Güncelleme Tarihi:
İŞTE ÜNLÜ ÇİFTİN AŞK YUVASI (FOTO-GALERİ)
TÜKİYE'NİN ÜNLÜ KADINLARI BU EVLERDE YAŞIYOR (FOTO-GALERİ)
Babası Türk, annesi İsveçli olan Eda Taşpınar, CNN Türk’te yayınlanan “Trendikon” isimli tasarım programının yapımcısı ve sunucusu. Bora Kozanoğlu ise 15 yıldır Türkiye windsurf şampiyonu ve dünya ikincisi olmuş bir milli sörfçü. Alaçatı’da kendi ismini taşıyan bir windsurf okulu da var. Çift, Baltalimanı’ndaki bu eve altı ay önce taşınmış. Evde ilk fark edilen, evin gerçek sahibinin ikilinin tüm özelliklerini bileştiren bir formül olduğu: Aşk...
şahane bir İstanbul panaromasını selamlayan bu Baltalimanı evini anlatmaya şöyle başlıyor Eda Taşpınar: “Salondan tüm Boğaziçi manzarasını görüyor. Yatak odasından ise ağaçlık bir alana bakıyor. Böyle olunca hem şehrin içinde hem de şehirden uzak hissini doğuruyor. Evi görmeye geldiğimizde, ilk olarak bu fikir bizi cezbetti. Ayrıca Baltalimanı semt olarak çok sessiz ve sakin. Eski İstanbullular’ın yeri gibi, üstelik tam bir mahalle kültürü var. Bakkalı, komşusu, herkes dostça bir yaklaşım içinde.”
APARTMAN 50 SENELİK
Evin konumlandığı apartman yaklaşık 50 senelik ama zamanının modern yapılarından biri. Taşpınar ile Kozanoğlu’nun yaşadığı daire ise 170 m2; salon, mutfak, banyo ve üç odadan oluşuyor. Çift eve taşındığında pek fazla değişiklik yapmamış, çünkü bu retrospektif görünüm Taşpınar’ın hoşuna gitmiş.
Koridor boyunca uzanan kartonpiyerleri ve salon kapısının karakteristik camını orijinal haliyle kullanmayı tercih etmiş Taşpınar. Sadece girişteki tahta ve seramik separatörün bir yüzeyini suntayla kaplayıp o bölümü dolaba çevirmiş. Tek yaptığı gerçek tadilat ise banyoda olmuş.
GENÇ, BOHEM RAHAT VE SALAŞ
Dekorasyon eve taşınıldığında birkaç haftada tamamlanmış. “Evi ben dekore ettim. ınsanın evini kendi beğenilerine göre biçimlendirmesi gerektiğine inanıyorum. Akıllı yerleştirme sistemiyle evimdeki ölü noktaları değerlendirdim. Bir de mekanları çok fazla eşya ile doldurmayı sevmiyorum. Bence ev ferah ve rahat olmalı. Dekorasyon tarzı olarak genç, bohem, rahat ve salaş bir tarz diyebilirim. Ama detaylardaki tasarım parçalarla kendini gösteren bir stil ortaya çıktı” diye anlatıyor Eda Taşpınar ve ekliyor:
“Kendinizi ev ortamında nasıl iyi hissediyorsanız, eviniz öyle ve mutlu, huzurlu, rahat olmalı. Bu anlamda ne çok şaşaalı ne de çok sade, hep minik ve tatlı ama düzeyli dokunuşlarla farklı ve de kesinlikle rahat bir ortam yaratılmalı evde. Detaylarla ilgi çekmek bence her zaman daha şaşırtıcı olmuştur. Evinize gelenler tarafından saatler sonra fark edilen tasarım bir objeyi, çok ortalıkta olan görkemli herhangi bir eşyaya her zaman tercih etmişimdir.”
DERİ PARÇALARI HAYVAN POSTLARI
Atmosfere baktığımızda, toprak renkleri arasına sıcak tonların yerleştirildiğini görüyoruz. Aydınlatma olarak genelde mum gibi loş ve gizli bir aydınlatma düzeneğini tercih eden çift, yemek masasının olduğu bölümün aydınlık olmasını istedikleri için, buraya Eda Taşpınar’ın yaptırdığı özel bir aydınlatma kullanmışlar. Perde sistemi olarak koyu kahve ahşap jaluziler tercih edilmiş.
Zemin, klasik balıksırtı parke ve taşla kaplı. Taşpınar’ın giyim tarzına da gönderme yapan deri parçaları ve çeşitli hayvan postları, yer yer halı ve masaüstü aksesuvarı olarak karşımıza çıkıyor. Kitap sayfaları kaplı eski dolap, kitap ayaklı orta sehpa, mumluklar, yemek masası aydınlatması, antre duvarındaki Devran Mursaloğlu kitapları ve kütük tabure gibi mobilyalar ise evin tasarım değerini ortaya koyan elementler.
KEDİMLE KÖPEĞİM BİRBİRİNE AŞIK
Kitap ve dergi okumayı çok seven Eda Taşpınar, salondaki yemek bölümünde yer alan kitaplıkta ve duvara monte edilmiş raflara favori yayınlarını yerleştirmiş. Dergiler arasında Photo, ID, Dazed ve Confused; kitaplar arasında Goya, Da Vinci, moda tasarımı, müzik, tarih, aritmatik ve genel life-style kitapları yer alıyor.
Burası bir apartman dairesi olsa dahi, Taşpınar bir evcil hayvan dostu olduğu için, Bıçkın isimli bej bir labrador köpeği ve Robin isimli gri bir Scottish Fold kedisi var. “Birbirlerine bu kadar aşık bir kedi-köpek daha olamaz. Sabahtan akşama kadar sürekli üst üste, alt alta oyun oynuyor ve doğal olarak evin altını üstüne getiriyorlar. Açıkçası onlarsız bir hayat düşünmek dahi istemiyorum. Onlar benim biriciklerim” diye sözlerini bitiriyor Taşpınar.
BORA GİTAR ÇALARKEN, BEN MIZIKAYLA DEBELENİYORUM
Evdeki rutin hayat ve boş zamanlar nasıl geçiyor?
Eda Taşpınar: Sabah kalkınca ilk olarak smooth jazz tarzı bir müzik açarım, daha sonra salon camının önüne minderleri koyup manzaraya karşı sütlü çayımı yudumlarım. Daha sonra Bebek Ceremony’den taze çiçeklerim gelir ve onları yerleştiririm. Bu arada Bıçkın ve Robin arasındaki oyun hiç eksik olmaz. Akşamları mutlaka iki saat kadar tüm teknolojik aletleri kapatıp kitap okuruz Bora’yla. Bazen scrable oynar, bazen de mumlarımızı yakıp -içkiyle aramız pek iyi olmamasına rağmen- şarap yudumlayıp sohbet ederiz. Boş zamanlarımda Bora’nın bana yılbaşı hediyesi olarak aldığı ama çalmayı bir türlü beceremediğim mızıkamla ilgilenirim. Bora gitar çalarken debeleniyorum bir anlamda.
MÜZİK VE HUZUR OLMADAN YAŞAYAMAM
Evde ne olmadan yaşayamazsınız?
Eda Taşpınar: Huzur olmadan. Hep mutlu, pozitif bir enerji hakim olmalı evimde. Ayrıca müzik... Günün her saati müzik dinleyebilirim. Belirli bir obje söyleyemeyeceğim, çünkü eşyaya bağlı ve takıntılı değilim. Objeler, her an değiştirilebilir.
Evinizde en çok kullandığınız mobilya veya aksesuvar nedir?
Eda Taşpınar: Her hafta yeni çıkan yabancı moda dergilerini alıyorum. Bunları okumak için de sallanan koltuğumu tercih ediyorum. Bir de yüzlerce mumu eriterek yaptığım tabağım mutlaka her gece yanar. Bu tabak, evdeki en çok kullandığım objedir.
DEKORASYONLA FLÖRT EDİYORUM
Dekorasyonla aranız nasıl?
Eda Taşpınar: Bence dekorasyon ve tasarım bir sanat dalı. Ben nasıl tasarımla flört içindeysem, dekorasyonla da öyleyim. Evimde kendi tasarladığım pek çok objeye rastlayabilirsiniz. Onlar, evimi bana özel kılıyor. Genellikle dışarıdan satın aldığım eşyaları, kendime göre değişikliklerle kullanmayı tercih ediyorum. Ruhuma ve gözüme aynı anda hitap ettiği için, eskiyle modern tasarım bir objeyi bir arada kullanmayı ve bu sayede soyut bir görüntü elde etmeyi seviyorum.