Arkadaşımız S.D. çıldırdı!

Güncelleme Tarihi:

Arkadaşımız S.D. çıldırdı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 14, 2004 17:40

Hürriyet gazetesinin editmeyen editörlerinden, Hürriyetim yazarlarından sarı basın kartı hamili arkadaşımız S.D. çarşamba sabahı Haber Merkezi’nde gazetesini sakin sakin okurken birden bağırıp çağırmaya, garip hareketler yapmaya, “Naaah 70, naaah 70!” diye bağırarak sol avcunun içine aldığı sağ kolunu önünde açık duran gazeteye doğru sallamaya başlamış, güvenlik güçlerinin müdahalesi de yeterli olmayınca, Hürriyet Medya Tavırs’ın çatı katına çıkarak, “Ya onu tekrar 170’e çıkarsınlar, ya da atarım lan kendimi” diye tehdide başlamıştır. Eylemi hâlâ süren arkadaşımıza acil şifalar, çalışma arkadaşlarına da sabır diliyoruz. (Hürriyet Yönetimi)

Haberin Devamı

Yaşım 40’ı aştığından beri, yani birkaç aydır (!!!) her ilkbahar, genel bir kontrolden geçiyorum. Yok çekap değil, akciğer, kan, idrar, işte kolesterol, lipid, şeker filan, o kadar. Hızlı bir kontrol. Ha, bir de tabii ki PSA kontrolü, prostat sorunsalı var mı, diye... Malzeme yetersizliğinden meme kanserine karşı momografi yaptıramıyorum maalesef!

Şaka bir yana, hepinize de tavsiye ederim. Çünkü bu, çok MEDENÎ bir davranış. Hani bir reklam vardı, bir kız çocuğu babasına ‘Otomobilini sigorta ettiriyorsun da, beni sigorta ettirmiyorsun. Beni araban kadar sevmiyor musun?’ diye soruyordu.

Uzun lafın kısası... kolesterolümün yüksek olduğu anlaşıldı.

Ve sevgili dostum Ömer Ayata’nın, sonra da bir diyetisyenin eline düştük!

Allah kimseyi düşürmesin!

*

Haberin Devamı

Malum liste, özellikle kadın okurlar bilir, sabahları bir kibrit kutusu büyüklüğünde yağsız beyaz peynir, bir bardak şekersiz çay, ince iki dilim az kızarmış kepek ekmeği. (Kulağa damlatılacak!)

Kuşluk vakti, eğer içiniz ezilirse, iki tane kepekli diyet bisküvi yahut iki tane layt grisini. (O paket açıldı mı, bir daha elden bırakılmaz halbuki, raconu böyle!)

Öğlen biraz salata, lifli bakliyattan zeytinyağlı küçük bir porsiyon ve iki dilim ince kepek ekmeği.

İkindi vakti, eğer içiniz ezilirse...

Ne ezilmesi be, içim pestil gibi pestil...

Sabahtan akşama kadar yemek düşünüyorum sapıklar gibi, fantââzilerimde Naomi’nin yerini biftek almaya başladı, Beyoğlu’nda yürürken kadınların gerisine değil, çevirme pilicin derisine bakmaya başladım, metroda fortçuluğu bıraktım, küçük kızların elindeki simidi taciz ediyorum, elimde değil...

Bizler de sizin gibi insanız halbuki, yahut da yakın bir zamana kadar öyleydik. Gerçi eniştem söylediydi, baktırma kolesterole molesterole, otopside baksınlar, dediydi...

Neymiş, kendi imkanlarımla kolesterolümü 260’tan 230’a düşürmem yetmezmiş, böyle şeytanî bir rejim gerekmiş. Eğer 170’lere indiremezsem, bana ilaç vereceklermiş, ömür boyu!

230’dan 170’e!

Anam ağladı üç aydır, birisi midemi tutmuş sıkıyor sanki, gözüm kararıyor, ulan açım aç! Bu öğlen de haşlanmış tavukla suda pişmiş karnabahar yersem, yumurtlayacağım vallahi!

Haberin Devamı

Bunları düşünerek Hürriyet’in sayfalarını çeviriyordum.

... derken, gazetedeki o haber, gözümün önünde çakan 170’ler, baş dönmesi, otobüs tutması, mide bulantısı...

Gerisini hatırlamıyorum!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!