OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 19, 2004 00:00
Aksiyon filmleri, erkekte testosteron üretimini artırıyor!Erkeklerin neden aksiyon filmlerine çok meraklı oldukları anlaşıldı: Erkeklik hormonu testosteron üretimini arttırdığı için! Michigan Üniversitesi psikoloğu Oliver Schultheiss, üç gruba ayırdığı deneklere, 30 dakika kadar Yasak Aşk (The bridges of Madison County) adlı romantik filmi, Baba II (Mafya filmi) ve Amazonlardaki yağmur ormanlarıyla ilgili bir belgesel izletmiş. Belgesel filmi izleyenler yarım saat boyu epeyce sıkılırken, araştırmacı filmden önce ve sonra hormon seviyesinde önemli değişiklikler saptamış. Romantik aşk filmi izlenirken gerek kadınlarda gerekse erkeklerde dişi progesteron hormonu önemli ölçüde yükselirken aynı zamanda deneklerde destek ve şefkat ihtiyacı doğmuştu. Ayrıca erkeklerde testosteron seviyesi ve buna bağlı olarak da saldırgan davranışlara eğilimin azaldığı ortaya çıkmış.İki cinsin aksiyon filmlerine gösterdiği tepki tamamen farklı. Araştırmacıların Hormones and Behavior adlı dergide de belirttikleri gibi, testosteron seviyesi filmden önce yüksek olan erkeklerde bile hormon seviyesi filmden sonra % 30 oranında artmış. Bu deneklerde aynı zamanda şefkat ihtiyacı da azalırken, kadınlardaki testosteron seviyesi henüz filmin izlenmesi sırasında düşmüş. Genelde sakin olan kişiler filmden sonra kendilerini sıkıntılı hissetmişler. Araştırmayı yöneten Schulthesis, sonuçlar
film seçiminde sadece kiÅŸisel beÄŸenilerin deÄŸil hormonların da etkili olduÄŸun gösteriyor diyor. Buna göre ÅŸefkat ihtiyacı duyan insanlar romantik film, çok enerjik insanlar ise aksiyon ve ÅŸiddet içerikli filmlerden hoÅŸlanıyorlar. Hormon eksikliÄŸi saldırgan davranışlar doÄŸuruyorAnne hayvanlardaki bir hormon eksikliÄŸi, yavruların tehlikede olmaları halinde annelerin saldırganlaÅŸmalarına yol açıyor. Sonuç anne farelerle bir araÅŸtırma yapan Amerikalı bilim adamlarına ait. Anne farelerin potansiyel saldırılara karşı cesur mücadelesi, beyinlerindeki CRH hormonunun yapay olarak yükseltilmesi halinde kayboluyor. Stres üzerinde rol oynayan CRH, korku hissi uyandırmakta. Wisconsin Ãœniversitesi’nden Stephen Gammie’nin konuyla ilgili sonuçları Behavioral Neuroscience dergisinde yayımlandı. Saldırgan anne davranışı birçok hayvanda bilinmekte. Anne hayvanlar normalde kaçtıkları durumlardan hiç korku duymuyorlar. Anne hayvanların yavrularını emzirdiklerinde korkuyu unuttuklarını biliyorduk ama, anne beyninde nelerin yaÅŸandığından herhangi bir fikrimiz yoktu diyor Gammie.Anlaşıldığı üzere bu konuda Corticotrophin-Releasing Hormonu (CRH) anahtar rolü üstlenmekte. Bu küçük protein molekülü hipotalamusta üretilmekte ve hipofizi, stres hormonu üretmesi için uyarmakta. AraÅŸtırmacılar anne farelere yüksek dozda hormon aşıladıklarında yavruları yiyen erkek farelere korkusuzca saldırdıklarını görmüşler. Sonuçlar neden bazı annelerin yavrularını ihmal ettikleri ya da onlara zarar verdiklerini açıklayabilir. Benzer etkinin insanda da bulunduÄŸunu inanan araÅŸtırmacılar bazı doÄŸum sonrası depresyonlarının kısmen yüksek CRH seviyesiyle ilgili olduÄŸunu bildirdiler. Ölüm korkusu ÅŸempanzeyi insan gibi yürüttüBeÅŸ yaşındaki NataÅŸa geçtiÄŸimiz haftalarda Tel Aviv’deki Safari Parkı’ndaki bir kliniÄŸe yatırılmıştı. Veterinerler NataÅŸa ve diÄŸer makak maymunlarında (Makaka nigra) ağır bir mide-bağırsak gribi teÅŸhisi koydular. DiÄŸer maymunlar tedaviye yanıt vererek iyileÅŸmeye baÅŸlarken NataÅŸa’nın durumu günden güne kötüleÅŸiyordu. ‘Kesinlikle öleceÄŸini düşünmüştüm, neredeyse hiç soluk alamıyordu ve kalbi de doÄŸru dürüst iÅŸlemiyordu diyor veteriner Ä°gal Horowitz. Fakat Nataşı yoÄŸun bakımdan sonra ilginç bir ÅŸekilde iyileÅŸti. Ama veterinerler asıl sürprizle maymunun hastaneyi terk etmesi sırasında karşı karşıya kaldılar. Primatlar dönüşümlü olarak yarı dik ve dört ayak üzerinde yürürler. Ama NataÅŸa tıpkı bizim gibi dimdik yürüyor üstelik bakışları da öne doÄŸru odaklanmış ÅŸekilde. Daha önce böyle bir ÅŸey görmedim diyor Horowitz. Ãœstelik NataÅŸa’nın bu davranışı geçici bir heves deÄŸil. Hastaneden ayrıldıktan bu yana aynı ÅŸekilde yürüyor. Horowitz maymunun beyni hastalık nedeniyle zarar görmüş olabilir ama davranışlarında bunun dışında bir farklılık göremedik diye konuÅŸtu. Öykü anlatmasını bilenler matematikte de baÅŸarılıKanadalı bilim adamlarının son araÅŸtırmalarına göre okul öncesinde iyi öykü anlatmasını bilenler ileride matematikte de baÅŸarılı oluyorlar. Waterloo Ãœniversitesi’nden Daniela O’Neal bu yüzden anlatma yetisinin geliÅŸtirilmesi sayesinde ileride matematik problemlerinin çözülmesine kolaylık saÄŸlayacağını düşünmekte. AraÅŸtırmacı yaÅŸları üç ila dört arasında deÄŸiÅŸen 41 çocuktan resimli bir kitaptaki öyküyü oyuncak bebeklerine anlatmasını istemiÅŸ. Anlatım sırasında özellikle de gramer, cümle yapısı ve cümle uzunluÄŸu dikkate alınmış. Aynı çocuklara iki yıl sonra içinde matematik problemlerinin de bulunduÄŸu testler yaptırılmış. Böylece okul öncesi dönemde iyi bir anlatım yeteneÄŸine sahip olanların matematikte daha baÅŸarılı oldukları ortaya çıkmış. AraÅŸtırmacı ÅŸimdi anlatım yetisinin matematik üzerindeki etkisini diÄŸer çalışmalarla incelemeye sürdürecek. Â
button