Aptal aşığım ben

Güncelleme Tarihi:

Aptal aşığım ben
Oluşturulma Tarihi: Kasım 26, 2010 00:00

Şu sıralar TRT1’de yayınlanan “Yerden Yüksek” dizisinde Hasret’i canlandırıyor. Genç, başarı grafiği istikrarlı şekilde yükselen bir oyuncu... Biz de kapısını çaldık, Zeynep Çopur’a hem özel yaşamını hem de kariyer planlarını sorduk.

Haberin Devamı

ZEYNEP ÇOPUR FOTOĞRAFLARI

Dizide canlandırdığınız karakteri biraz anlata bilir misiniz?       

- Evin en küçük kızı; yaramaz, ablalarıyla sürekli didişen, babacı biri. Aynı zamanda erkek gibi yetiştirilmiş bir kız. Babasının erkek evlat sevdasını bildiğinden için için buna üzülüyor ve babasından gizli gizli futbol oynuyor. Aslında çok da yetenekli.

Minyon bir yapınız var. Bu oyunculuk kariyeriniz açısından avantaj mı yoksa dezavantaj mı?

- Avantaj... 23 yaşındayım ama şu anda canlandırdığım karakter 14’ünde. Minyon yapım nedeniyle her türlü karaktere kolayca bürünebiliyorum. Farklı makyaj ve kıyafetler kullanarak birbirinden farklı pek çok tipi canlandırabilme avantajım var.

Oyunculuğa nasıl başladınız?   

- Biz üç kız kardeşiz ve en küçük kardeşimden etkilenerek oyunculuğa adım attım.

Nasıl oldu bu?

- Kardeşim çok yetenekli olduğu için annem daha 5 yaşındayken onu şehir Tiyatroları’nın sınavına soktu. Ben de ondan etkilendim ve oyunculuğa heveslendim.

Bu yetenek aileden geliyor yani?

- Bilmem, aslında küçük kardeşimiz sayesinde oyunculukla tanıştık diyebiliriz. Kardeşim en son “Sonbahar” dizisinde rol aldı. Ablam halen Sadri Alışık Akademi’de eğitim alıyor.

BİZİ ATEŞLEYEN KÜÇÜK KARDEŞİM

Kardeş kıskançlığı sizleri de oyuncu yaptı yani!


- Sebeplendik demek daha doğru... Kız kardeşimi gözlemledim ve gerçekten çok mutlu olduğunu gördüm. Ben de deneyince bu işi çok sevdim. Küçük kardeşim bu sene İTÜ Konservatuvar’ı kazandı ve ben yine onu takip ederek ıTÜ’ye girdim. Bizi ateşleyen küçük kardeşim yani...

Küçük kardeşinizle rol çalışıyor musunuz?

- Evet, rollerimi onunla çalışıyorum. Bir nevi bana hocalık yapmış oluyor.

Profesyonel anlamda ilk rol aldığınız proje neydi? Dizilerle mi adım attınız sektöre?

- Oyuncu ve yapımcı arkadaşlarım vardı. Onlar aracılığıyla reklamlarda rol aldım. Yaklaşık 20 reklam filminde oynadım.

Peki ya ilk oynadığınız dizi hangisiydi?

- “Lise Defteri”... O diziye başlamadan önce üç ay oyunculuk üzerine eğitim aldım. Onun dışında Anthony Bova’nın workshop’una katıldım. Benim için çok faydalı oldu, seneye tekrar katılmayı düşünüyorum hatta...

“Lise Defteri”ndeki ile şimdi canlandırdığınız karakter arasında ne gibi farklılıklar var?

- Orada asi, vurdumduymaz ve dik kafalı bir genç kızı canlandırıyordum. “Yerden Yüksek”te de yaramaz bir kızım ama öncekinin aksine asi değilim.

Gerçekte nasıl bir karaktere sahipsiniz?

- Ruhum biraz asi, inatçı ve dediğim dediktir. Tuttuğumu koparmak isterim ama kötü hırslarım yok. Hırs iyi bir şey değildir.

TABULARIM YOK AMA BİR SINIR OLMALI

Dizilerde artık eskisine oranla daha cesur sahneler yer alıyor. Siz bir oyuncu olarak bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?


- Tabularım yok ama her şeyin bir sınırı var. Çünkü bu iş çok uç noktalara gidebiliyor. Örf, adet ve geleneklerine bağlı bir ülkede yaşadığımız için her şey dozunda olmalı. Sanırım bazı sahneler de reyting kaygısı yüzünden çekiliyor. Sinemada daha rahat olunabilir ama televizyonda biraz dikkatli hareket etmek gerek.

Siz bir sevişme sahnesinde rol alsanız babanızın tepkisi ne olur?

- Babam bize hep “Doğru olduğuna inandığınız bir şeyse yapın. Doğru bildiğinize inanın ve ona göre davranın” der. Babamla annem yaptığımız işte her zaman bizi destekler.

Babanız sizi en çok hangi konuda eleştirir?

- Çok duygusal olmamı eleştiriyor. Babama arkadaşlarımı, aşklarımı, sevgililerimi, her şeyimi anlatırım.

AŞK YÜZÜNDEN ÇOK ACI ÇEKTİM

Babanızın beğenmediği biri olursa ilişkinize son mu veriyorsunuz?


- Babam beğenmedi diye ilişkimi bitirmedim hiç. Ama onun beğenmediği biri olursa karşımdaki kişiyi daha iyi tanımaya çalışırım. “Aşk insanın gözünü kör eder” derler ya, babamın uyarılarından sonra gözlerimi açılıyor ve sonunda babamın dediğine geliyorum.

Aşk acısı çektiniz mi?

- Tabii, herkes gibi ben de aşk acısı çektim... Hayatımda bir kez aşık oldum ve bana çok acı çektirdi. Zaman her şeyin ilacı derler, bu doğru. Kendimi işime verdim ve kendime yöneldim, şimdi yoğurdu üfleyerek yiyorum.

Siz aşkı nasıl yaşarsınız?

- Aptal bir aşığım! Aşık olduğum zaman karşımdakine hiçbir strateji uygulamam. Aklımdan geçen neyse dile getiririm. Sevdiğimi çok belli ederim ve karşımdaki insanlar kendilerini dev aynasında zannetmeye başlar. Sonrasında üzülen ben olurum.

Haberin Devamı

HEMCİNSLERİMİ PEK SEVMEM!

Güzelliğiniz bir dezavantaj mı yoksa avantaj mı?


- Dezavantaj çünkü arkadaş bulamıyorsunuz! Normalde hemcinslerimi çok sevmem çünkü hep bir çekememezlik ve hırs var. Bir de hemcinslerim çok fazla boş konuşuyor, dedikodu yapıyor, boş şeylerle ilgileniyorlar. O yüzden benim sadece üç tane kız arkadaşım var.

Haberin Devamı

USTALAR YÜZÜNDEN STRESE GİRDİM

Hasibe Eren ve Altan Erkekli gibi usta isimlerle çalışıyorsunuz. Bu durum başlarda tedirginlik yarattı mı sizde?


- İkisi de çok büyük oyuncu, dolayısıyla önceleri bir tedirginlik hissettim, heyecanlandım, hatta strese girdim. Ama onları tanıdıktan sonra oh dedim.

Sizi başka bir oyuncuya benzeten oldu mu hiç?

- Evet, Tuba Büyüküstün’e benzetiyorlar. “Asi” dizisinde birlikte oynamıştık. Beni dışarıda görenler “Gerçekten kardeş misiniz? diye soruyorlardı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!