Artık kimsenin canını yakmam

Foto-galeri - Yeşim Salkım fotoğrafları için tıklayınız...

Son bir yılın analizini yaptığımda, gördüğüm kadını sevmiyorum. Artık kurallarım var... Onlar da şunlar; magazinde az görüneceğim, az konuşacağım, kimse hakkında yorum yapmayan ve işiyle gündeme gelen bir kadın olacağım, kimsenin canını yakmayacağım ve canımı dahi yaksalar "Canınız sağolsun" diyeceğim, özel hayatımı da gizli saklı yaşayacağım.

Ben öyle bir kadın değilim. Haksızlıklara tahammül edemeyip konuşan bir kadınım, ama bu kadar kırıcı biri asla olmadım. Son bir yıla bakıyorum da, çok dengemi kaybetmiştim. Bu durum ekrandan sevenlerime de yansıdı. Beni çok agresif gördüler. Bu yüzden herkesten özür diliyorum. Mahalle kavgasına giriştiğim için çok pişmanım.

Artık kimsenin canını yakmayacağım

Yeşim Salkım, radikal kararlar aldı. İşte Salkım’ın birkaç gün önce uygulamaya koyduğu kararları: 1- Magazinde az görüneceğim. 2- Az konuşacağım. 3- İşimle gündeme geleceğim. 4- Kimsenin canını yakmayacağım. Canımı dahi yaksalar "Canınız sağolsun" diyeceğim. 5- Özel hayatımı gizli yaşayacağım.

Herkes "Eeee neydi, ne oldu" diyor. Bunları duyduğunuzda üzülüyor musunuz?

- Hayır. Çünkü hiçbir şey olmadı ki. Yine aslanlar gibiyim. Şimdi halkın gözünde daha da güzel bir yerdeyim. Hiç boşu boşuna ümitlenmesinler, kimse beni yıkamaz. Ben gücümü yanımdaki erkeklerden almıyorum. Birileri de benim için ’hacı yatmaz’ diyormuş. Ne güzel bir şey! Aslında beni çok seviyorlar, ben bunu biliyorum.

Hakan Uzan’la evliliğinizde güçlü, korkulan bir kadındınız...

- Dışarıdan görünen öyleydi ama hiç alakası yoktu...

Şimdi kuaför bir sevgiliniz var. Acaba bu yüzden mi "Nereden, nereye" diyorlar?

- Ben insana deÄŸer veriyorum. Ä°nÅŸallah bir gün beni anlarlar! Ben çocuÄŸumun babasına aşık olduÄŸum zaman, beÅŸ kuruÅŸ parası yoktu. ÇocuÄŸumun babası bir uç, Hakan Uzan baÅŸka bir uç. Arben (İçli) ise ortada bir yerdeydi. Ä°lker de (Ä°nanoÄŸlu) kendi dünyamın içinden biriydi, denemek istedim. Olmadı, aynı meslekten iki kiÅŸinin bir arada olması daha da zormuÅŸ. Åžimdiki sevgilim tamamen bu dünyanın dışından. Huzuru, mutluluÄŸu arıyorum. Umarım ben de aradığımı bir gün bulurum. Ama artık evlenmeyeceÄŸim.Â

Peki her evliliğinizi planlı programlı mı yaptınız?

- Bu işleri planlayıp programlayanları görüyoruz. Hepsi evliliklerini çok güzel götürüyorlar. Çocuk da yapıyorlar. Ben çocuk yapmadım. Eğer öyle yapsaydım, bu kadar üzüntü yaşamazdım.

Zaman zaman bu camiadaki insanlar hakkında çok şey bildiğinizi söylüyorsunuz. Bu bildiklerinizi hálá "Bir gün kullanırım" diye saklıyor musunuz?

- Bildiğim o kadar çok şey var ki! Altı yıldır konuşmadım, şimdi de konuşmayacağım. Asla da konuşmam! Kimsenin canını yakmak istemiyorum. O günler geride kaldı. Ben anı defterime kilit vurdum.

Anahtarını ne yaptınız?

- Anahtarı bende. Onu henüz denize atmadım, canım isterse açarım bir gün. Şu anda canım istemiyor. Çünkü düşünmem gereken çok daha önemli işlerim var.

Peki bugüne kadar intikam amacıyla o anı defterindekileri hiç kullandınız mı?

- Elime intikam almak için o kadar imkan geçti ki, yine de hiçbir şey yapmadım, yapmayacağım. Ben, benim canımı yakan insanlar için "İnşallah bir gün evlenirler,  çocukları olur, o yuvayı korumak için yapılması gerekenleri bir gün Allah yaşatır" dedim. Benim beddualarım iyi huylu, kötü huylu değil. Kimsenin kötülüğünü istemem. Her söylediğimde de samimiyim. Ama bu camia o kadar samimiyetsizliklerle dolu ki, maalesef gerçekler görülmüyor. Ben öyle insan bilirim ki, chat’leşirken "Onunla mı evleneyim, bununla mı, o mu kariyerim için iyidir, yoksa bu mu iyi?" diye sorar. Ünlü bir sanatçı bu.

Kim bu ünlü sanatçı?

- İsim vermem... Siz de tanıyorsunuz onu. O kadar büyük samimiyetsizlik içinde yaşıyorlar ki, ama hep tatlı, sevimli, iyi görünüyorlar. Ben evimde ne isem, sokakta ve sahnede de öyleyim.

Yani siz evliliklerinizi kariyer planlaması yaparak gerçekleştirmediniz?

- Ne kariyeri, kariyerim gitti!Â

Bu evliliklerinizden maddi kazancınız ne oldu, kaybettikleriniz ne oldu?

- O kadar çok kaybım var ki. Ahhh!

Ya mücevherler?

- O mücevherler kocamın bana aldıkları ve kendi kazancımla aldığım mücevherlerdi. Onlar da gitti zaten, çalındı. Ona bile inanmadılar.

Evet, kimse o mücevherlerin çalındığına inanmıyor...

- Ben ne kadınmışım ya. Matahari gibi bir kadınmışım demek ki. Evime hırsız giriyor, o kadar acı yaşıyorum, sabaha kadar ilaçlarla ayakta duruyorum, kalkıp "Yeşim yaptırdı" diyorlar. Hepsinin canları sağ olsun. Allah herkese layığını verir. Bana da layık olduğumu verdi.

Birilerinin ahı tutmuş, birileri helal etmemiş olabilir mi?

- Mutlaka bir şey vardır. Hayatta sebepsiz bir şey olmaz. Çalınmasalardı belki de çok daha büyük bir bedel ödeyecektim. Ah tutma meselesine gelince, ben kalp kırmamaya çalışırım. Canımı yakmadıkları sürece kimsenin canını yakmadım.

Peki, bu hırsızlık konusunda bir gelişme var mı? Polis ne diyor?

- Araştırıyorlar. Bir operasyonda 19 kişi yakalandı, onlar da her şeyi parçalayıp parçalayıp elden çıkarmış. Bu bir meslek... İçim çok yandı. Dediğim gibi içinde kendi alım terimle kazandığım mücevherlerim de vardı. Onlar da gitti.

Yeni ilişkiniz de çok konuşuldu. Mesela Mehmet Ali Erbil, "Boşanıyorlar, üç günde sevgili buluyorlar" dedi...

- Ben Mehmet Ali’yi sayıyorum, seviyorum. Çok önemli biridir. İnsanlar hata yapmış olabilir. Sonra telefonda konuştuk, o da benim nasıl biri olduğumun farkına vardı. Ayrıca kimseye her şeyi açıklamak zorunda değilim. Boşanmışım, gitmişim. Üç gün sonra da aşık olurum, üç ay sonra da... Ayrıca aşığım da demedim, evleniyorum da demedim. Ben detay vermem. Niye vereyim?

Herkesten özür diliyorum

Son bir yıla bakıyorum da, çok dengemi kaybetmiştim. Bu durum ekrandan sevenlerime de yansıdı. Beni çok agresif gördüler. Bu yüzden sevenlerimden, halktan, herkesten özür diliyorum. Bu kadar agresif olmamayı tercih ederdim. Keşke sorunlarımı daha usulüne uygun, daha hanımefendice çözmeye çalışsaydım. Mahalle kavgasına giriştiğim için çok pişmanım. Bir daha asla öyle bir kadın olmayacağım...

Artık benim de kurallarım var

Artık kurallarım var... Onlar da şunlar: Magazinde az görüneceğim, az konuşacağım, kimse hakkında yorum yapmayan ve işiyle gündeme gelen bir kadın olacağım, kimsenin canını yakmayacağım, canımı yakan olduğunda da "Canınız sağ olsun" diyeceğim, özel hayatımı da gizli saklı yaşayacağım. Şu an Casablanca müzikalinde oynuyorum. Bir Ferhat Göçer konseri sırasında bu teklif bana geldi. Sebepsiz hiçbir şey olmaz. Bu müzikali karşıma çıkaran insanların hepsine çok teşekkür ediyorum. Çünkü özüme döndüm. O kadar mutluyum ki! Şimdi bu müzikalin albümünü hazırlıyoruz.Yazın da Türk musikisiyle ilgili bir müzikal sahneye koyacağız. O da çok ses getirecek. İş hayatımda yaşadığım mutluluklar, acılarımı dindirdi. Özel hayatımda da güzel giden bir ilişkim var. Bundan böyle sessiz, sakin, işinde gücünde olan bir kadın olacağım. Kim ne derse desin, artık hiçbir şey umurumda değil.

                                                                                                              Röportaj: Sema DENKER