Güncelleme Tarihi:
- Neden yeni sergi açmak için altı yıl beklediniz, süreç nasıldı?
- Hem güzel hem de sancılı. Kızım Gizem’in dünyaya gelmesi güzel yanı. Bir de öğretim görevlisiydim. Tüm bunlar üretimi kısıtladı. Bir yandan da gerçekten sancılıydı. Üretmek istediklerim, heyecanlarım, düşüncelerim ancak eskizlerde ve az sayıda yapılan çalışmalarla sınırlı kaldı. Süreci karma sergilere katılıp sanattan kopmadan geçirdim. Geçen yıl emekliye ayrıldım. Şimdi durmadan çalışıyorum.
- Bu sürecin sonucunda kişisel değişiminiz işlerinize nasıl yansıdı?
- Anne olmamın etkisi resimlerimde biraz daha cesur, atak ve korumacı olmama neden oldu diye düşünüyorum. İnandıklarımı daha da vurucu bir biçimde sunmak arzusu baskın oldu ve bunların üzerine gitmeye karar verdim.
- Altı yıl öncesiyle şimdi açtığınız sergideki işlerinize baktığınızda farklılıklar gözlemliyor musunuz?
- Tabii ki var. Öncekilere göre daha yalın ve detaycı bakış biçimi ön planda. Vazgeçemediklerimden hâlâ vazgeçemiyorum. Kıvrımlar, onların en ince detayları beni heyecanlandırıyor ve bunu paylaşmak istiyorum. Teknik olarak biraz daha iyi olduklarına inanıyorum. Temalarda yine insan ve gizli bir yaşam var. Bu sergimdeki sunumumda ağırlıklı olarak aynı temayı değişik renk ve kompozisyonlar ile bütünleştirdim. Kullandığım malzemelerde değişiklik yok. Estetik kaygıyla görsel elemanları eskiye nazaran daha iyi kullandığımı düşünüyorum.
- Bu seri aklınıza ilk ne zaman düştü?
- İki yıl önce. Anlatımımın değişik renk ve kompozisyonlarda bir araya geldiği zamanki söylemi beni etkiledi ve bunun üzerine gitme isteğiyle bu seri oluştu. Yaklaşık 70 adet orijinal akrilik ve yağlıboya resimden oluşan seride çoğunlukla aynı doku hakimdir, ancak dikkat edilirse etkinin farklı olduğu görülür.
KOLLAR RUHUMUZU TEMSİL EDİYOR
- Bu resimlere başlamadan önce aklınıza hangi sorunlar takılmıştı?
- Bir düşünce platformu oluşuyor ve çalıştıkça gelişiyor. Bu noktaya varıncaya kadar çalışmalarımda; doğal görünümlü nesnelerden yola çıkarak espas, açık-koyu, yüzey-derinlik, ışık-gölge gibi görsel elemanları kullanarak yaşamsal devinimi hissetmek, teknik olanakları sonsuza kadar kullanabilmek ve bunları aktarma tasasını yaşadım.
- Yüzleri belirgin olmayan ama kolların net olduğu figürler var. Neden?
- Resimlerimde herhangi bir insanı ele almıyorum. Portre olunca kişinin ismi, kimliği oluyor. Bütün kimliklerimizde vesikalık fotoğraflarımız yok mu? Gömlekler işte bu nedenden dolayı devreye giriyor. Gömlek bir kılıf. Üzerimizdeki kılıf ile insanı anımsatma tercihimi kullanıyorum. Genel olarak insandan bahsediyor ve onun yaşamı, düşüncesi, yaptıklarıyla ilgileniyorum. Kollar bizim ne yaptığımız veya nasıl bir ruh hâli içinde olduğumuzu anlatmamıza yardım eden bir beden dili. Bununla anlatımımı destekleyip düşüncelerimi aktarıyorum. Ayrıca kollardaki kıvrımlar, beni çok etkiliyor. Kollar kimi zaman yaşamsal iniş çıkışların olduğu alanlardan çıkıyor, kimi zamansa başka kollarla buluşuyor. Yaşam serüvenimizde, ilişkilerimizde daha mı farklı oluyor?
- Dalgalı desenlerden oluşan insan figürleri hakkında ne söyleyeceksiniz?
- Duygu ve düşüncelerimiz de dalgalı değil mi? Bazı anlar olur ki inandığımız bir düşünceye veya eyleme ters düşen davranışlarda bulunmaz mıyız? Söylemlerimde biçimsel ve görsel açıdan hep zıtlıklar, karşı gelmeler, çelişkiler var. Bütün bunlar hepimizin yaşantısında olanlara görsel bir yol.
- Peki, Renklerin Söylemi’nde hangi renklerin, hangi söylemleri var?
- Her renk var. Bütün renklerin kendi açısından dile getirdiği bir şeyler var. Aralarında ayrım yapmak çok zor.
- Mavi, gri, kırmızılar çok dikkat çekiyor...
- Mavi ve kırmızı bugüne kadar yaptığım resimlerin vazgeçilmez rengi. Mavide doğadaki gökyüzünün sonsuz güzelliği ve değişkenliğinin çeşitliliği, denizin hareketliliğini görüyorum. Kırmızıda ise baskın dürtülerin izleri olabilir. Zaten bütün bu duygular yaşantımızda var. Gri ise son dönemde yoğun kullandığım renk. Bence nötr ve ılımlı olmanın rengi. Siyah ve beyazın birbirlerine bu kadar uzakken birlikte oluşturdukları gri o kadar yumuşacık ki bu da duygularımızdan bazılarını aktaran nötr bir renk.
İzleyicinin sergiden çıktıktan sonra tek bir şey düşünmesini isterim: ‘Neden?’ Hepimiz ‘Neden’lerimizle yaşamıyor muyuz?
Teşvikiye Ahmet Fetgari Sokağı 28 A adresinde açılan Galeri Miz’in Çiğdem Erbil’e ait ilk sergisi Renklerin Söylemi, 19 Kasım’a kadar görülebilir.
Ayşegül Arayıcı
ÇAĞDAŞ SANAT BURADA
Sanatı üniversitede branş olarak okuyamamıştım. Özellikle disiplinlerarası çalışan sanatçıların mesajları dikkatimi çekiyordu. Bu arada seminerler, sanat tarihi, felsefe kursları derken Yeditepe Üniversitesi’nde sanat yönetimi lisansüstü eğitimim ve oradaki hocalarımın motivasyonu beni galeri açma noktasına getirdi. Amacımız çağdaş sanatı izleyiciyle buluşturmak. Henüz izleyici karşısına çıkmamış özel serilere yer veriyoruz. Yaz aylarında da konuk sanatçı programı başlatacağız. Çiğdem Erbil’den sonraki sergimizde Ankara’dan Mustafa Duymaz ile yolumuza devam edeceğiz.