Güncelleme Tarihi:
Yiğit Sertdemir’in yazdığı, Arif Akkaya’nın yönettiği ve geçen pazartesi prömiyeri yapılan ‘Gerçek Hayattan Alınmıştır’ adlı oyunda Sertdemir’le aynı sahneyi paylaşan Tomris İncer’le 45 yıllık tiyatro yaşamını ve bu değişimi konuştuk.
Tomris İncer, 16 Mart 1948 Bulgaristan doğumlu. Oyunculuğa, Çetin Köroğlu’nun 1962’de perdelerini açan Ankara’nın ilk özel tiyatrosu ‘Meydan Sahnesi’nde başladı. Yenişehir’deki bir bodrum katında, yönetmen ve oyuncu Çetin Köroğlu’nun çabalarıyla ayakta kalıyordu burası. Başkent seyircisi de hakkını vererek ayakta kalmasını sağlamıştı. Ankara’daki Devlet Tiyatrosu tekeline bir karşı çıkış olarak kendini göstermişti Meydan Sahnesi. Tomris İncer, Meydan Sahnesi’ndeki ilk oyunculuk yıllarını bakın nasıl anlatıyor: “Özel tiyatroları seviyorum. Çünkü oyuncu gişeden tuvalete, kostümden dekora kadar her şeyle ilgilenir. Ödeneği yoktur çünkü tiyatronun, gişeye bağlıdır. Yaptığı iş seyirci, seyirci de para getirecektir. Ben elimde kağıt kalem dekor çizdiğimi, evden dikiş makinası getirip sabaha kadar kavuklar diktiğimi bilirim.”
HEYECAN VE KORKUM ARTTI
Usta oyuncu 1974 yılında İstanbul Şehir Tiyatroları kadrosuna girdi. Melih Cevdet Anday’ın ‘Mikado’nun Çöpleri’, Shakespeare’in ‘III. Richard’, Orhan Kemal’in ‘Eskici Dükkanı’, İtalo Calvino’nun ‘İkiye Bölünen Vikont’ adlı oyunlarında ve daha birçoklarında şahane oyunculuklar sergiledi... Ve yıllar geçti, Tomris İncer 65’ine dayandı. Mayıs ayının sonunda İstanbul Şehir Tiyatroları’ndan yaş haddinden dolayı emekli edilecek.
Dönüp geçmişe baktığınızda bu 45 senede nedir değişen, diye soruyoruz Tomris İncer’e. Televizyon öncesi dönem tiyatroyu bilen bir oyuncu olarak, tiyatro anlayışları ve beğeninin çokça değiştiğini anlatıyor: “Şimdi eleştirilen Devlet Tiyatrosu oyuncuları, o zaman el üstünde tutulan aktör ve aktrislerdi elbette. Ama anlayış ve beğeniler değişiyor, ayak uydurmak lazım. Bugün hâlâ 1960’ların tarzında oyun sahnelemek de komik olur doğrusu.”
Ustalık duygusundan söz açıyoruz bu kez. Cahil cürretinden bahsediyor İncer; yıllar geçtikçe kendisinin nasıl değiştiğinden dem vuruyor: “Şimdi heyecanımın daha çok arttığını görüyorum. Bilgi arttıkça, endişe ve korku da azalacağı yerde artıyormuş. Ben bu rolü elimin tersiyle oynarım diyemiyorsun. Kuşağıma baktığımda gençlerden çok daha titiz, çok daha heyecanlı olduklarını görüyorum mesela. Korkularımız daha büyük. Çünkü birçok şey yaşadık. Ben yaptım oldu, diyemiyoruz.”
EMEKLİLİK MEZUNİYET PROJEM
Emekliliğini, ‘mezuniyet projesi’ olarak adlandırıyor Tomris İncer. Yani bitirmek gibi değil, rüştünü ispatlamak gibi adeta. “O yüzden bırakın” diyor. “Oynayabilecek halde oldukları takdirde sahneye çıksın oyuncular. İsteğe bağlı olsun emeklilik...”
Şu an İstanbul Şehir Tiyatrosu sahnesinde mevcut iki oyunda rol alıyor sanatçı. Özen Yula’nın ‘Dünyanın Ortasında Bir Yer’i ve Fransız yazar Choderlos De Laclos’un ‘Tehlikeli İlişkiler’ adlı oyunlarında. Tehlikeli İlişkiler, gelecek sezon sahnelenmeyecek. Dünyanın Ortasında Bir Yer’in akıbeti ise henüz belli değil. Neticede, Şehir Tiyatroları’nın seçebileceği iki şıkkı var. Ya Tomris İncer’in yerine yeni bir oyuncu istihdam edecek ya da diyecek ki ‘gel oyunlarını oyna’. Her şey mayıs ayında belli olacak...
Aslına bakarsanız gücü yettiğince daha uzun seneler sahneye çıkacak Tomris İncer. Biz de daha nice seneler koşa koşa onu izlemeye gideceğiz. İstanbul’un en dinamik tiyatro gruplarından Altıdan Sonra Tiyatro’nun yeni üçleme projesinin ilk oyunu ‘Gerçek Hayattan Alınmıştır’da sergilediği gençlere taş çıkaran performansı ve zerafeti, bunun bir sözüdür adeta.
HİÇBİR ŞEY KORKUTMUYOR BENİ
Eşimi kaybettim, oyun oynadım, acımı unuttum. Ne kadar sağaltıcı bir şey demek ki tiyatro. Üzünütünüzü, hatta fiziksel rahatsızlığınızı dahi unutturur size. Gribi, hapşırığı, öksürüğü bile yener. Gücünüzün farkına varırsınız. Bana tiyatro bunu öğretti. Hiçbir şey korkutmaz şimdi beni. Çünkü bir insan olarak her şeyin üstesinden gelebilecek gücüm olduğunu biliyorum.
HÜZNÜ TAŞ GİBİ OTURDU İÇİME
Emeklilik fikri çok hüzün vericiymiş. Fikir olarak vardı elbette. Seneye emekliyim diyordum. Ama tarih yaklaştıkça içime taş gibi oturdu hüznü. Şimdi bununla baş etme dönemine giriyorum. Duygularımı özgür bıraktım. Çok samimi söylüyorum, ne yapacağımı bilmiyorum.
SAHNE TOKATLARI İYİDİR
Oğlundan tokat yiyen anne rolünden yola çıkarak soruyoruz Tomris İncer’e. Biz seyirci olarak çok tokat yeriz tiyatrodan, siz hayatınızın en büyük tokatını tiyatrodan mı yediniz? Bakın ne diyor... “Daha ağır bir tokat yedim. Bir genç oyuncu arkadaşım avcuyla alnıma vuracaktı. Ama bayağı kuvvetli bir yumruk attı kazayla. Manevi anlamda, beğenilmediğim roller olmuştur. Ama sahnede tokat yemek iyidir. Haldun Dormen, bir sanatçının hayatında mutlaka başarısız bir işi olmalıdır ki, onu daha yükseğe sıçratabilsin, der.”
‘GERÇEK HAYATTAN ALINMIŞTIR’
Bu ibareyi genellikle birtakım filmlerin tanıtımlarında görürüz. Ya da bazı kitap kapaklarında. Her ne hikmetse, iyi gişe yapan filmler veya çok satan kitaplar olur bunların birçoğu. Yani, gerçek hayattan alınan hikâyeleri seviyoruz. Zaten kurgusal hikâyelerin de hayatlarımızın birer toplamı olduğunu düşünmeksizin. Gelelim, Altıdan Sonra Tiyatro’nun yeni projesi Kumbaracı50 Üçlemesinin ilki ‘Gerçek Hayattan Alınmıştır’ oyununa. Onun böyle bir derdi yok. İsmiyle daha çok televizyonun gündüz kuşağında karşımıza çıkan ‘ağlak’ reality show’lara gönderme yapıyor.
‘Gerçek Hayattan Alınmıştır’, hem naif hem de canhıraş bir anne-oğul çatışmasını sahneye getiriyor. İnşaat halindeki tiyatronun mimarı ve onun annesi arasında geçiyor. İkinci oyun ‘Barzo ile Konserve’ ise Kumbaracı50’de izlenen bir oyun sonrası yaşananları canlandırıyor. ‘Dertsiz Oyun’ ise, izleyicinin karşısına sahnede oyun izleyen 12 kişiyi yerleştiriyor.
2 Nisan’da prömiyer yapan ‘Gerçek Hayattan Alınmıştır’ı bir an evvel izlemek isteyenler için en yakın tarih bu akşam. Oyun 24, 25, 26, 27, 28 Nisan saat 20.30’da Kumbaracı50’de sahnelenecek. ‘Barzo ile Konserve’, saat 23.00’te gösteriliyor. Prömiyerini geçtiğimiz cuma yapan oyunu da bu akşam izleyebilirsiniz. Dertsiz Oyun ise, 11 Mayıs’ta 18. İstanbul Tiyatro Festivali’nde sahnelenecek. (212) 243 50 51.