Sinem VURAL
Oluşturulma Tarihi: Eylül 29, 2008 00:00
Dört yıldır faaliyet gösteren Aralık Derneği, yeni döneme yeni sürprizlerle başlıyor.
Dört yıldır faaliyet gösteren Aralık Derneği, yeni döneme yeni sürprizlerle başlıyor. Giderek bir "halk üniveritesi"ne dönüşen kuruluş, bu yıl ünlü yazar ve akademisyen Mario Levi’yi de ağırlayacak. Levi, dernek çatısı altında "Yazı yaratım atölyesi" derslerine girecek. Projeyle ilgili ayrıntıları Aralık Derneği’nin kurucuları Elif Dürüst ve Şirin Yalçın anlattı.
Yeni ders yılınız başladı. Bu dönem Aralık Derneği’nde hangi dersler olacak?Şirin Yalçın: İsmail Acar’ın resim dersi devam ediyor. 8 ay sürecek olan bu program, bayramdan sonra başlayacak. Katılımcılar 8 ay atölye çalışmaları yaptıktan sonra hep beraber bir sergi düzenleyecekler. Bu sene yeni eklediğimiz "Burak Ülman ile Türkiye’nin Siyasal Hayatı" dersi de var. Mario Levi ise edebiyat teknikleri ve yazım konulu dersleriyle aramızda olacak. Bir de her sene olduğu gibi anne-bebek seminerleri düzenleyeceğiz. Bu seminerler daha çok 0-3 yaş bebeklere göre oluyor, ama katılımcıların çocuklarının yaş gruplarına göre göre ara biraz daha uzayabiliyor. Yani 0-7 grubuna çıkabiliyor. İsa Çelik’in verdiği fotoğrafçılık dersimiz bu yıl da var. Ayrıca "Belkıs Hanım’la İnançların Tarihi", "Bülent Somay ile Psikanaliz", "Yaşam Koçluğu" derslerimiz de katılımcımlara açık. Bu yıl bir de İlkyardım dersini ekledik programımıza... Her ay bir haftasonunda, herkese ve her yaş grubuna hitap edecek olan bu ilkyardım dersini tekrarlayacağız.
- Aralık Derneği’nin yaptığı iş, bir nevi hayat üniversitesi sanki... En azından o yolda hızla yol alıyorsunuz...
Elif Dürüst: Tam anlamıyla olmasa da eğitim vermemiz açısından öyle sayılabilir. Katılımcıların üçte biri burslu, üçte ikisi ayda 250 YTL ücret ödüyor. Buradan topladığımız paraları da değişik sosyal sorumluluk projelerine aktarıyoruz.
- Peki ufukta başka ne gibi sosyal sorumluluk projeleriniz var? E.D: Öncelikle Hürriyet Gazetesi’nin yürüttüğü "Aile İçi Şiddete Hayır" kampanyasına destek vereceğiz. Onun dışında Hüsnü Özyeğin Vakfı ile ortak bir çalışma yürütüyoruz. Hüsnü Özyeğin Vakfı’nın Anadolu’da yaptırdığı okulların yanında öğretmenler için lojmanlar inşa etmeyi hedefliyoruz. Bir de İpekyol’la işbirliği yaptığımız projemiz sürüyor.
- Birlikte kurduğunuz bu dernek yaşamınızda neleri değiştirdi?Ş.Y: Çok fark yarattı. Aralık Derneği’nin dördüncü senesi geride kaldı. Açıkçası bu süre içinde hayallerimizden ve hedeflerimizden çok daha fazla şey yaptık. Biz başta şunu düşünüyorduk sadece: İstanbul’da dersler verecek, bütçeleri uygun olmayanlara da burs verecektik. Ancak İstanbul’da hayata geçirdiğimiz ve onbinlerce çocuğa ulaştığımız projelerin ardından işler büyüdü, Anadolu’ya da uzanıp oralarda da bir sürü projeye imza atmaya başladık. Aralık Derneği olarak gerçekten çok ilerledik, çok yol aldık. Bu bizim de kişisel olarak ilerlediğimizin ve hayatta önemli adımlar attığımızın kanıtı...
- Olaylara bakış açınızda, yaklaşımınızda değişiklik oldu mu peki?E.D: Tabii ki... İster istemez bütün hayata bakışınız değişiyor zaten... Çünkü burada verilen derslerin çoğu kişisel gelişimle alakalı... Felsefe, psikanaliz, edebiyat derslerine düzenli değil, sadece birkaç kez girdiğimizde bile bakış açınız değişiyor. Hayata çok daha geniş bir perspektiften, her şeyi çok daha anlamlandırarak bakmayı öğreniyorsunuz. Bu derslerin yanı sıra, derneğin yürüttüğü projeler nedeniyle sık sık Anadolu’ya gitmek durumda kaldık. Bu sayede yaptığımız küçücük bir yardımın, gösterdiğimiz ufacık bir özverinin dahi orada birçok kişi açısından ne kadar önem taşıdığını, onlar için çok şeyi değiştirebileceğimizi gördük. Dolayısıyla o insanlara dokunmanın kolay bir yolu olduğunu öğrendik.
- Yeniden derslere dönersek... Katılımcı profiliniz nasıl? Ş.Y: İlk kurulduğumuzda, derneğin Teşvikiye’de bulunması bazı insanların gözünü korkutuyordu. O yüzden profilimiz daha farklıydı. Ancak Aralık Derneği’ndeki eğitmenlerin çok iyi olması, belli kesimler -özellikle de kendi öğrencileri tarafından çok iyi bilinmesi- söz konusu önyargıyı çabuk kırdı. Resim ve sanat tarihi derslerinde, yaşam koçluğunda, anne-bebek seminerlerinde daha çok kendini geliştirmek isteyen ve yeni şeyler öğrenme hevesiyle buraya gelen kadınlar oluyor. Akşam dersleri genelde burslu öğrencilerin daha çok katıldığı dersler.
Yazı yazma isteği olan herkes derse gelebilir"Yazı Yaratım Atölyesi" dersiyle Aralık Derneği eğitmenleri arasına katılan Mario Levi, bu işbirliği ve dersler hakkında şunları söyledi: "Bu Aralık Derneği’ndeki ilk dönemim olacak. Katılımcılarda, yazı yazma isteğinden başka bir özellik aramıyoruz, yazmaya gönüllü olsunlar yeter.
Genelde her atölyede 12-14 katılımcı oluyor ve bu atölye 12 hafta sürüyor; toplam 36 saat. Ben atölyeleri temel seviye ve ileri seviye olmak üzere ikiye ayırdım. Temel seviyede en temel şeyleri aktarıyorum, peşinen de ’Altyapı önemli değil. Bu işin reçetesi yok, ben size deneyimlerimi aktaracağım’ diyorum. İleri seviyede ise ’Sizin derdiniz ne?’ diye soruyor, bu soruya cevap vermelerini istiyorum. Sonra da ’Temel olan bilgilerinizi ben verdim, siz de devam etmeyi göze aldınız. Bana bir başarı getirin’ diye devam ediyorum. Temel seviye sonlarına doğru ise kim iyi, kim kötü anlamaya başlıyorum."