Güncelleme Tarihi:
DISTURBIA
ŞÜPHE
Yön: D.J. Caruso
Oyn: Shia LaBeouf, Carrie Anne Moss, David Morse, Amanda Walsh
Tür: Gerilim
Süre: 104 dk.
Şüphe (Disturbia) dev yaz filmleri arasından sıyrılarak, Amerika’da yılın sürprizi hiti olmuştu.
Film izledikten sonra bunun gerçeken büyük bir sürpriz olduğunu düşünmeye başladım.
İyi bir gerilim olabilecekmiş gibi başlayan Şüphe, ilerleyen dakikalarında ağırlıklı olarak genç izleyiciyi hedef alan, sıradan bir cinayet filmine dönüşüyordu.
Buradan yola çıkarak diyeceğim şu aslında; filmin çıkış noktasının Alfed Hitchcock klasiği Arka Pencere (Rear Window) olmasına bakarak beklentilerinizi yüksek tutmayın.
Çünkü günümüz şartlarına ve genç izleyiciye göre uyarlanmış, alt yapısı tamamen değişmiş, gerilimin yerini anlık zıplamalara bırakmış bir Arka Pencere var karşınızda.
AÇILIŞTAKİ KAZA ETKİLEYİCİ
Şüphe’nin açılışında yer alan kaza anı bence filmin en can alıcı sahnesi. Kaza gerçekten çok iyi çekilmiş.
Bu kazada Kale Brecht (Shia LeBeouf) çok sevdiği babasını kaybediyor. Sonra bunalıma giriyor Kale ve okuldaki yumruklaşmanın ardından ev hapsi cezası alıyor.
Arka Pencere’deki eve kapanma durumunun nedeni ayak kırılmasıydı. Burada ise ev hapsi cezası alan Kale, ayak bileğindeki verici nedeniyle evden bir adım bile uzaklaşamıyor.
Sıkıntının sonu röntgencilik. Son moda dürbünler ve kayıt cihazlarıyla komşular dikizlenmeye başlıyor. Komşulardan birinin katil olması ise Kale ve arkadaşlarını dedektifliğe soyunması demek.
Katili yakalamak için iTunes, Youtube, bilgisayar, internet, cep telefonu, dijital fotoğraf ve kayıt makinesi gibi her türlü yeni teknolojiiyi kullanıyor genç Kale.
Filmi gençlere pazarlamak isteyen yapımcılar için doğru seçimler bunlar.
CARRIE ANNE MOSS, ANNE ROLÜNDE
Teknolojini kullanımı bir yana, aşık olunan güzel komşu kızı ve komik, esprili bir yakın arkadaş yan karakterleri de yerli yerinde.
Carrie Anne Moss’un kocasının ölümünden sonra sorunlara boğulmuş, ruhsal çöküntü yaşayan anne rolünde başarılı olduğunu belirtmem lazım.
Genç oyuncu Shia Le Beuof da daha iyi filmlerde kendinden bekleneni fazlasıyla vereceğinin ipuçlarını veriyor.
Cinayet, röntgencilik, aşk, dostluk gibi temaları harmanlayan, iyi oyuncularının sayesinde sıkılmadan izlenen bir film olan Şüphe, gerilim açısından Arka Pencere’nin yanından bile geçemiyor belki ama yine de gençlere hitap eden bir gerilim olarak bekleneni veriyor.
HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ
LA VIE EN ROSE
KALDIRIM SERÇESİ
Yön: Olivier Dahan
Oyn: Marion Cotillard, Emmanuelle Seigner, Gerard Depardieu Sylvie Testud
Tür: Biyografi / Dram
Süre: 140 dk.
Haftanın en iyi filmi Edith Piaf’ı anlatıyor
Fransa’da sinema salonları önünde uzun kuyruklar oluşmasına neden olan ve herkesin ağız birliği yapmışcasına “mükemmel” olarak nitelendirdiği Edith Piaf biyografisi Kaldırım Serçesi bu haftanın en önemli filmi.
Edith Piaf’a neden Minik Serçe denildiğini, kör olduğu yıllarda yaşadıklarını, sokakta dilencilik yaptığı zamanları, uyuşturucu ve hastalıklarla olan mücadelesini ve o muhteşem sesin arkasında aslında ne kadar trajik bir yaşam öyküsü olduğunu gözler önüne seren filmde Piaf rolündeki Marion Cotillard, Oscar’a aday olmasını sağlayacağını düşündüğüm, mükemmel bir performans sergiliyor.
Olivier Dahan’ın yönettiği ve Edith Piaf’ın çocukluk, gençlik ve son yıllarını müthiş bir kurguyla sunarak, başdöndürücü bir sinema şöleni haline getirdiği Kaldırım Serçesi’ni izlerken ünlü Fransız şarkıcıyla ilgili bilmediğimiz pek çok şeyi öğrenecek, rüya gibi bir müzikal yolculuğa çıkacak ve zaman zaman gözyaşlarına boğulacaksınız.
SURF’S UP
NEŞELİ DALGALAR
Yön: Ash Brannon, Chris Buck
Tür: Animasyon / Komedi
Süre: 85 dk.
Seslendirenler : Shia LaBeouf, Jon Heder, Jeff Bridges, Zooey Deschanel, James Woods
Penguenler yine başrolde
Küçük çocuklara göre bir çizgi film hayalleri kuranlar biraz daha beklemek zorundalar.
Ne geçen hafta vizyona giren Simpson Ailesi: Sinema Filmi, ne de bu haftadan itibaren sinemalarda olan Neşeli Dalgalar küçük çocuklara göre. Sözünü ettiğim her iki film de daha çok gençleri ve yetişkinleri mutlu edecek cinsten.
Neşeli Dalgalar’da başrol, gerek İmparatorun Yolculuğu adlı belgeselle gerekse de Neşeli Ayaklar adlı animasyonla kendilerini daha da sevdiren ve hayran kitlelerini arttıran penguenlerin.
Önceki filmlerde üremek için zorlu koşullarda mücadele verirken ya da şarkı söyleyip, dans ederken gördüğümüz penguenler şimdi de dev dalgalarda sörf yapıyor. Deli dolu genç penguen Cody’nin sörf maceasının belgesel tadında izliyoruz. Belli bir senaryosu yokmuş hissi uyandıran film yer yer röportaj ve dökümanter görüntüler üzerinde ilerliyor.
Yetişkinlere yönelik espri ve sahnelerin ağırlıklı olduğu Neşeli Dalgalar’ın en önemli özelliği de animasyon ve belgesel türlerini bir araya getiren bir yapım olması zaten.
QUAND J’ETAIS CHANTEUR
ŞANTÖR
Yön: Xavier Giannoli
Oyn: Mathieu Amalric, Cécile De France, Gerard Depardieu
Tür: Dram - Müzikal - Romantik
Süre:112 dk.
Bu şarkılar Depardieu’nün sesinden
Bu hafta şarkıcı yaşamları üzerine kurulu iki Fransız filmi var vizyonda. Ve hem Kaldırım Serçesi hem de Şantör’de Gerard Depardieu rol alıyor.
Kaldırım Serçesi’nde Edith Piaf’ı keşfeden adam olarak kısa bir rolle kamera karşısına geçen Depardieu, Şantör’de gece kulüplerinde şarkı söyleyen sıradan bir şarkıcı olarak başrolde.
Cannes’da Altın Palmiye için yarışan Şantör, yeni trendler karşısında bocalayan, modası geçmekte olan şarkılarla ancak orta yaş üstündeki belli bir kesime hitap edebilen Alain adlı şarkıcının hayatından bir kesit sunuyor. Alain, mesleğinde inişe geçtiği bu zamanda genç ve güzel bir kadına aşık oluyor. Ve bu noktadan sonra çoğu dillere destan olmuş şarkılar eşliğinde, inişli çıkışlı bir aşk hikayesi izlemeye başlıyoruz.
Hem müzikleri hem oyunculukları (Depardieu kadar kısacık sarı saçları ve güzelliğiyle dikkat çeken Cecile de France da çok iyi) hem de incelikli senaryosu ile keyifle izlenen filmin en önemli özelliği pek çok şarkıyı bizzat Gerard Depardieu’nün seslendirmiş olması.
Son yıllardaki en iyi performanslarından birini sergileyen Depardieu’yü sahnede şarkı söylerken izlemek ayrı bir zevk.
IT’S A BOY GIRL THING
KIZ ERKEK MESELESİ
Yön: Nick Hurran
Oyn: Samaire Armstrong, Kevin Zegers, Sherry Miller, Robert Joy
Tür: Komedi - Romantik
Süre: 95 dk.
Ben sen oldum
Edebiyat düşkünü bir iyi aile kızı olan Nell ve eğlence düşkünü, pervasız Woody iki ezeli düşmandır ve bir sabah uyandıklarında kendilerini çok garip yerlerde bulurlar: Birbirlerinin yatak odalarında ve daha da kötüsü, birbirlerinin vücudunda. Bu isteksiz değiş tokuş, birbirlerinden intikam almaları için bulunmaz bir fırsata dönüşür.
Vücut değişirme fantezisi üzerine kurulu bu sıradan gençlik komesinin en çarpıcı özelliği Elton John’un yürütücü yapımcı koltuğunda oturuyor olması. Candle in the Wind’in filmde yer almasının nedeni de bu zaten.
GEORGIA RULE
GEORGIA YASASI
Yön: Garry Marshall
Oyn: Jane Fonda, Felicity Huffman, Lindsay Lohan
Tür: Dram-Romantik-Komedi
Süre: 113 dk.
Yapım Yılı: 2007
Mükemmel kadın olma yolunda!
Lindsay Lohan’ın sete geç geldiği, disiplini elden bıraktığı ve yapımcılardan ciddi uyarılar aldığı haberleriyle gündeme gelen tipik bir yaz filmi Georgia Rule.
Jane Fonda, Felicity Huffman gibi önemli oyuncuların da rol aldığı film asi bir kız olan Rachel’ın, kendine gelmesi için gönderildiği büyükanne evinde yaşadıklarını, mükemmel kadın olma yolunda aldığı mesafeleri ve giderek iç içe geçen ilişkilerin ortaya çıkardığı büyük sırları konu alıyor.
Ahlakçı bir tavra sahip olan Georgia Yasası aile yaşamında tutuculuktan hoşlananlara iyi gelecek bir film.