Oluşturulma Tarihi: Mayıs 07, 2005 00:00
Haluk Levent annesinden dinleyerek büyüdüğü türküleri bir albümde topladı. ‘Annemin Türküleri’ adlı albümde Haluk Levent’e annesi Sabriye Acil de eşlik etti. 77 yaşındaki Sabriye Hanım kayıtlar için Adana’da stüdyoya girdi.Yakınlarının Rock’çı Nine olarak tanıdığı Sabriye Hanım, Haluk Levent’in deyimiyle hayli marjinal bir anne. ‘Biz dokuz kardeşiz. Annemin bir oğlu Dubai’de, bir oğlu Londra’da, bir kızı Manchester’da yaşıyor. Bir oğlu şair, bir oğlu rock’çı. Gerisini siz düşünün artık.’n Albüme aldığınız türküleri anneniz mi söylerdi?- 12 tane türkünün onunu ezbere bilir ve sık sık söylerdi. n En sık söylediği hangisiydi? - Karadır kaşların ferman yazdırır / Bu dert beni diyar diyar gezdirir. Annem bana bakıp bakıp bu türküyü söylerdi. Çünkü benim kaşlarım malum! Çocukken de aynen bugünkü gibi kalın ve karaymış. Ama hiç bilmediğim türküler de söylerdi. Mesela ‘Çatal cama kurşun attım geçmedi’ türküsü onlardan biri. Uzun araştırmalar sonucunda bu türkünün notalarını buldum. İlginçtir annem Adanalı bir kadın olmasına rağmen bir Rumeli türküsü olan ‘Drama köprüsü bre Hasan dardır geçilmez’i de söylerdi. Bence bu türkülerin kardeşliğinin göstergesi. n Anneniz Sabriye Hanım nasıl bir kadındır? - Annem yaşadığı toplumun en marjinal kadınıdır. Marjinalliği görüntüsünde değil beynindedir. Herkesin düşündüğünün tersini düşünebilirdi mesela. İlkokulu yarıda bırakmış olmasına rağmen kendini çok iyi yetiştirmiştir. Biz dokuz kardeşiz. Annemin bir oğlu Dubai’de, bir oğlu Londra’da, bir kızı Manchester’da yaşıyor. Bir oğlu şair, bir oğlu rock’çı. Gerisini siz düşünün artık. n Korkutucu bir anne midir? -Asla, biz hiçbirimiz annemizden korkmazdık. Annem bize korkmayı öğretmedi. Sadeliği, yalınlığı öğretti. n Otoriter midir? - Evlendiğinde 18 yaşındaymış. Yuvayı kuran annemdir. Babam daha hayalci bir adamdı. Annem mantık kadınıdır. n Anneniz neden İstanbul’da yaşamıyor? - Sevmiyor İstanbul’u. Bir kere geldi, benim düğünüm için. ‘Bu şehrin her yeri İstanbul, çok korkunç’ dedi. n Ne demek istedi? - Adana’nın bir tane şehir merkezi vardır. Merkezden çıkınca doğal güzellikler başlar. Şehrin gürültüsünden kaçmak kolaydır. Ama İstanbul’da her yer merkez, her yer gürültü demek istedi. STÜDYOYA ZORLA GİRDİ SONRA DA HAVAYA GİRDİn Annenizi stüdyoya sokmak kolay oldu mu? - Çok zor oldu. ‘Benim yaşım ne başım ne, niye beni götürüyorsunuz, konu komşu ne der, utanmıyor musunuz, beni bu yaştan sonra artist mi yapacaksınız?’ gibi bir dolu laf etti. Fakat biraz okuduktan sonra Tonmaister’a dönüp ‘Oğlum olmadı galiba, ben burayı bir daha okuyayım mı’ dedi. Kadın bir anda havalara girdi. n Gerçekten konu komşu yadırgadı mı? - Hayır. Onlar alışık. Zaten bizim oralarda anneme ‘Rock’çı nine’ derler.n Aaaa neden? - Bizim mahalle bakkalımız annenim kuzenidir. Bir gün annem kuzenini ziyarete gitmiş. Birlikte ağacın gölgesinde oturmuşlar. Radyoda şarkılar çalmaya başlamış. Sanat müziği çıkmış annem ‘değiştirelim’ demiş. Kuzeni pop müzik açmış. Annem onu da beğenmemiş. Arabesk kanalı bulmuş. Annem ’Yüreğim daraldı, değiştir’ demiş. En sonunda kuzeni dayanamayıp ‘Ne çalayım istersin’ diye sormuş. Annem gayet saf bir şekilde ‘Rock’ deyivermiş. Yani asıl amacı beni dinlemek. O günden beri mahalle de adı rock’çı nineye çıktı. n Türkü albümünüzü beğendi mi? - İlk dinlediğinde biraz sert buldu. ‘Ne bu dan dan dan’ dedi. Ama sonra alıştı. Şimdi hiç çıkarmıyormuş. Zaten annem ben ne yapsam dinler. Ona çok şey borçluyum. ANNEME ARMAĞAN OLSUNBen evden ayrıldığımda 20 yaşındaydım. Annem bir gün bile şu müziğin sesini kıs oğlum demedi. Müziği çok sever. Ablamın oğlu davul çalıyor. Annem o prova yaparken oturup saatlerce dinliyor. Düşünsenize 76 yaşında bir kadın davula bakıyor. Manyakça bir şey. Benim annem bu konuda manyaktır. Bu albümü yapmamın tek nedeni annemdir. Benim türkü söylememi çok istiyordu. Annemin istekleri ile dünyadaki müzikal gidiş aynı doğrultudaydı bu yıl. Anneler Günü’ne de denk geldi. Armağan olsun.Herkese duyuruyorum bundan sonra etnik rock yapacağımn Çok mu istiyordunuz bir türkü albümü yapmayı?- İlk albümümü çıkardığım günden beri.... Zaten eski albümlerimin hepsinde en az bir türkü söyledim. İlk albümde ‘Kızılcıklar oldu mu’, ikincisinde ‘Allı Turnam’ vardı. İtiraf edeyim son yıllarda tarzım biraz değişti. Şehir kokan şarkılarla kendimi daha iyi ifade ediyorum. Şehir yaşantısının verdiği tatlarla ve tatsızlıklarla konuşan bir şarkı dünyam var benim. n E o zaman bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Madem siz şehir şarkılarının adamısınız bu türkü albümü de neyin nesi? - Şehirli şarkılar söylerken kendime yaklaştım ama diğer yandan Anadolu türkülerinden uzaklaştım. Beni ben yapan türkülerden uzaklaşmak da beni çok rahatsız etti. ‘Bir türkü albümü çıkartayım ama bu albümün sound’u hiç olmadığı kadar sert olsun’ dedim, yaptım da. Bu albümle bundan sonraki albümlerimin de böyle sert olabileceğini hissettirmek istiyorum. Ama aynı zamanda yeni besteler yaparken etnik öğelere de yer vereceğim. Şehirli şarkıların içine tulum ve kemençe sıkıştıracağım. Herkese duyuruyorum. Ben artık etnik rock müziğine yöneldim. n Albümde çok bilinen, yıllardır söylenen türkülere yer vermişsiniz. Ama bazı şarkıların sözlerini değiştirmişsiniz. Sensiz yaşayabilmirem değil de sensiz yaşamak imkansız diyorsunuz? Sizce bu dinleyiciyi rahatsız etmez mi? - Rahatsız olacaklarını düşünmüyorum. Türkülerin sözcüklerini ya da cümle kuruluşlarını değiştirmek beni rahatsız etmiyor. Ama müzik yapılarının değiştirilmesine tamamen karşıyım. İşte asıl o zaman deforme etmiş olursunuz. Türküyü türkü yapan ritimleridir, makamıdır. ‘Burası aspat değil Halilim’ türküsünün altı değişik versiyonu vardır. Hepsinin sözleri değişiktir müziği aynıdır. n Albümdeki türküler hangi yöreye ait? - Ağırlıklı bir bölge yok. Ege de var, Trakya da, İç Anadolu da, Karadeniz de... Hatta Kıbrıs türküsü bile var. n Adana türküsü var mı? - Koymadım. Zaten benim öyle bir hemşericiliğim yoktur. İzmir’in kavaklarını söylerken kendimi İzmirli hissederim mesela... Belki sanatçı olmasaydım, belki diyar diyar gezip insanlarla kaynaşmasaydım, kendi dünyamı oradaki dünyalarla birleştirmeseydim Adanalı olmayı daha çok önemserdim. Ben ne kadar Adanalıysam o kadar Balıkesirliyim, o kadar Muğlalıyım o kadar Trabzonluyum. n Bu albümde sizin en sevdiğiniz türkü hangisi? - Birinci şarkı. Yandırdın Kalbimi. Haluk Levent bugün şarkı söylüyorsa o şarkı sayesindedir. n Nasıl yani? - ODTÜ fizikte okuyordum, 15 tatil için Adana’ya geldim ve bir daha okula dönmedim. Bir bilgisayarcıda çalışmaya başladım. Bir gün kuzenim ve bir arkadaşımla Cafe Apple’a gittik. Ben önden gittim. Arkadaşım ‘Bende para var sen ye, iç ben geliyorum’ dedi. Ben gittim,
yemek yedim ve ÅŸarap içtim. Ama cebimde metelik yok. Müzik dinlemeye baÅŸladım. Arkadaşım gelmedi. Åžarkıcılar ara verdiÄŸinde kenarda duran gitarı elime alıp, Yandırdın Kalbimi türküsünü mırıldanmaya baÅŸladım. O zamanlar baÅŸtan sona ezbere söyleyebildiÄŸim ve çalabildiÄŸim tek ÅŸarkı buydu. Sesim fazla çıkmış olacak ki bitirdiÄŸimde acayip bir alkış koptu. Kafe sahibi bana iÅŸ teklif etti. O günden sonra bilgisayar çipleri arasındaki hayatım gitar akortları arasına nakil oldu. n 13 yıldır albüm yapıyorsunuz. Sizin için bu kadar önemli olan bir ÅŸarkıyı neden bu kadar yıl beklettiniz? Bilmem. Bilinçli olarak saklamadım ama öyle oldu.Â
button