Güncelleme Tarihi:
Zafer Ergin (Rıza Baba)
Gezmediğimiz arka sokak kalmadı
* Zafer Bey, hayli yoğun çalışıyorsunuz. Bu tempoda kendinize zaman ayırabiliyor musunuz?
- Vallahi ayıramıyorum gibi görünüyor ama nasıl olduysa bilmiyorum, geçen hafta üç günlüğüne yurtdışına çıktım. O da bir nefes alma olanağı sağladı.
* Sürekli farklı mekânlarda çekim yapıyorsunuz. Bir günde kaç mekân geziyorsunuz?
- Bir günde dört-beş mekân gezdiğimiz oluyor. İstanbul’un trafiği de çok rahat Allah’tan! Bir yerden bir yere gitmemiz iki saati buluyor. Üç yere gitsek, altı saatimiz yolda geçiyor!
* Yedi sezondur İstanbul’da gezmediğiniz arka sokak kaldı mı?
- Kalmadı. Hele Anadolu yakasını artık ezberledik. Yerel seçimlerde her birimiz muhtarlıktan belediye reisliğine kadar adaylık koyabiliriz! (Gülüyor)
* Hakikaten, düşünmez misiniz politikaya atılmayı?
- Yok, benim politikayla aram yok. Politikayı sevmiyorum. Kimsenin de sevdiğini sanmıyorum.
* Bu sezon yayına giren pek çok dizi, iki-üç bölümde bitti. “Arka Sokaklar” ise yedinci senesinde halen ilgiyle izleniyor. Sırrınızı gerçekten merak ediyorum...
- “Arka Sokaklar”, senaryo bakımından başarılı bir iş. Ekip olarak da aile havasına büründük, sette çok sıcak bir yapı var. Bu sıcak yapı ekrana yansıyor. Onun için çok tutuluyor herhalde. Bir de her bölümde ayrı hikâyeler var; her bölüm bir yerli film havasında geçiyor.
* Dizilerin çoğu artık sesli çekiliyor, siz neden hâlâ dublaja devam ediyorsunuz?
- Bizim sesli çekebilme ihtimalimiz yok, çünkü çok değişik mekânlarda çok hareketli çekimler yapıyoruz. Zaten dublajla yedi günde çekiyoruz bir bölümü, sesli çeksek yedi ayda anca çekeriz!
* Yedi yıldır “Arka Sokaklar” kadrosundasınız. Başka projelerden aklınızı çelecek bir teklif almadınız mı hiç?
- Ben, başladığım işi herhangi bir arıza olmadığı sürece devam ettirmek isterim. Şu anda da hiçbir arıza yok rolümle ilgili. Bu rolü oynarken başka yerlerden gelen teklifleri değerlendirmek gibi bir yaklaşımım asla olmaz. Zaten diziye başlarken, Türker İnanoğlu “Sakın sağa sola bakma, en az 150 bölüm çekeceğiz” demişti. 265’e geldik, hâlâ devam ediyoruz. Başladığım bir işi bitirmek karakterimin gereğidir, sağa sola bakmam.
Gamze Özçelik (Zeynep Komiser)
Oğlumun komaya girdiğisahneden çok etkilendim
* Uzun çalışma saatleriyle anneliği nasıl dengeliyorsunuz?
- Mecburen dengeliyorum, dengelemezsem bu işi yapmam zaten. Ama son haftalarda biraz zorlandım açıkçası. Bir de çocuk konusunda vicdan yapan biriyim. Setten onun yanına koşuyorum.
* Oğlunuz diziyi izliyor mu?
- Birkaç kez izledi. Bir keresinde Uğur’u dövdükleri sahneye denk geldi, “Babayı dövüyorlar” diye ağlamaya başladı. O yüzden artık pek izletmiyoruz. Birlikte daha kaliteli zamanlar geçirmeye çalışıyoruz, genelde oyunlar oynuyoruz.
* Sizin hiç çekilen sahnelerin etkisinde kaldığınız oluyor mu?
- Bir tek dizideki oğlumun hastanede komaya girdiği sahneyi oynamak istememiştim. Gerçekte de oğlum olduğu için çok etkilenmiştim ama oynadık tabii...
* Bu diziyle birlikte İstanbul’un arka sokakları hakkında öğrendiğiniz şeyler oldu mu?
- Ben eskiden de çok kapalı bir ortamda, bir fanusun içinde yaşamıyordum. Sokaklarda neler döndüğünü bilirim, o yüzden diziyle birlikte girdiğim yerler bana hiç yabancı gelmedi. Her türlü ortama girip çıkmış bir insanım...
Zeynep Beşerler (Melek Komiser)
Sonunda hep iyiler kazanıyor
* Zeynep Hanım, “Arka Sokaklar”ın senaryosunda sizi şaşırtan şeylerle karşılaşıyor musunuz?
- Yok, uzun süredir öyle bir şey olmadı. Gazetelerin üçüncü sayfalarında “Yok canım, bu kadarı da olmaz artık” dediğimiz haberler okuyoruz, bizim senaryolar o haberlerin yanında inanın daha masum kalıyor. Gerçekten olan olayları birebir ekrana taşısak, seyirci “Yok canım, bu da olur mu!” der.
* Üçüncü sayfa haberlerini okur musunuz?
- Okurum.
* Bünyeniz kaldırıyor mu o haberleri?
- Kaldırmıyor tabii ki ama onları da okumak, bilmek gerekiyor. “Bu insanlar neden böyle delirmiş?” diye merak ediyorsun. Uzun süre kadın cinayetleri ve kadına şiddetle ilgili projeler yaptık. Bunların nedenini merak ediyorum gerçekten. “Neden bu kadar çoğaldı?” sorusuna çok kafa yoruyorum.
* Son dönemde sizi en çok şaşırtan haber neydi?
- Hepsi ayrı şaşırtıcı. Aslında o kadar garip şeyler okuyoruz ki, şaşırmamak zor hale geldi. 1 lira için çocukların bıçaklandığı bir toplumda yaşıyoruz.
* Elinizde olsa, neyi değiştirmek isterdiniz?
- Herhalde eğitim sisteminden başlardım işe. 4+4+4 sistemi bana göre mantıklı değil. Bununla birlikte “aile eğitimi” diye bir şey çıkarırdım. Ebeveynlerin ayrıca eğitilmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü.
* Sizin yakın vadede anne olmak gibi bir planınız var mı?
- Yakın vadede yok ama ileride anne olmayı tabii ki çok istiyorum.
* Sizce “Arka Sokaklar” çocuklar için uygun bir program mı?
- Tartışılır. Aslında onlara uygun çok yanı var bizim dizinin, çünkü içeriği saf şiddet değil. Sonunda hep iyilerin kazandığı, kötülerin yakalandığı bir iş. O bakımdan belli bir yaşın üstündeki çocukların seyretmelerinde sakınca yok.
* “Arka Sokaklar” dışında gündeminizde başka bir proje var mı?
- Televizyon programı yapmak istiyorum tekrar, özledim çünkü. Belki yeni yayın döneminde olur...
Özgür Ozan (Hüsnü Komiser)
Herkesin bir yırtma çabası var
* Zafer Bey, İstanbul’un neredeyse tüm arka sokaklarını gezdiğinizi söyledi. O sokaklar arasında sizi çok etkileyenler oldu mu?
- Bazen öyle yerlere girip çıkıyoruz ki, insanların oralarda yaşadığına inanamıyoruz. Sobalı evlerin, gecekonduların olduğu, yağmur yağınca sokakların çamur gölüne döndüğü yerlerde çalışıyoruz. Ben de halktan çok kopuk yaşayan biri değilim ama sırça köşklerde oturanların da oraları görmeleri açısından bu dizi çok önemli. Herkesin bir yırtma çabası, hayatta bir mücadelesi var ve biz de onları ekrana taşıyoruz.
* Bir oyuncunun “yırttığı an” hangisidir?
- Yırtmak derken, kişinin kendisine ve ailesine daha iyi bir yaşam sunabilmesinden bahsediyorum ben. Diğerlerini bilmem ama ben küçük bir dünya istiyorum. O dünya büyüdükçe problemler de büyür çünkü. Herkes gibi emekliliğimde küçük bir yere yerleşmek istiyorum ben de...
* Nereye mesela?
- Çeşme-Alaçatı olabilir mesela... Ya da küçük bir kıyı kasabası... Ama şu anda benden beklenen çok şey olduğuna inandığım için henüz pes etmiş değilim. Emeklilik yaşım daha gelmedi.
* Oyuncunun emeklilik yaşı olur mu?
- Oyuncunun emekliliği olmaz. Nine-dede rolüne kadar gidersin...
* “Arka Sokaklar” yedinci sezonunda. Yedi yılda sizde ne gibi değişiklikler oldu?
- Benim kişiliğim değişti. Ben eskiden çok yumuşak başlı biriydim, artık dışarıda karşılaştığım bazı olaylara normalin üzerinde reaksiyonlar verebiliyorum.
* Tiyatro ne durumda bu arada?
- İki kişilik bir oyun var aklımda. Belki mart ayında sahnelerim. Beni bu rutinin içerisinden kurtarabileceği için öyle bir şey yapmayı düşünüyorum...
BİZE GÜN FARK ETMEZ
* “Arka Sokaklar” artık cuma günleri ekranda olacak. Bu durum sizi etkiler mi?
Zafer Ergin: Dizinin gününün bizi etkileyeceğini sanmıyorum. Bizim yerimize geçen diziye de başarılar dilerim. Yedi senedir pazartesiler bizimdi, artık cumaları şenlendireceğiz. Cuma mübarek gündür, iyi olur!
Gamze Özçelik: Bizim dizinin tekrarları bile iyi reytingler alıyor. Yedi senede kendini kanıtlamış bir iş bu. Bize gün fark etmez.
Zeynep Beşerler: Dizinin artı cumaları yayınlanacak olması, bizim için bir artı. Çünkü çocuk izleyicimiz çok fazla. Ertesi gün tatil olacağı için artık rahat rahat seyredebilecekler diziyi.
Özgür Ozan: Tebdili mekânda ferahlık vardır, bizi cuma günü de izleyeceklerdir.