte. Ben duygularımı dinleyen biriyim. 

Gece tek başınıza dışarı çıkar mısınız?
- Artık hayır. Elbisemin şurasını göstereyim, şöyle poz vereyim, polemik yaratayım gibi bir amacım yok, o yüzden çok da ilgi çekmiyor gece gezmeleri. 

Ekşisözlük’te “Çok sağlam viski içer” yazmışlar sizin için...
- Evet, ben de okudum. Alkolle aram çok da iyi değil aslında. Hatta genelde su içerim, şekerli içki pek sevmem, ama viski ya da şarap içerim. Barda beni viski içerken gören biri yazmıştır muhtemelen. şu vücutla ne kadar sağlam içebilirim onu da bilmiyorum.

Anne olmak var mı gündeminizde?
- Zaman geçiyor, 32 yaşındayım, istiyorum tabii ama bilmiyorum... 

Müziğe yatkın mısınız?
- Kulağım iyidir, sesim de güzeldir, şarkı söyleyebilirim ama bu konuda iteklenmeye ihtiyacım var. Albüm yapmak istemiyorum ama haftada bir gece kaliteli, küçük bir barda caz söylemek isterim. Müzikalde oynamak da hayalim. 

Ödül almak önemsediğiniz bir şey mi?
- “Bayrak”taki rolümle En ıyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülü aldım bu yıl Afife Jale’de. Çok mutlu oldum, hem benim için hem oyun için önemliydi, ama o orada kaldı. Gelişmek benim hedefim, ödül de alırsam daha ne isterim...

Mutlu musunuz?
- Çok...

Haberin Devamı

İLİŞKİ İÇİNDE KISKANCIMDIR

Hırslı mısınız?
- Hırslıyım ama başkalarını ölçü alan bir hırsım yok. Daha iyi oynamak, rolüme kendimden bir şeyler katmak gibi bir hırs var.

Kıskanç bir kadın mısınız?
- İlişki içinde kıskanç olabilirim ama kariyer konusunda “onda var, bende neden yok” konusuna pek girmem.

Sarah Jessica Parker’a benzetiliyorsunuz, hiç “Türkiye’de de öyle bir dizi çekilseydi ben de o kadar popüler olurdum” dediğiniz oluyor mu?
- Benzetiliyorum ama varsayımlarla yaşanmıyor. Benim sözlüğümde “keşke”ye yer yok.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!