Annemle babam bu opereti oynarken ben annemin karnındaymışım

Güncelleme Tarihi:

Annemle babam bu opereti oynarken ben annemin karnındaymışım
OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 01, 2005 00:00

Gülriz Sururi 1930’lu yıllarda annesinin ona hamileyken oynadığı AyÅŸe Opereti’ni günümüze taşıdı. 8 kiÅŸilik kadroyu 18’e çıkardı. Hikayeyi günümüze uyarladı, ÅŸarkı sözlerini yeniden yazdı.Naif bir aÅŸk hikayesinin anlatıldığı müzikalde AyÅŸe’yi Dolunay Soysert oynayacak. Sevgilisi Ahmet’i ise Hazım Körmükçü sahneye taşıyacak. Aralarına giren kötü kadın Hale ise Ceyda Düvenci. Yönetmen BaÅŸar Sabuncu, ‘Gülriz bu proje ile bana geldiÄŸinde, tavan arasında ninemin çeyizlik bohçasını bulmuÅŸ gibi oldum. Biraz küf kokuyordu ama küften de tat alınabilir.’ diyor. Operet 20 Ocak’ta Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde sergilenmeye baÅŸlanacak. Cuma, cumartesi, pazar olmak üzere haftada üç gün oynanacak. AyÅŸe Opereti’nin sizin hayatınızdaki önemi nedir? - AyÅŸe Opereti’nin benimle hakiki bir göbek bağı olduÄŸunu söyleyebilirim. Çünkü annem ile babam bu oyunu oynarken ben de annemin karnındaymışım. n Bu oyun vesilesiyle mi tanışmışlar? - Hayır ama tanışma hikayelerinde bu oyunun bestecisi Muhlis Sabahattin Bey’in rolü büyük. Muhlis Sabahattin Bey’in kızı Melek Hanım annemin çocukluk arkadaşıymış. Annem, babam birbirlerine aşık olduÄŸu zaman aileler birlikteliklerine izin vermemiÅŸ. Çünkü ikisi de henüz öğrenciymiÅŸ. Babam kaptan olmak üzere, annem de Kadıköy’de Dame de Sion’da okumakta. Ve kaçmışlar. Kaçıp, Muhlis Bey’in evine sığınmışlar. Bir günde birisi pirimadonna olmuÅŸ, birisi de tenor olmuÅŸ. n Nasıl olmuÅŸ bu? - Muhlis Bey, AyÅŸe Opereti ile Samsun’da bir turneye baÅŸlamak üzereymiÅŸ. Piyano ile çalmış. Bakmış ki ikisinin de sesi var, annemi AyÅŸe babamı Ahmet yapmış. Samsun’da turne ile çalışmaya baÅŸlamışlar. Sonra evlenmiÅŸler. Annem bana hamile kalmış. HamileliÄŸinin son gününe kadar da oynamış. n Babanız vaktinde AyÅŸe’yi oynamanız için size çok ısrar etmiÅŸ? Onu dinlemediÄŸiniz için piÅŸman mısınız? - Hayır. O dönem baÅŸka bir dönemdi. O gün yanlış olurdu benim için. Bir taraftan ‘Sokak Kızı Ä°rma’yı’ oynarken diÄŸer taraftan AyÅŸe’yi oynamak bana çok yabancı geliyordu. Babam yirmili yaÅŸlarımdayken bana AyÅŸe’nin notalarını hediye etmiÅŸti. Benden geriye istediÄŸinde bulamadık. Sonra babam radyoya ‘Eski Operetler’ diye bir program yaptı. O sırada AyÅŸe Opereti bir banda alındı ve Allah’tan arÅŸivlendi. Çünkü notası yok. Muhlis Sabahattin Bey 1945’te vefat edince eÅŸi bütün notaları yaktı. Neyse ki babamın kaydettiÄŸi o küçücük banttan oyun doÄŸdu. Bu sekiz kiÅŸilik operetten, 18 kiÅŸilik bir operet ortaya çıktı. Ben yazdım. Uzun süredir üzerinde çalışıyorum. Ama doÄŸru gün bugünmüş. n Muhlis Sabahattin Cumhuriyet döneminde DoÄŸu-Batı sentezini yapmayı en iyi baÅŸarmış bestecilerden biri deÄŸil mi? - Evet. Bir dönem ‘Operetin kralı’ diye anılıyor. Bohem tabiatlı biri. n Kendinizi ona yakın hissediyor musunuz? - Hissediyorum tabii. Hem de çok yakın hissediyorum. ‘Kıldan Ä°nce Kılıçtan Keskince’ isimli anı kitabımda Muhlis Sabahattin Bey’le ilgili güzel bir anım var. Ben 12 yaşındayken bize geldi. Babam benim için ‘Çok güzel sesi vardır, bütün operetleri de ezber bilir’ dedi. ‘Söyle öyleyse bir ÅŸarkı’ dedi. Çok otoriter ve yakışıklı bir adamdı. Ben baÅŸladım, bir sinirlendi. ‘Bu çocuÄŸa bana inat olsun diye mi Çuhacıyan’ın bu rüküş müziÄŸini söyletiyorsunuz’ dedi. Çok sinirlenmiÅŸti. Ödüm koptu. Ölüyorum zannetti. Åžarkıyı da hatırlıyorum: ‘Ah edalı efendim, hoÅŸ geldin sefa geldin’ gibi bir ÅŸeydi. n Operetteki ÅŸarkıların sözlerini tamamen deÄŸiÅŸtirdiniz mi? - Birkaç ÅŸarkı olduÄŸu gibi. Ama bazı ÅŸarkıların sözleri konu itibariyle deÄŸiÅŸti. Ana öykü deÄŸiÅŸmedi tabii. Bu bir aÅŸk hikayesi ama bir operetin gerektirdiÄŸi kadar duygulandırabilen bir aÅŸk hikayesi... n AyÅŸe ÅŸarkısı bir tane mi? - Pek çok AyÅŸe ÅŸarkısı var. AyÅŸem diye de ÅŸarkı var ama. ‘AyÅŸem, AyÅŸem pembe menekÅŸem’ diye bir ÅŸarkı. n AyÅŸe’deki aÅŸk 1930’lu yıllardan kalma... Günümüz aÅŸklarıyla karşılaÅŸtırdığınızda ortaya nasıl bir sonuç çıktı? - Günümüz aÅŸkı demeden önce günümüzde aÅŸk var mı yok mu onu tartışmak lazım önce. NAFTALÄ°N KOKUSUYLA SERGÄ°LEYEMEZDÄ°K8 kiÅŸilik oyuncu kadrosu nasıl 18 kiÅŸiye çıktı? - Yeniden yazılınca oluyor. Olmalıydı. Naftalin kokusu içinde yeniden sergilemeyi düşünemezdik. n 18 kiÅŸilik oyuncu kadrosu nasıl oluÅŸturuldu?- Ä°tiraf edeyim ki zor oluÅŸturuldu. Tiyatro kökenli olmasına dikkat ettik. Son yıllarda yapılan müzikallerin çoÄŸu ÅŸarkıcılarla, büyük starlarla yapıldı biliyorsunuz. Biz onlar gibi deÄŸil vaktiyle bizlerin yaptığı gibi bir müzikal yapmak istedik. Bunun Türk tiyatro repertuarına kalıcı bir eser olarak, ciddi bir kilometre taşı olarak yerine oturacağını sanıyorum. Lüküs Hayat gibi, KeÅŸanlı Ali Destanı gibi... n Bu operette kendinize de bir rol vermeyi hiç düşünmediniz mi? - Valla çok isterdim ama AyÅŸe 18- 20 yaşında. n AyÅŸe deÄŸil de, yan bir rol olamaz mıydı? - Hayır ben bu operetin prodüktörüyüm, sorumlusuyum. Süpervizör de diyebiliriz. Yazdım. Daha fazla ne yapabilirdim. Ayrıca AyÅŸe’yi yaratmak ve seyretmek aynı zamanda bir rol olmamı engellerdi. DoÄŸru bulmadım.BüyükÅŸehir Belediyesi sponsor oldu ama bir aydır kendilerine ulaşılamıyorSayın Kadir TopbaÅŸ bir açılış gecesinde benimle bir proje yapmak istediÄŸini söyledi. Tereddüt ettim, sahneye çıkmak istemediÄŸimi söyledim. AyÅŸe projesini önerdim. Sayın Kadir TopbaÅŸ dosyamı inceledi. Ayni ve nakti sponsorum olmayı kabul ettiler. Ama zannedersem belediye ile iplerimiz koptu. Hayır demediler ama bir aydır kendilerine ulaÅŸamıyorum. Bir iletiÅŸimsizlik söz konusu. Kadir Bey’i uzun süredir tanırım. Kendisi bir Ä°stanbullu ve bir tiyatro sevdalısı.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!