Arkadaşlar karısını dövmeyen var mı

Güncelleme Tarihi:

Arkadaşlar karısını dövmeyen var mı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 14, 2011 00:00

Hürriyet Hakkımızdır treniyle Erzincan’dayız. Bir sınıfa dönüşen vagondaki masanın çevresinde yaklaşık 20 kadar muhtar var. kampanyanın koordinatörü Neşe Hacısalihoğlu eğitim veriyor. Konu tabii ki aile içi şiddet. Orta yaşlarını geride bırakmış bir muhtar, usulca diğerlerine soruyor: Aranızda karısını dövmeyen var mı? Öyle doğal, öyle sıradan soruyor ki, asıl dehşete düşüren bu oluyor

Haberin Devamı

Evet, mevsimlerin değiştiğini, yeni bir mevsimin geldiğini takvimden, doğadan, havalardan anlıyoruz ama herkesin bir de kişisel mevsimleri oluyor. İstanbul’da bahara erdiğimizi Film Festivali hatırlatır bana mesela. Sonbaharın geldiğini okullar kapanınca rahatlayan trafiğin yeniden kitlenmesiyle idrak edersiniz. Üç yıldır yazın geldiğini de Hürriyet Hakkımızdır Treni yollara düşünce anlıyorum.
Raylar üzerinde tüm Türkiye’yi dolaşan bu tren, benim mihenk taşım artık. Yakalayabildiğim duraklarda trene atlamak, her sabah başka bir şehirde uyanmak, her gün yeni insanlar, adetler tanıyıp yeni meselelerden haberdar olmak bu ülkeyi gerçekten anlamamı sağlıyor.
Şimdi Erzincan’dayım, siz bu yazıyı okurken Sivas’ta olacağım.
Her yıl insan hakları için yola çıkan trenin bu yılki teması, ‘Türkiye Ne İstiyor?’... Tren insanları bir ay boyunca 25 şehire gidecek, halka bu soruyu soracak.
‘Tabii Aile İçi Şiddete Son’ kampanyası da devam ediyor, her durakta eğitimler veriliyor. Şimdiye kadar kadınlara, güvenlik güçlerine, öğretmenlere verilmişti; bu yıl amaç muhtarlara ulaşmak.
Boşa kürek çekmek değil, gözle görülür sonuçlar alınıyor. İşte bir örnek: Trenin üç yıldır uğradığı Kayseri’de, eşinden şiddet gördüğünü söyleyerek devlet kurumlarına başvuran kadınların sayısında ciddi bir artış sağlandı. Vali Mevlüt Bilici, Hürriyet Treni gelmeye başladıktan sonra sayının yükseldiğini söyledi.
Erzincan’daki muhtarlara da eğitim verildi, kampanya tanıtıldı, şiddete maruz kaldığını gördükleri insanlara nasıl yardım edebileceklerinin yolları anlatıldı.

HİÇ KADIN MUHTAR YOK

Bir sınıfa dönüşen vagondaki masanın çevresinde yaklaşık 20 kadar muhtar var. Bazıları çok genç, otuzlu yaşlarının başında. Çoğu belli ki yılların muhtarı. Tüm Türkiye’deki kadın muhtarların oranı yüzde 2, dolayısıyla aralarında tek bir kadın yok. Zaten Erzincan’dan kadın milletvekili adayı da yok.
Eğitimleri, kampanyanın koordinatörü Neşe Hacısalihoğlu veriyor. O eğitim için hazırlanırken, muhtarlar yavaş yavaş masanın çevresinde toplanmaya başlıyor. Sessizce aralarına karışıyorum...
Burada küçük bir ara...
Bundan yıllar evvel şirketler adına anket yapan bir şirkette çalışan arkadaşım vardı; o anlatmıştı. Bir zeytinyağı firması için pazar araştırması yapıyorlar. Kadınların mutfakta hangi yağları tercih ettiklerini anlamaya çalışıyorlar. Görevliler kapıyı çalıyor, evin hanımına bazı sorular soruyor.

- Yemeklerinizde hangi yağları kullanıyorsunuz?
Zeytinyağı ve ayçiçek yağı.

- Peki ya margarin?
Asla sokmam, sağlığa zararlı. Biz en çok zeytinyağı kullanıyoruz.

- Peki mutfağa bir bakabilir miyiz?
Dolaplar açılıyor, raflarda kalıp kalıp margarine rastlanıyor.

Böyleyiz işte; ömür boyu, öğretmenin gözüne girmeye çalışan çalışkan öğrenciler olarak kalıyoruz. Doğru olanı biliriz ama yapmayız. Soran olursa aferinli pekiyi almak için gerekirse yalan söyleriz. Göze gireceğiz ya.
Arayı kapatalım.

Haberin Devamı

Arkadaşlar karısını dövmeyen var mı


HEPSİ DERSİNE ÇALIŞMIŞ

Masanın çevresindeki muhtarlarda da böyle bir hal var. Neticede eğitimin çerçevesi belli; şiddetin hiçbir türlüsü doğru değildir. Onlar da doğru olmadığını bildikleri şeyi esefle kınıyor. Kadınla erkek evin sorumluluklarını eşit paylaşmalı, önemli olan karşılıklı sevgi ve saygıyı korumak gibi kitap cümleleri kuruyorlar.
O sınıfta öğretmen Neşe, o yüzden ona doğru olanları söylemek lazım. Yanlış olan hiç var olmamış, hiç duymamışlar, görmemişler, yapmamışlar gibi bir hal.
Neşe öğretmen ama ben değilim, bir kenarda sessiz sedasız oturuyorum. Ve Neşe başka bir şeyle meşgulken sınıfta ufak bir kaynaşma oluyor. Orta yaşlarını geride bırakmış bir muhtar, usulca diğerlerine soruyor: Aranızda karısını dövmeyen var mı?
Öyle doğal, öyle sıradan soruyor ki, asıl dehşete düşüren bu oluyor.
Birkaç saniye sonra genç bir muhtar, “ben bir kere bile vurmadım” diyor. Hadi canım, diye sınıyorlar ama yok, dövmemiş. Hayretle hakkını teslim edip, “helal olsun” diyorlar. Bu konuşma sekiz-dokuz muhtar arasında geçiyor. Sonra derse kitap cümleleriyle devam ediyorlar.

GÜZEL YEMEK PİŞİRSİN

Kadın nasıl olmalı sorusuna muhtarların verdiği cevaplar, söyleniş sırasıyla şöyle:

x Güzel yemek pişirsin
x Eşine ve ailesine saygılı, namuslu olsun
x Temiz ve titiz olsun
x Eve geldiğimde evde olsun
x Güler yüzle karşılasın
x İzin almadan evden çıkmasın
x Bakımlı olsun
x Çocuklara iyi baksın
x Çok konuşmasın
x Ailenin yaşlılarına iyi baksın
x Cefakar olsun

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!