Aşil, isterik şımarık ve acımasızdı

Güncelleme Tarihi:

Aşil, isterik şımarık ve acımasızdı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 09, 2004 00:00

İçinde savaÅŸ olan, çok figüran kullanılan ve pahalıya mal olan filmlere bol keseden ‘epik’ adını takan Hollywood, nihayet sahiden epik bir senaryo buldu: Homeros’un Truva savaşını 15 bin dizede anlattığı Ä°lyada. Ama bu destan, birçok epik filmin aksine, bütün karakterlerin zaaflarını derinlemesine anlatıyor.En etkileyici sahneler savaÅŸtaki kahramanlıklardan çok, savaşçıların yaÅŸadığı dramlar, ölümün dehÅŸeti ve çılgın bir erkek kalabalığının ortasında kalmış kadınların lanetleri, ağıtları. AÅŸil (Akhilleus), öfkesi, kıyıcılığı, ikide bir tanrıça annesinden bir ÅŸeyler isteyen şımarık oÄŸlan çocuÄŸu kaprisleriyle hiç sempatik deÄŸil. Yine de filmdeki baÅŸ yıldız Brad Pitt, bu isterik savaşçıyı canlandırıyor. Film cumaya gösterime girdiÄŸinde Ä°lyada’nın perdeye nasıl uyarlandığını göreceÄŸiz. Bugünlük, orijinal hikayeyi anlatmakla yetiniyoruz.Ä°lyada’nın ilk sayfası açıldığında, on yıllık savaÅŸ çoktan baÅŸlamıştır. Anadolu’daki Truva (Troya) krallığı, Ege’nin öte yakasından gelen koalisyon güçlerinin tehdidi altındadır. Çünkü, Truva Kralı’nın oÄŸullarından Paris, Lakedaimon (Isparta) Kralı Menelaos’un karısı Helena’yı kaçırmıştır. Menelaos, güçlü kardeÅŸi Mykene Kralı Agamemnon’a baÅŸvurmuÅŸ ve bütün Akhalar bir koalisyon kurarak Truva’ya haddini bildirmeye karar vermiÅŸtir. Ä°lyada baÅŸladığında koalisyon güçleri artık Truva ovasındadır. Yapılan muharebelerde topladıkları ganimetleri paylaÅŸmakta, daha doÄŸrusu paylaÅŸamamaktadırlar. Aralarında tek yarı-tanrı olan büyük savaşçı Phytia Kralı AÅŸil ile, koalisyon lideri Agamemnon, esir kızlardan Kryseis yüzünden birbirlerine girmiÅŸtir. Agamemnon, kızı AÅŸil’in elinden alır. AÅŸil deliye döner. Ä°lyada, onun o meÅŸhur isteri krizlerinden biriyle baÅŸlar. Sonunda Agamemnon Kryseis’i vermeye razı olur, ama onun yerine AÅŸil’in tutsağı Briseis’i alır. Ä°kisi yeniden birbirlerine girerler. AÅŸil, öfkeyle savaÅŸtan çekilir, bu yetmiyormuÅŸ gibi tanrıça annesi Thetis’i devreye sokar. Talebi, bu genç savaşçının şımarıklığı ve bencilliÄŸini ortaya koymaktadır: Ben savaÅŸmadığım sürece Akha koalisyonu zafer kazanamasın!Bundan sonra, Akhalarla Truvalılar arasında sayısız muharebe olur. Ama AÅŸil hiç birinde yoktur. Bu yüzden bir türlü yeniÅŸemezler. Paris, sevgilisi Helena’nın kocası Menelaos’a teke tek dövüşmeyi teklif eder, tanrıça Afrodit’in araya girmesiyle bu dövüş yine sonuçsuz kalır. Ãœstünlük bir Truvalılara, bir Akhalara geçer. Ä°NTÄ°KAM İÇİN SAVAÅžA KATILIRAkhalar, AÅŸil savaÅŸa dönmezse hiçbir ÅŸey elde edemeyeceklerini anlamışlardır. Onu ikna etmek için çadırında ziyaret ederler, ama şımarık kahraman Nuh der peygamber demez. Oysa Akhalar çok zor durumdadır. AÅŸil’in en yakın dostu, en büyük aÅŸkı Patroklos bile dayanamaz (AÅŸil’in cinsel tercihleri geniÅŸ bir yelpazeye yayılmaktadır), arkadaşına giderek yalvarır, ama AÅŸil dinlemez. ‘Korkunç Akhilleus, ne sarsılmaz yüreÄŸin varmış senin, istemem, hiçbir zaman girmesin yüreÄŸime öfkenin böylesi’ diye patlar Patroklos. Sonunda ‘Sen gelmesen bile ben savaÅŸa katılacağım’ diyerek çıkar gider.SavaÅŸta Patroklos’un karşısına, bir baÅŸka büyük kahraman çıkar. Truva Kralı Priamos’un büyük oÄŸlu Hektor’dur bu. Ãœlkesini savunmaktan baÅŸka bir ÅŸey düşünmeyen, Truva’daki en güçlü adam odur. AÅŸil’in dostu Patroklos onun ellerinde ölür.NEHÄ°RLER KIPKIZIL OLURÄ°ÅŸte ancak o zaman AÅŸil kendine gelir, daha doÄŸrusu kendinden geçer: ‘Akhilleus’u kapkara bir yas bulutu kapladı. Ä°ki eliyle aldı ocağın küllerini, döktü başının üstüne, kirletti güzelim yüzünü...’ Annesi çığlığını duyup koÅŸarak gelir. Akhilleus aÄŸlar: ‘Can yoldaşım, Patroklos’um öldü, tekmil dostlarımdan üstün sayardım onu. Hektor öldürdü onu, tanrısal silahlarını soydu...’ Sonra yemin eder: ‘Hektor kargımla vurulup can vermezse, Patroklos’u öldürmenin cezasını ödetmezsem ona, insanlar arasında yaÅŸamak benim neyime.’AÅŸil, böylece Agamemnon’la barışır, savaÅŸa geri döner, kudurmuÅŸ gibidir, önüne gelen Truvalıyı öldürür, cesetleri Skamandros ve Simoeis ırmaklarına atar. Nehirler kan rengi akmaktadır, o kadar ki ırmak-tanrı Skamandros bile kızar, yatağından çıkıp AÅŸil’i kovalar. Truvalılar kaçıp kentlerine sığınırlar. Bir tek Hektor kalır surların önünde, AÅŸil’in karşısına çıkar. Ama hiçbir ÅŸansı yoktur. Cesur bir adam olmasına raÄŸmen, bir ara korkuya kapılıp kaçar. AÅŸil, ‘DaÄŸlarda bir köpek nasıl izlerse geyik yavrusunu’, öyle kovalar Hektor’u. Karşılıklı kargı atarlar birbirlerine, sonunda Hektor anlar: ‘Eyvah! Demek tanrılar ölüme çağırıyor beni. Artık uzakta deÄŸil kara ölüm, ayağımın dibine geldi, kaçamam ondan.’İşte böyle öldürür AÅŸil Hektor’u. Son anda Hektor ona cesedini anne babasına teslim etmesi için yalvarır, tabii AÅŸil’den merhamet beklemek boÅŸunadır, ‘DöşeÄŸine yatıp aÄŸlayamayacak seni doÄŸuran; köpekler, kuÅŸlar yiyecek bütün bedenini’ diye bağırır. Hektor can verirken ÅŸu kahince sözleri söyler: ‘Senin ne olduÄŸun yüzünden belli, demirden bir yürek var göğsünde. Ama uyanık ol, uÄŸramayasın tanrı lanetine.’Truva ÅŸimdi Akha koalisyonunun önünde Hektor’suz, savunmasız kalmıştır. YaÅŸlı Kral Priamos, oÄŸlu için aÄŸlayarak AÅŸil’in çadırına gider, yerlere kapanır, cesedini ister. Tanrılar AÅŸil’e, Hektor’un ölüsünü babasına teslim etmesi için emir verirler, AÅŸil de nihayet merhamet gösterir, bu emre uyar. Ä°lyada, Hektor’un cenaze töreniyle son bulur: Sonun geldiÄŸini hisseden Truvalılar onun için tek tek ağıt yakar. SAVAÅžI KURNAZLIK KAZANIRÄ°lyada burada biter ama efsane devam eder: AÅŸil, Hektor’un öngördüğü gibi ölecektir. Bu yarı-tanrının vücudundaki tek ölümlü nokta olan topuÄŸundan vurularak ömrünü tamamlar. Koalisyon güçleri ise, bir politika ustası olan Ä°thake Kralı Odysseus’un yaptırdığı tahta bir at sayesinde Truva kentinin içine sızmayı baÅŸarırlar. Hektor’u kaybetmiÅŸ olan ihtiyar Kral Priamos, tahta atın kendilerine uÄŸur getireceÄŸine inanarak ÅŸehrin içine alır. Ama atın içinden Akha askerleri çıkar ve Truva’yı ele geçirirler. Koalisyon güçleri, kenti yerle bir eder, hiçbir erkeÄŸi saÄŸ bırakmaz, bütün kadınları ganimet alır, on yıllık savaÅŸ kan, ter ve gözyaşı içinde sona erer.bu savaÅŸta hangi tarafı tutmalıyız?Ä°lyada çevirisi Türkiye’de yayımlandığı sırada Türk entelektüellerinden bir bölümü, Troya’yı baÅŸka bir gözle yorumladılar: Troya bir Anadolu kentiydi. Kendisi de bir Anadolulu olan Homeros, bu destanda Troyalıların yanını tutuyor, onlar için aÄŸlıyordu. Homeros Ä°lyada’yı Troya savaşından 500 yıl sonra, savaşı kazanmış olan Akhaların torunlarına hitaben yazmış, onları övmek zorunda kalmıştı. Bir iddiaya göre, Ä°lyada’nın özgün metni Atina’da Petsistratos zamanında sansüre uÄŸramış, Akhaların zalim yönlerini anlatan bölümleri çıkarılmıştı. Ama ÅŸunu unutmamak gerek: Homeros bir Anadolulu (Ä°yonyalı) olabilirdi, ancak Ege’nin iki yakasındaki aynı (Hellen) kültürün parçasıydı. Daha önemlisi, Homeros’un destanı insanda taraf tutmaktan çok, savaşı lanetleme isteÄŸi uyandırıyor. Nitekim Ä°lyada, birçok savaÅŸ karşıtı esere de ilham kaynağı oldu.TRUVA MI DÄ°YELÄ°M, TROYA MI?Ä°ngilizce aslı ‘Troy’ olan film, Türkiye’de ‘Truva’ adıyla oynayacak. Bu antik kente Türkler uzun süre Fransızca ismini benimseyerek Truva dediler. Ä°lyada destanını Türkçe’ye çeviren Azra Erhat ve A. Kadir, Yunanca ismini esas alarak Troya dedi. Åžimdi artık Türkiye’de de Troya adı yaygınlaşıyor.Film yapımcıları gerçek Truva’yı beÄŸenmedi daha büyüğünü yaptıTruva Türkiye dahil birçok ülkede 14 Mayıs’ta vizyona giriyor. Wolgfang Petersen’in yönettiÄŸi filmde AÅŸil’i Brad Pitt, Hektor’u Eric Bana, Paris’i Orlando Bloom, Helena’yı Diane Kruger, Kral Priamos’u Peter O’Toole, Odysseus’u Sean Bean oynuyor. Warner Brothers’ın bu dev bütçeli filmi (200 milyon dolardan söz ediliyor) birçok ülkede çekildi. Malta Adası’nda 10 dönümlük bir Truva kenti inÅŸa edildi. Meksika’da bir Truva duvarı yapıldı, duvar çöktü, yeniden inÅŸa edildi. 12 metre yüksekliÄŸinde, 11 tonluk bir Truva atı yapıldı. Filmde 1200 figüran görev aldı. 20 bin yay, 3 bin kılıç ve kargı, 4 bin kalkan yapıldı. Yapım tasarımcısı Nigel Phelps şöyle diyor: ‘İşin aslı ÅŸu ki, Truva bizim tasarladığımızdan oldukça küçüktü, iç içe bir yerdi. Bölgedeki evler çoÄŸunlukla tek katlı, düz çatılı, kerpiç evlerdi. Filmi görsel açıdan daha ilginç hale getirebilmek için bunları biraz daha büyütmemiz gerekti...’Troya kendine yeni bir sponsor buldu Çanakkale’den 22 km uzakta bulunan Troya, ilk yerleÅŸimin MÖ 3000’de baÅŸladığı, Batı Anadolu’daki ilk Tunç Çağı kentlerinden biri. Troya’yı 19. yüzyılda Almanlar buldu. 1988’de kazıyı Tübingen Ãœniversitesi’nden Prof. Manfred Korfman devraldı ve kendini Troya’ya vakfetti. Kazının giderlerinin yüzde 80’ini Tübingen Ãœniversitesi, Alman AraÅŸtırma Fonu ve Troya Dostları adı altında bir araya gelen özel bağışçılar karşılıyordu. Alman ÅŸirketi Daimler Benz ise (ÅŸimdi Daimler Chrysler) kazının 15 yıl boyunca ana sponsoruydu ve yüzde 20’lik gideri karşılıyordu. Geçen yıl Daimler’in sponsorluÄŸu son buldu. Bir baÅŸka Alman ÅŸirketi olan Siemens, ortaya çıkarılan eserlerden Megaron yapısının korunması için tasarlanan çatıyı yaptırdı. Siemens’in, Daimler’ın bayrağını devralıp almayacağı merak ediliyordu. Siemens Türkiye, geçen hafta 5 yıllık sponsorluk anlaÅŸmasının imzalandığını açıkladı. Siemens Türkiye Kurumsal Ä°letiÅŸim Direktörü Alp Yörük, sponsorluk kararının filmle ilgisi olmadığını söyledi: ‘Tübingen Ãœniversitesi’yle bağımız çok daha eskilere dayanıyor, film gündemde yoktu. Ama bizim verdiÄŸimiz miktar yeterli deÄŸil, baÅŸka sponsorlara da ihtiyaç var.’ Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!