Güncelleme Tarihi:
Saba Tümer cephesinde neler oluyor? Bazı negatif haberler üst üste geldi galiba...
- Acun Ilıcalı’nın yanına jüri olarak oturmamla birlikte bir hareket başladı bana karşı. Galiba bazıları haset duyuyor. Kadın olarak başarılıyım, şimdi de bir dans yarışmasında jüri oldum, Acun’un yanında oturunca da kıskananların sayısı arttı gibi geliyor bana.
Mehmet Aslan’la otelde sabahladığın yazıldı...
- Orada kötü olan manşetti. Biz o akşam Mehmet Aslan, annesi ve kardeşiyle birlikte yemek yedik. Anneyle yenilen yemeğin hiç kaçamağı olur mu? Olmaz. Sonrasında aile dostlarını otele bırakmaya gittik. Haberin veriliş tarzı çok kötüydü. “Otele girerken yakalandılar” gibi bir manşet... Neyi yakalıyorsunuz? O kadar salak mıyım ben? Ayrıca evim var, barkım var, birlikte olacaksam ne işim var otelde? Farz edin ki gittim, salak mıyım ben yakalanayım? Niye otele beraber girelim ki, bunun tedbirini alırız ayol!
BEN HER GECE YASİN OKUYORUM
Bir de bunun üstüne programındaki bir altyazı ve son dakika haberi tuz biber ekti. Kadın pilotlarla sohbet ederken, düşen helikopter haberi altyazı olarak verildi. Sen gülüyordun, görmedin mi o altyazıyı?
- Bu konuda tek şey söyleyeceğim. Eskiden haftada bir gün, cuma geceleri Yasin okurdum, artık her gece okumaya başladım. Ben o gece, eve gidip şehitlerimiz için Yasin okudum. Çok merak ediyorum, bunu yazanlar ne yapmışlar acaba? İnsanlar niye bu kadar kötü niyetli olabiliyor? Anlamıyorum.
Sinan Akçıl, yılbaşında programı yayınlanmasın diye ihtarname çekmişti. O konuda bir gelişme oldu mu ve neden yayınlanmasını istemedi?
- Bunu ona sormak lazım. Onu çok onore eden bir program çektik. Özel hayatıyla ilgili açıklamalar yaptı. “Ne istersen sor, her şeyi anlatacağım” demişti. Belki de bazı kişilerin dolduruşuna geldi, kim bilir.
Sonunda program yayınlandı...
- Elbette yayınlandı. O ihtarname çektiğiyle kaldı. Bir yayını durdurmak öyle kolay değil ki. O zaman o yayın boyunca verilen reklamların da parasını ödemesi gerekiyor!
AZRA’YA İLK BEN 10 PUAN VERDİM!
Gelelim dans yarışmasına. Puan verirken zorlanıyor musun?
- Bazı performanslarda keşke 10’un üzerinde puan olsa diyorum. Genelde 8 ve 9 puan veriyorum ki, mükemmel bir şey çıkınca verebileyim.
Hiç 10 puan verdin mi?
- Evet, 10 puan verdim. Azra’ya ilk ben verdim. (Gülüyor) Şimdi televizyonda etseydim bu lafı, bana yine geçireceklerdi, “İlk ben verdim” lafı için! (Gülüyor) Bazıları çok kötü niyetli!
Dansı sever misin?
- Latin danslarını çok seviyorum, ders almayı düşünüyorum. Program nedeniyle gecelerim dolu. Sabah saatlerinde de ders almaya kalksam, kendime partner bulamam. (Gülüyor)
AŞK KAPIMI TIKLATTI AMA...
Evet, gelelim en önemli soruya. Biliyorsun, aşkın kapıyı ne zaman çalacağı belli olmuyor...
- (Gülüyor) Aşk kapıyı çalarsa! Aşk kapımı tıklatmak üzere diyelim. Tıklattı da, “Kim o?” diyorum, daha açmadım kapıyı.
Kim tıklattı peki?
- Yok ayol, şaka yapıyorum!
Şaka bir yana, Saba Tümer’in de hayatında bir erkek olmalı, değil mi?
- Evet, haklısınız, tabii ki hayatımda biri olmalı artık. Çünkü hayat yalnız geçmiyor. Geçenlerde magazinci çocuklar çok sıkıştırdılar, “2011 yılında evleneceğim” dedim.
Var mı beklenen bir beyaz atlı?
- Benim beyaz atlı biraz kallavi ve ağır. Ancak gelecek, bekliyorum...
İLİŞKİMDE CİLVELEŞMEYİ FİNGİRDEŞMEYİ SEVERİM
Aşık olunca neler yaparsın? Hep romantik konuklar mı çağırırsın, romantizm içinde yaşayıp sevdiğin adamın peşinden mi koşarsın?
- Yok, ilişkilerimi eğlenceli bir şekilde yaşamayı seviyorum. Ne bileyim matrak bir mesaj atayım, karşı taraf bana matrak bir mesajla yanıt versin gibi düşünüyorum. İlişkinin içerisinde cilveleşmeyi, fingirdeşmeyi severim. İlişkiye başladıktan sonra da o fingirdeşmeyi devam ettiririm, ettirmek isterim. Oradan beslenirim.
Unutamadığın bir aşk var mı?
- Evet, eskilerden bir ilişkim var. Onu tam olarak unutamadım. 1997 olması lazım, İstanbul’a ilk geldiğim zamanlarda yaşadığım bir ilişkiydi. Bugün bile onu görünce fena olurum, o da oluyor.
Bizim tanıdığımız bir isim mi?
- Basınla fazla haşır neşir değil. Ama kendisi bir işadamı.
OYUNCULUĞU DENEMEK İSTİYORUM
Var mı başka projeler?
- Oyunculuğu denemek istiyorum. Özellikle sit-com tarzı bir çalışmada yer alabilirim.
Yine güldürmek istiyorsun. Peki ağlatmayı denesen?
- İnsanlar zaten ağlıyor. Ortam çok negatif. Bari ben güldüreyim insanların yüzünü.