Arkadaşımın aşkısın!

En iyi arkadaşın ve hayatının aşkı arasında kalmak dünyanın en zor şeylerinden biri olsa gerek.
Tipik bir aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık durumu.
Günümüz kent hayatında kadınlar genelde arkadaşlarını satıp, aşklarının kollarına atıyorlar kendilerini.
Bu durumda arkadaşlıklar da ciddi anlamda sınanıyor.
İşte en çok bu noktada merak ettiriyor Ödünç Sevgili, ana karakterin tavrı filmin her saniyesinde merak uyandırıyor.
AYNI ADLI ÇOK SATAN ROMANDAN UYARLANDI
Ödünç Sevgili’nin uyarlandığı Emily Griffin imzalı aynı adlı kitap çok satan listelerinde uzun süre kalmış.
Günümüz kadınının aşk sorunlarını anlatan Ödünç Sevgili etkileyici ve rahat anlatımı ile kısa sürede pek çok okuyucuyu avucuna almıştı.
Zaten Griffin, bundan iki yıl sonra da Something Blue ile hikâyenin devamını getirmişti.
Griffin, okuyucularda Bridget Jones’un Günlüğü etkisi yaratan bu kitabının başarısını kentli kadının hayatını derinlemesine irdelemesine borçlu.
En iyi arkadaşı ve sevdiği adam arasında bir tercih yapmak zorunda kalan 30’lu yaşlardaki şehirli bir kadının hikâyesini anlatan Ödünç Sevgili adlı kitabı sinemaya uyarlama fikri Hillary Swank’e ait. Ortağıyla birlikte kitabın haklarını satın alan Swank konuya olan ilgisini şu sözlerle anlatıyor: “Kitap insanların âşık olduklarında yaşadığı zorlukları zengin bir dille anlatıyordu. Aynı zamanda iki kadının dostluğu da ön plandaydı. Ruh eşin ve en yakın arkadaşın arasında kaldığın zaman kendini hem doğru hem de yanlış hissettiğin andır.”
HUDSON VE GOODWIN BAŞROLLERDE
Başarılı bir avukat olan Rachel, en iyi arkadaşı Darcy’nin kendisine sürekli hatırlattığı gibi hâlâ bekar bir kadın. 30. yaş gününü kutladıktan sonra, Rachel, hukuk fakültesinden beri âşık olduğu, belli sırlar paylaştığı Dex’in kollarında buluyor kendisini, ancak Dex, Darcy’nin nişanlısı.
Darcy’nin düğünü yaklaşırken Rachel, Darcy ile dostluğu ve hayatının aşkı arasında kalınca işler iyice karışıyor.
BU ADAMA DİKKAT!
Başrolde, çoğu zaman olduğu gibi yine harika bir performans sergileyen Kate Hudson’a eşlik eden isim Mona Lisa Gülüşü (Mona Lisa Smile), Sınırları Aşmak (Walk the Line) gibi filmlerde küçük rollerde izlediğimiz Ginnifer Goodwin.
Sahnelerin çoğunda kadınlar kamera önüne hakim olsa da her iki kadınla da birlikte olmuş olan Ethan rolünde yakışıklı John Krasinski’ye de dikkat çekmek gerek.
Kate Hudson’la birlikte filmin en etkileyici oyuncusu diyebilirim.
BİRAZ GÖZYAŞI BİLE VAR
Ödünç Sevgili’nin yüzeysel gibi görünen konusunun altında ahlaki açıdan doğru olanla, insanın içinden geleni yapması arasındaki ikilemler var.
Hikâye bu noktalarda romantik komedi ile drama arasında gidip geliyor.
Geçmiş ve şimdiki zaman arasında gezinirken biraz gözyaşına bile hazır olmakta fayda var.�

HAFTANIN D‹ĞER F‹LMLER‹

Gel de ayır bizi

L’ARNACOEUR
GÖNÜL AVCISI
Yön: Pascal Chaumeil
Oyn: Romain Duris, Vanessa Paradis,
Julie Ferrier
Tür: Romantik Komedi
Süre: 105 dk.

Alex profesyonel bir arabozucu. Birliktelikleri yakınları tarafından onaylanmayan ilişkileri bozarak kazanıyor hayatını. Yöntemi ise ilişkinin kadın tarafını, kur yaparak baştan çıkarmak, hedeften uzaklaştırmak. İşini her zaman mükemmel yapan Alex son görevinde sert kayaya çarpınca neye uğradığını şaşırıyor. Sosyetik güzelin Alex’ten etkilenmeye hiç niyeti yok. Gönül Avcısı, Amerikan romantik komedi kurallarını uygulayan bir Fransız filmi. Sosyetik zengin kızı Juliette rolünde Vanessa Paradis göz dolduruyor. Hoş vakit geçirten filmin en önemli eksiği senaryosunda sürprizler barındırmaması. Kamera arkasındaki isim pek çok filmde Luc Besson’a yardımcı yönetmenlik yapmış olan Pascal Chaumeil.

Ayı değil, Troll peşinde

TROLL HUNTER
TROL AVI
Yön: Andre Ovredal
Oyn: Johanna Morck, Tomas Alf Larsen, Gleen Erland Tosterud
Tür: Korku-Gerilim
Süre: 90 dk.

Norveç mitolojisinin önemli bir parçası olan Troll, günümüzde geçen bu korku filminde başrol olarak çıkıyor karşımıza. Troll Avı, el kamerası gibi son moda yöntemleri uygulayan bir film. Böylece gerçeklik duygusunu perdeden yansıtmayı sağlıyor. Norveç’in Kuzey ormanlarında izinsiz olarak ayıları avlayan bir avcıdan şüphelenen üniversiteli bir grup, film projesi olarak bu konunun üstüne gitmeye karar veriyor. Avcı onları, kendinden uzak tutmak isteyince grup da bir akşam gizlice avcının peşine düşüyor ve aslında peşinde oldukları şeyin bir ayı değil Troll olduğunu anlıyorlar. Troll Avı, Norveç’in ünlü reklam yönetmenlerinden Andre Ovredal’ın ilk sinema filmi.

Vahşi intikam

AKMAREUL BOATDA
ŞEYTANI GÖRDÜM
Yön: Ji Woon Kim
Oyn: Byung Hun Lee, Gook Hwan Jeon, Ho Jin Jeon
Tür: Dram
Süre: 123 dk.

Güney Kore sinemasının tanınmış yönetmenlerinden Kim Jee-woon, kan revan içindeki bir intikam öyküsüyle karşımızda. Psikopat seri katil rolünde İhtiyar Delikanlı’nın (Old Boy) mağduru Choi Min-Sik var. Kyung Chul zevk için insanları öldüren tehlikeli bir psikopat. Emekli bir polis şefinin kızı olan Joo Yeon’u öldürmeyi kafasına koyuyor. Joo Yeon’un ölümü, gizli ajan olan nişanlısı Dae Hoon’u çok sarsıyor. Bunun için bir canavara dönüşmesi gerekse bile, öcünü almak için elinden gelen her şeyi yapacağına yemin ediyor. Şeytanı Gördüm, intikamcı ve katili defalarca karşı karşıya getiren ve “hangisi daha canavar?” sorusunu sorduran bir film.

Sadece üç saati var

POINT BLANK
ZOR HEDEF
Yön: Fred Cavaye
Oyn: Gilles Lellouche, Roschdy Zem, Gerard Lanvin, Elena Anaya
Tür: Gerilim
Süre: 84 dk.

Samuel sağlık görevlisi belgesini almak için çalışırken eşi Nadia, Samuel’e saldıran adamlar tarafından kaçırılıyor. Polis gözetiminde hastanede yatan Sartet’i oradan çıkarmak için Samuel’in sadece üç saati var ve kaderi polisin hırsızlık suçundan peşinde olduğu Sartet’e bağlı. Eğer karısını bir daha görmek istiyorsa çok hızlı davranması gerekiyor.

Opus Dei tarikatı üzerine

DEVLERİN GÜNAHI
THERE BE DRAGONS
Yön: Roland Joffe
Oyn: Wes Bentley,
Charlie Cox
Tür: Dram
Süre: 120 dk.

Da Vinci Şifresi’nin ardından Opus Dei tarikatı bir kez daha gündemde. Da Vinci Şifresi, kilisenin tepkisini çekmişti, Devlerin Günahı ise Opus Dei’nin propogandasını yapmakla itham ediliyor. Hatta filmin bütçesinin tarikat tarafından karşılandığı bile söylenmekte. Devlerin Günahı, tarikatın kurucusu İspanyol Katolik rahip Josemaria Escriva’nın gençlik yıllarını İspanya iç savaşı ile birlikte paralel bir kurguyla perdeye getiriyor. İspanya’da Opus Dei’ye ait bir araştırma yapan Robert, acılı bir hikâye ile karşılaşıyor. Hikâye 20. yüzyılın başlarında iki çocukluk arkadaşı Manolo ve Josemaria’nın yollarının ayrılması ile başlıyor. Josemaria, ailesi ölünce papaz olmuş. Manolo ise cumhuriyetçilerin içine ajan olarak sızayor. Savaşla birlikte ikisinin de hayatı değişiyor, kesişiyor ve yıllar sonra arkadaşlıkları sınanıyor.