Güncelleme Tarihi:
Önceki karakterlerinize oranla fiziğinizde büyük bir değişim var…
- Canlandırdığım karakterler için fiziksel değişimler geçirmeyi seviyorum. Mesela bir önceki işimde kendimden yaşça küçük bir adamı oynuyordum ve çok zayıflamıştım. ‘Kurt Seyit ve Şura’da bir askeri canlandırdığım için önce spor yaptım. Diyetle birlikte kilo aldım ve fit bir hale geldim. Sonra karakter için sakal denedik. Ama bıyıkta karar kılıp bıyık bıraktım. Rusya’ya gitmeden iki hafta önce uzatmaya başladım.
Diziyi izleyenler ikiye bölündü. Kimi Petro, kimi Kurt Seyit’ten yana. Peki siz?
- Petro’ya kızmıyor tam aksine onun açısından baktığımda hak veriyorum. Aslında Petro ve Seyit arasındaki sorunların temeli cephede yaşadıkları olayla başlıyor. Petro sıkça rastlanabilecek bir hata yüzünden cepheden istifa ettirildiğini ve en yakın arkadaşının ihanetine uğradığını düşünüyor. Şura’ya gelirsek; Petro ve Şura’nın aileleri onları küçük yaşlarından beri birbirlerine yakıştırmış. Hatta balo gecesi Şura ve Seyit’i tanıştıran da yine Petro. Ama sonra aniden Seyit ve Şura aşkı ortaya çıkıyor. Petro’nun olduğu yerden bakınca da o aşık olduğu kızın elinden alındığını düşünüyor.
Seyit’in Petro’ya yaptığı gibi arkadaşının aşkına aşık olmak sizin kitabınızda yazar mı?
- Hiç arkadaşımla aynı kıza aşık olmadım. Öyle bir şey başıma gelseydi de konuşarak halledebilirdik diye düşünüyorum.
Balolar, uzaktan yaşanan aşklar ve savaşlar… 1920 Rusya’sında yaşamak ister miydiniz?
- Çocukluğumdan beri Rus kültürüne meraklıyım. Evimizde babama ait bir sürü Rus romanıyla büyüdüm. Hatta ilk okuduğum roman Dostoyevski’nin ‘Kumarbaz’ kitabıydı. O dil ve dönem bana çok gizemli geldi. Hâlâ da öyle buluyorum. Günümüzde olmayan kibarlıkta, kahvaltıya bile şık kıyafetlerle inen insanlar varmış. Bunlar çok ilgi çekici değil mi?
Bir yandan da diziyi düşük temposu yüzünden eleştirenler oldu. Eleştirilere katılıyor musunuz?
- Anlattığımız hikâye gereği bir yanda Rus aristokrasisi, bir yanda çatışma ve aksiyon var. Ama biz bir aksiyon filmi çekmiyoruz, masalsı bir hikâye anlatıyoruz. Tabii ki hikâyenin İstanbul kısmında tempo daha artacak ancak hikâyenin Rusya’da geçen kısmının temposunda da bir sıkıntı yoktu. Seyirciye alışılagelmişin dışında farklı bir tarih gösteriyoruz. Dünya standartlarında bir iş yapmaya çalışıyoruz. Ben izlediğim şeyden memnunum.
ASLI KAFAMDAKİ KADIN TARİFİNE UYUYORDU
Yaklaşık iki yıldır oyuncu Aslı Enver’le evlisiniz. Evlilik hayatınızı nasıl değiştirdi?
-Daha önce birlikte yaşamamıştık artık birlikte yaşıyoruz. Her şeyi iki kişi olarak düşünüyorum.
İki oyuncunun evliliğinde tek sohbet; sanat, oyunculuk ve sektör müdür?
- Tabii ihtiyacımız olduğu noktalarda birbirimizle fikir alışverişinde bulunuyoruz. Ama oyunculuk sürekli çalışmayı gerektiren bir iş olduğu için evde pek oyunculuk konuşma taraftarı değiliz. Yani öyle hayal ettiğin gibi sabahlara kadar oyunculuk üzerine sohbetler falan etmiyoruz. Bu durum da özel hayatımıza daha iyi yansıyor.
Nasıl tanıştınız?
-İlk görüşmemizde sadece ‘merhabalaştık’. Ciddi bir beğeni ve hoşlanma süreci başladı. Bu kısa bir süre sonra da aşka dönüştü.
Demek ilk görüşte aşk sadece romanlarda ve filmlerde kalmamış?
-Kafanda rol model bir kadın tarifi oluyor. İşte Aslı o tarife çok uyuyordu. Birbirimizi tanıdıkça da ilişkimiz ciddi bir şekilde başladı.