Güncelleme Tarihi:
Zeynep Fadıllıoğlu, Arap dünyasından cami yapması için sürekli teklif alıyor. Şu anda Suudi Arabistan ve Bahreyn’de camiler tasarlıyor. İki yıl önce Katar Emirliği’nin siparişi üzerine, Doha’da, şeyhin ailesine özel, çölün ortasında 10 milyon dolarlık, altın kaplama cami yaptı. Katar Emiri’nin üçüncü oğlu Şeyh Jasim bin Hamad bin Khalifa Al Thani, kendisinden iki cami talep etti, birinin ‘Mücevher kutusu’na benzemesini istedi. Şeyh’e özel caminin hem mimarisini hem inşaatını yarattı.
40 özel el sanatçısıyla çalışıldı
Burası Fadıllıoğlu’nun iç tasarımı ve minaresini çizdiği Katar’daki Cuma Camii. Tasarımcı burayı mozaikle bezedi. İç mekana, Osmanlı camilerinden esintiler taşıdı. Camii için 40 özel el sanatçısıyla çalışıldı. Kolonların hepsini deriden ve bronzdan yaptırdı. Arap dünyasındaki camilerde kadınlar mihrabı görmeden namaz kılıyor ve araya duvar çekiliyor. Ancak Cuma Camii’nde kadınlar balkondan mihrabı tamamen görebiliyor.
Kabe gibi göz kamaştırıyor
Burası da yine Katar’da Fadıllıoğlu’nun 750 metrekarelik alana yaptığı Altın Camii. Güneş gibi parlayan yapı için çöl ikliminin koşulları düşünüldü. Fadıllıoğlu, altın mozaik yaptırıp, safirmiş gibi desen verdi, altını camın arkasına taşıdı. Tüm dış mekan, ön ve arka cepheleri, 24 ayar altınla kaplandı. Altın Cami gölgede kendini gizliyor, güneş ışınlarıyla birlikte, altın mücevher kutusu gibi parlayıp, ortaya çıkan güzelliğiyle ‘Kabe’ gibi göz kamaştırıyor. Cam arkası teknik Osmanlı’dan. Metal tüller, gizemli ışıklar, kaftanlar, elişi koltuklar, hepsi tanıdık.
Mimar Sinan’ın diploması mı vardı?
Zeynep Fadıllıoğlu, mimar olmadığı ve sadece iç tasarım yapıtığı yolundaki eleştiriler karşısındaki sessizliğini bozdu. “Mimar Sinan’ın diploması mı vardı?” diyen Fadıllıoğlu Avrupa’da ödüle layık görülen Şakirin Camii’nin gerçek mimarının Hüsrev Tayla değil kendisi olduğunu ileri sürdü.
Şirketinde 16 mimar çalıştığını belirten tasarımcı, “Kubbeli cami yapımının tüm sorumluluğu Şakir ailesi adına Gazi Şakir tarafından bana verildi. Tayla, aynı cami projesini üç yere verdi. Bunlardan biri de İstoç Camii’ydi. Bu caminin mimarının Hüsrev Tayla olduğunu söyleyenler İstoç’a gidip baksın, aradaki farkı görsün. Kubbeleri dışında hiçbir benzerlik yok. Şakir ailesi, üç yere verilmiş cami değil, farklı bir proje istiyordu. O yüzden, kendisine hizmetleri için teşekkür edip bana geldiler. Ortada bina yoktu, sadece çizim vardı. Biz projeyi değiştirdik ve proje tasarlayıp, hayata geçirdik” dedi.