Güncelleme Tarihi:
Her şey 11 yıl önce Reklamcılar Derneği’nin düzenlediği ve reklamcılık sektörünün en önemli ödüllerinden Kristal Elma Yarışması’nda başladı. O dönem dijitalleşme başlamamıştı. Gazete ve televizyonlar altın çağını yaşıyordu. “Fakat sektörün bu en önemli ödül töreninde basınla ilgili işleri görmek, okumak ve anlamak mümkün değildi” diye anlatıyor Ayşe Sözeri Cemal: “Televizyonla kıyaslanınca basın ilanı daha zor yaratılıyor. Sınırlı alanda etkili mesajı vermelisiniz. ‘Bu emek verilen işin gösterimi ve tartışmalarıyla daha fazla ilgilenilmeli’ diye düşündüm. Reklamcılar Derneği’ne desteğimizi kesmeden basın yaratıcılığının öne çıkması için ayrı bir etkinlik yapmaya karar verdik. Sektörün önemli isimlerinden Gürül Öğüt ve reklam ajansımız KLAN’la bir araya geldik.”
GENÇ, RAHAT VE HAVALI
Ekip, yeni projeyi hayata geçirmek için bir yıl çalıştı ve ortaya ‘Kırmızı Basında En İyiler Reklam Ödülleri’ çıktı. Kırmızı’nın, Kristal Elma’dan en büyük farkı jürisi... Kristal Elma’da jüride sadece reklam yaratıcıları varken Kırmızı’da kreatiflere ilave, başta reklamveren yöneticileri olmak üzere medya planlama ajansı temsilcileri, stratejik planlamacılar, müşteri temsilcileri ve ajans başkanları da var. Objektifliğin zarar görmemesi için Hürriyet gazetesinden kimse jüriye katılmıyor, sadece Gürül jüri toplantısında moderatörlük yapıyor. Jüri başkanları bir önceki senenin jürisinden seçiliyor ve ekiplerini kendileri oluşturuyor. Sadece gazete ve dergi reklamları arasında yapılan bir yarışma olması sebebiyle Türkiye’de bir ilk olan Kırmızı’yı Sözeri Cemal; ‘Genç, protest ve havalı’ olarak tanımlıyor. İlk başladığında 13 kategoride verilen ödüller bu yıl 45 kategoriye ulaştı ve ilk defa dört kategoride dijital alan da dahil oldu. Yarışmaya 71 ajanstan 775 reklam içeren 661 ilan katıldı.
Peki bu 10 senede reklamcılık dünyasında neler değişti? “Aslında radikal değişiklik yok” diyor Ayşe Sözeri Cemal: “Ama sektör derinleşti ve çeşitlendi. Bunun en net örneği inşaat sektöründe. Eskiden markalı inşaatlar hiç yoktu. Yemek alışkanlıklarının değişmesi de yeme içme sektöründeki reklam yapısını değiştirdi. Yeni reklamlar daha modern ve sizi daha çok içine alıyor.”
Reklamlarda fazla değişiklik olmamasına rağmen Sözeri Cemal reklamcı profilinin 25 yıl öncekinden hayli farklı olduğunu söylüyor: “Sektörün kapsamı bu kadar geniş değildi. Mecra radyo ve sınırlı şekilde televizyon ağırlıklıydı. Özel televizyonların başlamasıyla reklam sektörü büyüdü. O dönem Mad Men’deki gibi yuvarlak gözlüklü, sigara ve puroyu elden düşürmeyen, çoğunlukla erkek reklamcılar vardı. Son 15 yıldır ise reklamcılar çok daha genç. Sokak modası tarzını takip ediyorlar. Özenli bir özensizlikleri var. Eskiden her şeyden anlamak makbulken şimdi çok belli ilgi alanları var. Siyasi değiller.”
Büyük Ödül ‘Kıpkırmızı’nın sahibi İstanbul Oyuncak Müzesi için hazırladıkları ilanla (yanda) Leo Burnett İstanbul oldu.
Neden ‘Kırmızı’?
İsim babası Emre Senan. Reklamcılar arasında eski solcular çok. Hepimiz kırmızı rengi çok seviyoruz. Kırmızı hem çok kullanılıyor hem de reklamcılık tabiriyle en fazla ‘durduran’ renk.
Reklamcıyla anlaşma rehberi
- Toplantıya çok resmi bir kıyafetle gitmeyin.
- Onlara çok dikte edip dayatarak konuşmayın.
- Toplantı saatini çok erkene almayın. İdeali 11.00 sonrası.
- Yeni şeyler duymaya açıklar. Bol kitap okuyup fikirlerinizi paylaşın.
- Ortaya çıkan sonuç ve beklentiler çatıştığı zaman uzlaşmaya çalışın. Ama unutmayın ki kazanan her zaman reklamveren olur!