AraÅŸtırma Dünyası

Güncelleme Tarihi:

Araştırma Dünyası
OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 30, 2005 00:00

Koleksiyon merakından prefrontal korteks sorumluEÄŸer siz de mesela çılgınlar gibi mektup pulu, kahve fincanı, porselen bebek vb gibi eÅŸyaları toplamaktan kendinizi alamıyorsanız, suçu beyninize yükleyebilirsiniz. Çünkü Amerika’da gerçekleÅŸtirilen yeni bir araÅŸtırma, bu hobinin prefrontal korteks tarafından yönlendirildiÄŸi ÅŸeklinde sonuçlandı. Iowa Ãœniversitesi bilim adamları, bir beyin hasarından sonra gereksiz eÅŸyaları toplamaya baÅŸlayan 86 kiÅŸinin beynini incelemiÅŸler. Bu kiÅŸiler topladıkları eÅŸyalar üzerinde pek meraklı olmasalar da koleksiyonu bozmaya asla yanaÅŸmıyorlar. Bu özelliklerinin dışında zeka ve bellek testinde normal sonuçlar elde edilmiÅŸ. Bu kiÅŸiler daha sonra çekirdek spin tomografisiyle muayene edilmiÅŸ. "Bu inceleme sonucunda, özellikle de saÄŸ alın lopunda hasarlar tespit ettik. AraÅŸtırmamız, basit koleksiyon merakının, prefrontal kortekste meydana gelen hasarlar sonucunda kontrolden çıktığını kanıtlamakta" diyor araÅŸtırmayı yöneten Steven Anderson, "Brian" dergisinde. Ä°nsan evrimi neden eÅŸsiz?Ä°nsan beyni evrimde bir istisnadır. Ä°nsanda, beynin geliÅŸiminden sorumlu genler, maymun, fare veya sıçan gibi hayvanlarınkine kıyasla deÄŸiÅŸmeye çok daha müsait. Ä°nsan bu sayede üstün düşünme yetisiyse birkaç yüz bin yıl içinde geliÅŸebilmiÅŸtir. Sonuç, insan, makak ve farenin genetik donanımını karşılaÅŸtıran Chicago Ãœniversitesi’nden Eric Vallender’e ait. Evrim biyolojisi kavramlarına göre insan evrimi ve özellikle de beyin son derece hızlı bir ÅŸekilde geliÅŸmiÅŸtir. Ve bu geliÅŸme beynin geliÅŸiminden sorumlu genlerin mutasyona çok eÄŸimli olmaları sayesinde mümkün olmuÅŸtur. Makak ve farelerle karşılaÅŸtırıldığında insan genleri, evrim için yararlı olan en yüksek deÄŸiÅŸim potansiyeline sahip. Genlerin deÄŸiÅŸme yetisi insanın en yakın akrabası olan ÅŸempanzeden bile daha üstün. Erken doÄŸan bebekler poÅŸeteYeni doÄŸmuÅŸ bebeÄŸin bedenine sarılan plastik kılıf, beden ısısını kuvöze gidene dek koruyor. Kanadalı bilim adamları bu yöntemin etkisini 28.haftada doÄŸan 52 bebekle denemiÅŸler. Bu kritik yaÅŸam evresinde beden ısısının sabit kalması bebeÄŸin saÄŸlığı açısından büyük bir önem taşımakta. Erken doÄŸan bebekler genelde kurulanır ve ısıtıcı bir lambayla ısıtırlar. McMaster Ãœniversitesi’nden Barbara Schmidt, Journal of Pediatrics dergisinde, plastik kılıfla beden ısısının daha iyi korunduÄŸunu söylüyor. Doktorlar 25 bebeÄŸi doÄŸumdan hemen sonra saydam bir polietilen folyoyla boyunlarından ayaklarına kadar sarmışlar. Sadece kafalarını bir bezle kurulamışlar. YoÄŸun bakıma getirildiklerinde bebeklerin beden ısısı sadece 36,5 santigrat dereceye düşmüş. Folyo daha sonra sıcak kuvözün içinde açılmakta. Oysa kurulanarak ısıtıcı bir lamba altında ısıtılan bebeklerin beden ısısı 35,6’ya kadar düşmüş. Bilim adamları ayrıca beden ağırlığının da beden ısısı üzerinde etkili olduÄŸunu saptamışlar. 100gramlık bir fazlalık bedeni yaklaşık 0,2 derece daha sıcak tutuyor. Bilim adamları ÅŸimdi etilen folyonun bebek cildi üzerinde ne gibi etkiler yapabileceÄŸini araÅŸtıracaklar. İçkili sürücüler niçin direÄŸe çarpar?Alkol, sürücünün reaksiyon ve karar yetisini zayıflatmakla kalmayıp mekansal algılama yetisini de olumsuz etkilemekte. İçkinin etkisinde göz hareketleri bozulduÄŸu için sürüş sırasında üçboyutlu görmeyi zorlaÅŸtırmakta. Amerikalı bilim adamlarının gönüllü deneklerle elde ettikleri sonuç Psychological Science dergisinde yayımlandı. Kuzey Dakota Ãœniversitesi psikologu Mark Nawrot baÅŸkanlığında çalışan ekip, 15 genç deneyin görsel yetilerini içkisiz durumda kontrol ettikten sonra denekler kanlarındaki alkol deÄŸeri bir promile yükselene dek votka içmiÅŸler. Bundan sonra testi tekrarlayan bilim adamları özellikle de kafa hareketleri sırasında gözlerin zayıfladığını fark etmiÅŸler. Bu yeti mekansal görme ve mesafeleri kestirmede önemli olduÄŸu için de kaybı, otomobil sürerken kötü sonuçlar doÄŸurabilir diyor bilim adamları. Daha önceki araÅŸtırmalarda da alkolün göz hareketlerini yavaÅŸlattığı saptanmıştı. Bunun mekansal görme üzerindeki etkisi ÅŸimdi ayrıntılı bir ÅŸekilde incelendi. Sonuçlar alkollü sürücülerin aÄŸaç, direk veya önlerindeki aracın mesafesini kestirmekte neden zorlandıklarını açıklaması açısından önem taşımakta. Alkol miktarı arttıkça, inme riski de yükseliyor3 içki, inme riskini yüzde 42 arttırıyor. Ä°ki kadeh ve azını içenlerde ise inme riski yüzde 32 daha az.Aşırı alkol tüketimi felç tehlikesi doÄŸurmakta. Günde üç içkiden daha fazlasını içen erkeklerde inme riski içki içmeyenlere kıyasla %42 daha yüksek. Fakat bununla birlikte içkiyi tamamen bırakmak en iyi alternatif olmayabiliyor. Günde en fazla iki bardak içki içen erkeklerin felce yakalanma olasılığı, hiç içmeyenlere göre %32 daha düşük. Bilim adamları bununla birlikte araÅŸtırmanın, alkolün felçten koruduÄŸu ÅŸeklinde algılanmaması gerektiÄŸini de vurguladılar. Harvard Tıp Okulu’nda Kenneth Mukamal yönetiminde çalışan ekip, yaÅŸları 40-75 arasında deÄŸiÅŸen yaklaşık 38.000 erkeÄŸi 14 yılı aÅŸkın bir süre incelerken, katılımcılar dört yılda bir beslenme ve saÄŸlıklarıyla ilgili sorular içeren formları doldurmuÅŸlar. Bilim adamları bu formlardan katılımcıların ne kadar alkol aldıklarını da öğrenmiÅŸler. Uzun vadeli araÅŸtırma sırasında 412 erkek felç geçirmiÅŸ. Felç riski bir günde alınan alkol miktarı dışında kiÅŸilerin hangi günlerde ne kadar alkol almalarına baÄŸlı olarak da yükselmekte. Aşırı alkol, inme riskini kalp dolaşım sistemi üzerindeki olumsuz etkisiyle - mesela yüksek kan basıncıylaÄž yükseltmekte diye tahmin ediyor bilim adamları. Son araÅŸtırma sonuçları, daha önceleri diyabet veya kalp enfarktüsü ve alkol tüketimi arasındaki iliÅŸkinin açıklanmasına dayanan araÅŸtırma sonuçlarıyla da örtüşmekte. Son araÅŸtırmayla ilgili sonuçlar Annals of Internal Medicine dergisinde yayımlandı. Biraz spor, yaÅŸlı insanın saÄŸlığını olumlu etkiliyorBaltimore John Hopkins Hastanesi araÅŸtırmacıları, orta dereceli bedensel hareketlerin yaÅŸlılarda kalp/dolaşım hastalıkları ve diyabet riskini düşürdüğünü kanıtladılar. Bu amaçta yaÅŸları 55-75 arasında deÄŸiÅŸen kiÅŸilerden oluÅŸan bir grubu düzenli olarak yürüyen bant üzerinde çalıştırılırken, diÄŸer bir gruba evlerinde egzersiz yapmaları söylenmiÅŸ. Aktif olarak spor yapan kiÅŸilerde metabolizma sendromları %23 daha az ortaya çıkmış. Kerry Stewart yönetiminde çalışan ekibin konuyla ilgili yazısına Amerikan Journal of Preventive Medicine dergisinde yer verildi. "Ä°yi hal" sendromu olarak da bilinen bu fenomende arışı kilo, yüksek kan basıncı, yüksek kan yağı deÄŸeri, diyabet ve kalp/dolaşım rahatsızları ortaya çıkabiliyor. Bu rahatsızlıkların baÅŸ nedeni aşırı beslenme ve yetersiz hareket. 104 katılımcıdan %43’ünde araÅŸtırmanın başında metabolizma sendromları görülüyordu. Orta dereceli spor programı haftada 60 dakikalık çalışma süresinden ibaret. YaÅŸlılar yürüyen bant, bisiklet, Aerobik tahtası gibi aletler dışında ağırlıklarla da çalışmışlar. Altı aylık antrenmandan sonra araÅŸtırmacılar, kan deÄŸerleri, beden ağırlığı, yaÄŸlar, ve kas kütlesinde önemli deÄŸiÅŸimler saptadıklarını söylüyorlar. Bilim adamlarına göre en önemli geliÅŸme yaÄŸ dokularının özellikle de karnın alt kısmında azalması. Ve aktif olarak spor yapan grupta altı aylık süre içinde yeni hastalık belirtileri ortaya çıkmamış. Migren aÄŸrısına ameliyatlı çözümMigren aÄŸrıları, alın veya ensedeki kasların ameliyatla alınmasıyla yok oluyor. Bu tür migren ameliyatı geçiren 125 hastanın %90’ında aÄŸrılar önemli ölçüde azalmış. Case-Western-Reserve Ãœniversitesi’nden Bahman Guyuron, olumlu etkinin hastaların %50’sinde bir yıldan fazla kalıcı olduÄŸunu söylüyor Reconstructive Surgery dergisinde. 125 migren hastasından 100 kiÅŸinin alın ve boynundaki farklı yerlere botulinum toksini aşılanarak baÅŸ aÄŸrısına neden olan kaslar saptanmış. Dört haftalık tedavinin ardından 89 hastada aÄŸrılar azalınca da söz konusu kaslar ameliyatla alınmış. Hastaların %92’sinde ameliyattan sonra migren aÄŸrılarının süresi, sıklığı ve ÅŸiddeti en az yarı yarıya azalmış. Hatta doktorların açıklamasına göre hastaların %31’inde aÄŸrılar tümden yok olmuÅŸ. Bununla birlikte ameliyat tıp uzmanları arasında henüz tartışmalı, çünkü ameliyatın uzun vadedeki olumlu etkisi henüz bilinmemekte. Hareketli bakışlar daha çekiciBiriyle karşılaÅŸtığında gözlerini önce odanın içinde gezdirdikten sonra karşısındaki kiÅŸiye bakan kiÅŸi daha çekici ve sempatik bulunmakta. Sonuç 68 üniversite öğrencisiyle gerçekleÅŸtirilen bir testle elde edilmiÅŸ. Karşı taraftaki kiÅŸinin bakış açısının ne derece etkili olacağı ise iki kiÅŸi arasındaki iliÅŸkiye baÄŸlı. Dartmouth-College kurumundan Malia Mason’un konuyla ilgili araÅŸtırma yazısı Psychological Science dergisinde yayımlandı. Testler sırasında öğrencilere özel yüz ifadeli kadın resimleri gösterilmiÅŸ. Resimler, yana bakan gözlerin belli bir süre sonra izleyiciye doÄŸru yönelecek ÅŸekilde veya tam tersi olarak önce izleyiciye sonra yana yönelecek ÅŸekilde iÅŸlemden geçirilmiÅŸ. Gerek kız gerekse erkek öğrenciler, kendilerine daha sonra yönelen bakışları daha sempatik bulmuÅŸlar. Fakat çekicilik konusunda erkek ve kız öğrenciler arasında farklılıklar ortaya çıkıyor. Erkek denekler yine aynı bakış biçimini çekici bulurken, kız öğrencilerinde bakış biçimi hiçbir önem taşımamakta. Etrafı süzdükten sonra bir kiÅŸi üzerinde odaklanan bakışlar daha fazla dikkat çekiyor diyor bilim adamları. Bu bakış biçimi özellikle de dostluklarda ve eÅŸ arayışında önemli bir sinyal etkisi yapıyor. Bu tür sinyallerin doÄŸru algılanması bu yüzden ortak yaÅŸam ve sosyal iliÅŸkilerin kurulması açısından büyük bir önem taşımakta. Bilim adamları ÅŸimdi bakışların nefret ve iticilik üzerinde de etkili olup olmadığını araÅŸtıracaklar. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!