Güncelleme Tarihi:
ZAYIFLIĞIYLA GÖRENLERİ ŞOKE EDİYORDU
Fransız model ve oyuncu Isabelle Caro, 12 Eylül 1982’de Marsilya’da doğdu. Annesi ciddi anlamda depresif, sorunlu biriydi. Babasıysa pek ortalarda yoktu. Caro, hiç okula gitmedi; evde eğitim aldı. Çünkü annesi, temiz hava alan çocukların daha hızlı büyüdüğünü okumuştu bir yerde. Oysa o, hep yanında kalacak ve hiç büyümeyecek bir çocuk istiyordu. O yüzden kızını eve kapattı, arkadaş edinmesini engelledi. Her gün kızının boyunu ölçüyor, uzadığını fark ederse karalar bağlıyordu. Isabelle de annesi mutlu olsun diye hiç büyümemeye karar verdi; sonunda daha 13 yaşındayken anoreksiyaya yakalandı.
Hızla kilo veriyordu. Günde iki parça çikolata ve beş tane mısır gevreği giriyordu midesine. Birkaç gram alacak diye ödü kopuyordu. Ona keyif veren her şeyden teker teker vazgeçti. Tüm derdi, hiç büyümeyen çocuğu olarak annesinin sevgisini hissetmekti.
EVDEKİ TARTI NEDEN KIRILDI
Noel’de ailesinden, kendisine bir tartı almalarını istedi. Tartının üstünde saatler geçirmeye başlayınca, endişelenen annesi bir gün tartıyı kırdı.
En kötü günlerinde kilosu 25’e kadar düştü. Boyu 1.65’ti. Ölümünden önce 33 kiloya çıkmıştı. İlk kez 20 yaşındayken hastaneye kaldırıldı. 2006’da 24 yaşındayken komaya girdi, doktorlar öleceğinden emindi ama o komadan çıkmayı başardı.
Durumun ciddiyetini kavraması bakımından bu koma, milat oldu. Hayatı sevdiğini ve yaşamak istediğini fark etti. O ana kadar defalarca hastaneye kaldırılmış ama hiç psikiyatrik yardım almamıştı. Bedensel ve zihinsel sağlığı için ayrı ayrı doktorlara görünmeye başladı. Doğduğu şehre döndü. Bu arada birkaç dişini kaybetmiş, saçları dökülmüş, cildinde kuruluktan dolayı yaralar açılmaya başlamıştı.
TOSCANİ’YE SOYUNDU
O sırada ünlü İtalyan fotoğrafçı, sansasyonların adamı Oliviero Toscani’den teklif geldi. Milano Moda Haftası için Nolita isimli bir markanın fotoğraf çekimini yapacaktı ve Isabelle’in modellik yapmasını istiyordu. Mesaj, No Anorexia (Anoreksiyaya Hayır) olacaktı.
Kabul etti, çünkü genç kızlar arasında bilinç yaratmak, kızları kendi bedeniyle korkutarak aç kalmaktan vazgeçirmek istiyordu. 25 yaşındaki model ünlü moda veya kozmetik devlerinin değil ama anoreksiyanın yüzüydü. Çıplak bedeninin her detayıyla göründüğü dev afişler, İtalya’nın dört bir yanına asıldı ve kıyamet koptu. Reklam için hastalığını kullanmakla itham edildi. Afişlerin asılması yasaklandı.
O sıralarda verdiği röportajlardan birinde, CBS televizyonu muhabiri “Tam tersine genç kızlara örnek teşkil etmekten korkmuyor musunuz?” diye sordu. “Şu halime bakar mısınız, tek kelimeyle korkunç görünüyorum. Bir iskelet. Dişlerim, saçlarım döküldü ve bir daha asla uzamayacaklar, vücudumda yaralar açıldı. Kim bana benzemek ister ki?” dedi.
KOCAMAN ÇİLLERİN SEBEBİ
Isabelle doğuştan çilliydi ama makyajla onları daha da abartıyordu. Çünkü onların sayesinde insanlar gözlerinin içine bakıyordu; eriyip giden çirkin bedenine değil. Sokakta herkesin kendisine yargılayarak dik dik bakmasından, restoran ve kafelerde servis yapılmamasından, dışlanmaktan rahatsızdı. Evine kapandı. “İnsanlar sadece yemeyi bıraktığınızı sanıyor ama anoreksiya bu değil. Bir günden diğerine karar verip yemek yemekten vazgeçmiyor insan. Bu hastalık çok zor ve acı verici” diyordu verdiği röportajlarda.
Kendi hikayesini ve anoreksiyayla mücadelesini anlattığı kitap ‘Petite Fille qui ne voulait pas grossir: Ma Bataille contre l’Anorexie’ 2010 Şubat’ında piyasaya çıktı. Görünürde her şey iyiye gidiyordu. Yediği miktar günden güne artıyor, az da olsa kilo artışı görülüyordu. Ama hala midesine ağır geldiği için zeytinyağlı herhangi bir şey yiyemiyordu. Japon mutfağını seviyordu.
Isabelle 17 Kasım’da Japonya’nın Başkenti Tokyo’da, iki haftadır yattığı hastanede öldü. Solunum yolu rahatsızlığından yatırılmıştı. Ailesi öldüğünü 29 Aralık’ta açıkladı, ölüm nedeninden bahsedilmedi.