Güncelleme Tarihi:
Kalp uzmanları, kalbi korumak için düzenli ve hafif sporu, koşmak yerine de yürümeyi öneriyorlar
İstanbul’un ünlü kuaförlerinden Sedat Kamaz, geçtiğimiz hafta Belgrad Ormanı'nda koşu yaparken geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Sedat Kamaz, henüz 43 yaşındaydı ve düzenli spor yapan biriydi. Sedat'ın ölümü, beraberinde birçok soru getirdi: Koşu sağlıklı insanların sporu değil mi?
Spor yapmak için koşu dışında bir spor dalı mı seçilmeli? Sporun ölçüsü ne olmalı?
Ünlü kuaför Sedat Kamaz, geçtiğimiz hafta Belgrad Ormanı'nda koşu yaparken geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Sedat Kamaz henüz 43 yaşındaydı. Düzenli olarak da spor yapıyordu. Tenis ve squash oynuyordu, bir de rallyciydi.
40 yaş üstü erkekte kalp hastalığı riski yüksek olduğu hemen her tıbbi makalede yazılır, konferanslarda söylenir.
Sedat yaş faktörü nedeniyle mi kalp krizi geçirdi? ‘‘Burada önemli olan kişinin riski'' diyor International Hospital Kardiyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Tuğrul Okay: ‘‘Dikkat edilmesi gereken beş faktör var: Anne, baba, kardeş gibi birinci derecede akrabadan birinde erken yaşlarda kalp hastalığı olması, kişinin sigara içmesi, şeker hastalığı, yüksek tansiyon ya da kolesterolü olması.’’ İşte bu beş faktörden ikisinin biraraya gelmesi riski ortaya çıkıyor.
EGZERSİZ VAR EGZERSİZ VAR
Araştırmalara göre ise, riskli gruplarda spor yapmak kalp nedenli ölümleri azaltıyor. O zaman Sedat Kamaz'ın koşu sırasında kalp krizi geçirmesi, kafada soru işaretlerine neden oluyor.
Çünkü unuttuğumuz bir şey var, o da yapılan sporun hafif-seyrek, orta-seyrek ve şiddetli-sık gibi giden dereceleri.
İngiliz Tıp Dergileri'nden The New England Journal of Medicine adlı derginin Kasım sayısında ‘‘Şiddetli egzersiz sonrası kalp nedenli ani ölümler’’ başlıklı bir makale yayınlandı.
Makalede 12 yıl boyunca yaşları 40-84 arasında değişen toplam 21.481 erkek doktorun kalp taraması yapılmış. Ve 122 kalp nedeniyle ani ölüm vakası kaydedilmiş.
Egzersizler üçe ayrılıyor:
Ani, sert: Kırk yılın başında spor yapmalıyım deyip abartarak egzersiz yapanlar.
Düzenli, sert: Haftada iki üç gün ağır spor yapanlar.
Düzensiz, sert: İki haftada bir, ayda bir ağır spor yapanlar.
Egzersizleri bir örnekle derecelendirelim:
Altı kilometreyi bir saatin çok üzerinde koşuyorsa hafif egzersiz.
Altı kilometreyi bir saatte koşuyorsa bu orta egzersiz.
Altı kilometreyi bir saatin çok altında koşuyorsa ağır egzersize giriyor.
DÜZENLİ VE SIK İYİ
Yapılan araştırmalara göre, normal tempolu koşan biri de kalp krizi geçirebiliyor. Ancak çok düşük bir ihtimal. Çünkü 1.5 milyonda bir insanın başına gelen çok ender bir durum bu.
Yine aynı derginin 1999 Ağustos ayında çıkan bir makalede de ‘‘egzersizin zararı ve faydası’’ üzerine yazılmış.
Hareketsiz, egzersiz yapmayan insanların, düzenli ve sık egzersiz yapanlara göre kalp krizi geçirme olasığı daha fazla.
Ama şiddetli egzersiz diye bilinen türdeki egzersiz, buna alışkın insanlar tarafından yapılmazsa kalp nedenli ölümleri artıyor. Aşırı ve sert egzersize alışık bir kişinin haftada en az dört kez böyle bir antrenmanı yapması kalp açısından riskli değil. Ama tersi riskli. Kişi seyrek olarak sert egzersiz yapıyorsa, -örneğin haftada bir ağır egzersiz- kalp nedenli ölüm riski, egzersiz yapmayanlara göre artıyor.
KOŞARKEN KALP DURUYOR
Egzersiz kalp için faydalı mı değil mi diye soruyor olabilirsiniz. Cevap: Her ikisi de. Sık ve düzenli aralıklarla yapılan egzersiz kalp hastalığı açısından koruyucu. Seyrek ve sert egzersizler ise her zaman için tehlikeli. Peki koşarken kalp nasıl duruyor? Bununla ilgili çeşitli teoriler var. Fakat en kabul göreni şu: Kalbi besleyen damarlarda yağ birikintileri varsa bunlar aşırı egzersiz esnasında parçalanabilir. Yağ materyalleri kana karışınca pıhtı meydana gelir. O da kalbi besleyen damarı tıkar ve enfarktüs yani kalp krizi yaşanır. Kardiyolog, spor hekimi ve fitness antrenörlerinin ortak akılları şunu söylüyor: ‘‘Sağlık için spor yapıyorsanız, ağır egzersiz şart değil. 'Daha ağır yaparsam daha sağlıklı olurum' diye bir şey yok. Birçok çalışma gösterdi ki, düzenli ve hafif egzersiz daha sağlıklı. Hele kalp sağlığı için aşırı egzersizin manası yok. Yürümek ise yeteri kadar iyi bir egzersiz. Hızlı ve sert bir tempo ile yürüyün deriz, o kadar!’’
Dr. Gökhan Metin (Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Spor Hekimi-Fizyolojist)
Önce hekime görünün
Sporcu olmayan, sakin bir hayat süren şahıslara egzersiz yapması yönünde önerilebilecek en değerli aktivite türüdür koşmak. Ancak bu koşuya başlamadan kalbin kontrol edilmesi çok önemli. Kalbe yüklenmenin derecesini tespit etmek, hangi tarzda koşu yapacağınızı belirlemek açısından testler gerekli. Böyle bir muayeneden geçmediyseniz her türlü riske hazırsınız demektir. Kan testlerinin de yapılması lazım ki, gizli kalp, şeker, hipertansiyon gibi rahatsızlıklar tespit edilebilsin.
Gonca Morgöl (The Marmara Gym, Spor Akademili Fitness Hocası)
Nabız kontrol edilmeli
Spor yapmamış bir insanın aşama aşama koşması lazım. Koşmadan önce ne yapmak istediğini doktora danışmalı. Her insanın altı ayda bir check-up yapması gerektiğini biliyoruz. Spor hocası da doktorun önerisi ile doğru orantılı spor programı vermeli. Program, kişiye özel yapılır. Yaşı, istirahat nabzı, daha önce spor yapıp yapmadığı, herhangi bir rahatsızlık geçirip geçirmediği kriterleri baz alınır. Bu programla bir kardiyovasküler cihazda nabzı kontrol altına alınarak çalışması mümkün. Açık havada sürekli nabız kontrol ederek spor yapması zor elbet.
Kalp krizini tanıyın
Göğüste rahatsızlık hissi
Göğsün orta kısmındaki baskı, sıkıntı, soğuk terleme, baş dönmesi, nefes darlığı ve bulantı bir kalp krizinin habercisi olabilir.
Nefes darlığı
Bazıları bu semptomları ‘‘göğüs çevresinin
bir iple sıkılması’’ biçiminde tanımlar. Bu durum kalbin pompalama görevini yeterince gerçekleştirememesi nedeniyle ortaya çıkar.
Güçsüzlük
Özellikle ayakta durduğunuzda güçsüzlük ya da baş dönmesi hissedebilirsiniz. Bu hisse diğer belirtiler de eşlik edebilir. Kısa, ‘‘bıçak gibi’’ bir sancı ya da derin nefes alma veya eğilme ile kötüleşen ağrı genellikle kalp krizi değildir.
Türkler kalp hastası
Kalp nedenli ani ölümlerin çoğunluğu hastaneye yatmadan evde veya sokakta aniden geliştiğinden, Sağlık Bakanlığı'nın verilerinde kardiyolojik kaynaklı ölümleri tahmin etmek oldukça güç. Ancak Devlet İstatistik Enstitüsü'nün yaptığı ölümlerin nedenlere göre sınıflandırılmasında, kalp hastalığının oranı yüzde 40.6 olarak gösterilmiş. Türk Kardiyoloji Derneği'nin yaptığı araştırmaya göre 2010 yılında yalnızca kalp kökenli ölümlerin 250 bini aşacağı tahmin ediliyor. Kalp nedeniyle ani ölüm özellikle yaşa ve cinsiyete bağlı. İlerleyen her on yaş hastalığa yakalanma riskini ortalama iki ya da ikibuçuk kat artırıyor. Erkeklerde kadınlardan yaklaşık 10 yaş erken başlıyor ve daha sık gelişiyor.
Dr. Bülent Gündem (Türk Kalp Vakfı, Kardiyoloji Uzmanı)
Rekor kırmayın, koşun
Sporda, ısınma denen aşamayı göz ardı ediyoruz. Gencecik çocuk sahaya çıkıyor, enfarktüs geçiriyor. Oysa bir yandan 90 yaşında biri 10 kilometre koşabiliyor. İyi bir kalp ve laboratuvar tetkiki ile risk
faktörleri bilinmeli. Kişinin şekeri, tansiyonu olabilir. Stresli miydi, o gün yorgun muydu gibi soruların cevapları da önemli. Koşuya birden bire başlamak, yorgun argın başlamak, tok
karnına başlamak doğru değil. Bir de tempo ve limit meselesi var. Her zaman limitten marj bırakmak lazım. Rekor kırar gibi yapmayacak, iddalaşmayacak, sporu spor gibi yapacaksınız. Hiç koşmamış insana koşu değil yürüyüş tavsiye ediyoruz.