Oluşturulma Tarihi: Mayıs 16, 2009 00:00
Selin Haktanır, tam 15 yıl boyunca Hotiç koleksiyonlarını var eden kişi. İşinin hakkını veren, her sezon yeni ve farklı ayakkabılar yaratan başarılı bir tasarımcıydı. Ama her şeyi bırakmayı, uzaklara gitmeyi, kendine mütevazı bir iş kurmayı tercih etti. Artık altı ay önce evlendiği eşiyle birlikte Kaş’ta yaşıyor. Sadece sandalet tasarlayıp, Sandal@ adını verdiği dükkanında satıyor. Hotiç bu yolculuğunda Selin Haktanır’ı yalnız bırakmadı. Afgan ipekleri ve yarı değerli taşlarla süslü sandalet koleksiyonu, bu haftadan itibaren Hotiç mağazalarında yerini aldı.
Selin Haktanır’ı Kaş’a atan rüzgarın adı aşk. Sevgilisi 20 yıldan fazla süredir Kaş’ta yaşayan bir gümüş tasarımcısı. Son iki yıldır ilişkileri İstanbul-Kaş arası gelgitlerle sürüyordu. Geçen yıl böyle gitmeyeceğini anlayıp evlendiler. Selin Haktanır, 1 Kasım 2008’de Kaş’ta hava 31 dereceyken, denizden çıkmış henüz saçları ıslakken, midye kabuklarından yapılmış tacını taktı, gelin oldu. Kararını vermişti artık Kaş’ta yaşayacaktı.
Kaş’a gidenlerin mutlaka bildiği, 200 yıllık Rum evleriyle bezeli, Uzunçarşı Sokak’ta 20 metrekarelik bir dükkan kiraladı. Kocasının gümüş dükkanının tam karşı çaprazında... Arkadaşlarının yardımıyla restore etti, iç mimar Sumru Gizer oturma grubunu yaptı, tasarımcı Deniz Tunç lambaları. Ne yapacağı daha ilk günden beri kafasında netti. Sadece sandalet tasarlayacaktı.
İlk koleksiyonunu şöyle anlatıyor: "Uzakdoğu ve Hindistan’dan getirdiğim yarı değerli taşlar kullandım. Osmanlı akikleri, lamrodoridler. Mercan ve turkuvaz gibi klasik taşlar pek yok. Daha damarlı, dükkanın ruhuna daha uygun olanları seçiyorum. Toplamda 40-50 parçalık küçük bir koleksiyon. Bazı modellerde deriyi, Afganistan’dan getirdiğim ipeklerle birleştirdim. İpek kumaşların turkuvaz, bordo, açık kırmızı, yeşil gibi canlı renklerini seçtim. Deride ise krem, gri, taba, kahve, siyah, gümüş ve turuncu... Tüm sandaletleri İzmir’de büyük bir fabrikaya ürettiriyorum. Ek olarak kemer, çanta ve takılar da tasarladım. Hepsi birbirini tamamlıyor. Sandalette kullanılan taşlar kemerlerde ve çantalarda da var. Akik taşlar, elde oyularak form verildikten sonra renk renk çiçeklere dönüştürülerek kemerlerde toka olarak kullanılıyor. Etiket olarak plajlardan topladığım taşları kullanıyorum. Zaten mağazadaki sandaletleri de, sandal ağaçlarının üzerinde sergiliyorum."
Selin Haktanır, Hotiç’deki işini yaklaşık iki ay önce, 5 Mart’ta bıraktı. 10 Nisan’da ise Kaş’taki mağazasını açtı. 15 yıldır birlikte çalıştığı patronu Serdar Hotiç tam da bu aşamada koleksiyonu görmek istedi. Koleksiyonun tamamı Hotiç’in merkezine getirdildi. Serdar Hotiç, 20 önemli Hotiç mağazasının müdürleriyle birlikte, Selin Haktanır koleksiyonunu inceledi. Herkes beğenip, bir an önce sipariş vermek isteyince Serdar Hotiç de kararını verdi; Selin Haktanır’ın sandalet koleksiyonu Hotiç’lerde satılacaktı. Bu durum Selin Haktanır’a sürpriz olmuş: "Önceden planlamadığım bir şeydi. Çok mutlu oldum."
Üzerindeki taşlar enerji veriyorSandaletlerde kullanılan yarı değerli taşların giyene hangi enerjiyi verdiği, taşın özellikleri, faydaları minik etiketler ile ayrı ayrı açıklanıyor.
Kızını doğurduktan sonra annelerin hayatını kolaylaştıran marka yarattı Sezin Akşin kızı Ceyla dünyaya gelmeden önce turizm alanında çalışıyordu. Seyahatleri çok uzun ve süreli olduğu için doğumdan sonra işine geri dönemedi. Ceyla dokuz aylık olduktan sonra MyCey markasını kurdu ve kızı ile ilgili ürünler üretmeye başladı.
Hikayesini şöyle anlatıyor: "Baştan söylemek isterim, ben tasarımcı değilim. İşim dolayısı ile yaptığım yurtdışı seyahatlerde rastladığım ve doğurduktan sonra da bizzat ihtiyaç duyduğum ama maalesef burada bulunmayan ürünleri bizim şartlarımıza uyarlayarak üretmeye başladım. Hedefim annelerin rahat etmesi idi. Zaten yeteri kadar zorlu bir süreç olan hamilelik ve sonrasında hayatımızı değiştiren emzirme, besleme süreçlerinde herkese destek olmak istedim. Rahat edelim, biz rahat edince bebeklerimiz de rahat etsin diye düşündüm.
EMZİRME ÖNLÜĞÜ BEN KENDİM YERİM EMZİĞİ My Cey’in portföyünde şu anda dört ürün bulunuyor. Hamile destek minderi, emzirme önlüğü, emzirme minderi ve meyve sebze emziği. Hamile destek minderi, hamileliğin son aylarında anne adayına rahat ve güvenli bir uyku veriyor. Göbeğin altına ya da bacağının arasına yerleştirildiğinde karın bölgesine baskı yapmadan yatılabiliyor.
Emzirme önlüğü kamuya açık yerlerde bebeğinizi kimseler görmeden, özgürce emzirmenizi sağlıyor. Önlüğü boynunuzdan geçiriyorsunuz, bebeğin ve sizin göğüs bölgenizi örtüyor. Tabii ki ne siz ne de bebeğiniz hiçbir nefes problemi yaşamıyorsunuz.
Emzirme minderi ise ilk aylarda bebeğinizi emzirirken denge açısından yardımcı oluyor. Ürünlerin en esprilisi ise meyve sebze emziği. Malum çocuklar belli bir aydan sonra her şeyi kendileri
yemek istiyor. Anneler de boğazına kaçar diye bebeğin eline vermekten kaçınıyor. Bu emziğin sloganı "Ben kendim yerim". Meyveyi özel filenin içine koyup, çocuğunuza verdiğinizde çocuk meyvenin posasını ve suyunu içiyor.
Peki Sezin Akşin tüm bunları nasıl üretiyor: "Türkiye’de üretim aslında zor ama ben bir anne olarak kullanılan malzemelerin ve üretim sürecinin kendi kontrolümde, içime sinen kalitede olmasını istedim. Bir de Çin furyasının olduğu bir dönemde Türkiye’de yerli üretime yatırım yapmak çok önemliydi benim için.