Anneme UFO beklediğimi söylemeyin o beni şantiyede mühendis sanıyor!

Güncelleme Tarihi:

Anneme UFO beklediğimi söylemeyin o beni şantiyede mühendis sanıyor
Oluşturulma Tarihi: Eylül 12, 2010 00:00

Semra Şalvan Cezlan inşaat mühendisi. Bir danışmanlık şirketinin Van temsilcisi. Evli ve bir kızı var. Kendi deyimiyle sıradan ve normal. Ama uğraştığı konu yüzünden kimi istihbaratçı sanıyor, kimi şizofren. Çünkü o bir ufolog. Yakında Van Gölü’ne kamp kurup uzaylıları gözleyecek. Zira, Van Gölü canavarının USO yani UFO’nun yüzme bileni olduğunu iddia ediyor. Uzaylıların mikroçip taktığı kişilere ekim ayında biyopsi yapılacağını anlatıyor. “UFO gören köylülerin çocukları cahil kalmasın” kampanyasına hazırlanıyor. Allahım bilimkurgu setinde miyim, ne!

“Benim kimseyi inandırmak gibi bir amacım yok” diyor gülerek. Evde de, işte de kendisiyle dalga geçilmesine alışmış. “Zonguldak Ereğli’de savaşan uzaylıları gören amcayı” anlatırken tutamıyoruz kendimizi; “Gülmeyin” diyor ama o da koyveriyor makarayı...
10 yıldır dünya dışı varlıkları araştırıyor. Son iki yıldır da uzaylı varlıklar ya da UFO gördüğünü söyleyen insanlara yardım ediyor. Onlarla iletişime geçiyor ve “Yalnız değilsiniz” mesajıyla, geçireceği olası evreleri anlatıyor. “Nasıl bulaştın bu işe” diye sorduğumuzda çocukluğuna dönüyor:
“Altı-yedi yaşlarındaydım. Balıkesir’de oturuyorduk. Bir gün arka bahçemizde, benimle aynı boyda, üç yeşil varlık gördüm. Kocaman siyah gözler, minicik ağız, burun yerinde iki delik... Roswell’de (1947’de ABD’de gerçekleşen olay) düşen varlık gibi. Onlarla ara ara bir yıl boyunca oyunlar oynadık. Benden başka kimsenin görmediğini anladığımda korktum. Zaten bir daha görünmediler. Yıllar sonra bilim teknik dergilerinde gördüm onları.”
Filmlerden etkilenmiş ya da dikkat çekmek için abartmış olmasın?
“Farzedin ki ben psikolojik bir şey yaşadım ve kendim uydurdum. Şimdi birçok insan aynı şeyi söylüyor. Herkes mi halüsinasyon mu görüyor?” diyor yaşadığı çevrede UFO’lardan bahseden ilk kişi olduğunu vurgulayarak.

BEYAZ UFOLU PRENSİNİ BEKLERKEN

Adının ‘UFO’cu kız’a çıktığı lise yıllarında hep astronomi ve uzay bilimleri okumayı hayal ediyor. Ancak aşiret mensubu ailesi istemeyince dayısının mesleğini seçiyor. Dicle Üniversitesi İnşaat Fakültesi’ni kazanınca Diyarbakır’a taşınıyor. İstanbul’daki Sirius UFO Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi ile tanışması da o yıllara rastlıyor. Kendisiyle oyun oynayan ve rüyalarına giren varlıklar bu kez maket olarak çıkıyor karşısına. Anlaşıldığını düşündüğü yerde araştırmaları daha ciddi boyut kazanıyor. Sürüngenimsi varlıkları incelerken bir ara su yılanı, kertenkele hatta tarantula besliyor. Beyaz UFO’lu prensi gelmeyince, sınıf arkadaşıyla evleniyor ve doğduğu yere, Van’a yerleşiyor. Bir firmanın inşaat mühendisi oluyor ama eşinin “Uğraşma bunlarla” demesine rağmen UFO merakı bitmiyor. “Ne geldiyse başıma, bu merakımdan geldi” derken Kayseri’deki meraklı kadın geliyor aklına:
“UFO’yu eşiyle birlikte görmüşler önce. Eşi camları kapatırken, o perde arasından bakmış. Evi, Ali Dağı manzaralı. Bir gün elektrik mavisi gibi bulutumsu bir ışık görünce arabasına atlayıp olay yerine gidiyor. Devasa bir çukur... Duman var, alev var dese, uyduruyor diyeceğim ama literatüre uygun şeyler söylüyor. Bu, UFO kazalarında görünen ışık. İnternette yardım mesajını görünce aradım. Uzun uzun konuştuk. Uzaylılar tarafından kaçırılıyordu. Sonra kayıp zamanlar yaşamaya başladı. Mutfakta bulaşık yıkarken, kendini yatak odasında yatarken buluyor ama aradan baş saat geçmiş; hiçbir şey hatırlamıyor. Ve onlardan hamile kaldı. Üç ay sonra telefon edip, ‘Kızımı doğurur gibi sancı çektim. Sabah kasığımda iki kesik vardı’ dedi. Korkuyordu. Sonra irtibatımız koptu. Boşanmış, Almanya’ya yerleşmiş.”

MİKROÇİPLİ UFOZEDELERE BİYOPSİ

Yeşil, mavi, gri, sürüngenimsi, insana benzeyen diye sıraladığı varlıklardan grileri anlatmaya başlıyor: “Griler çok meraklı ama nötr. Genetik mühendisliğinde çok ileriler. Genleriyle oynayarak acı, sevgi, mutluluk gibi hislerini yok etmişler. Aralarında statü farkı olmasın diye dış görünüşlerini bile değiştirmişler; hepsi aynı. Cinsel organları yok, klonlamayla ürüyorlar. Ancak çocuklarının büyümeleri sevgi ve şefkate bağlı. Bunun için hamile bıraktıkları ya da hamile kaldıkları insanı kaçırıp sevgisinden yararlanıyorlar. Bir kere kaçırıldınız mı tamam, ömür boyu devam ediyor.”
Tüm bunları nereden mi biliyor? Kaçırılanların anlattıklarından. Anlatılanlar bununla kalmıyor. Dünya devletleriyle gizli anlaşmalar, Erra gezegeni, dokuzuncu boyut, sayıyor da sayıyor... Kaçırılanlardan bazıları vücudunda mikroçiple dönüyor. Dünyada olmayan bir materyalden yapılan, genetik kodları çözmeye yarayan bu mikroçipler röntgen filminde net olarak ortaya çıkıyor. İnanmadınız mı? Kanıtı önümüzdeki ay. Semra Cezlan, ekim ayında İstanbul’da özel bir hastanenin sponsorluğunda vücudunda mikroçip bulunan birkaç emekli askere biyopsi yapılacağını ve bu mikroçiplerin çıkarılacağını söylüyor. Bunun için ABD’den profesör getirilecek ve biyopsi raporları medyaya dağıtılacak. Belki o zaman inanırsınız!

CANAVAR MI UZAYLI MI

“Uzaylı varlıklar en çok Bursa, Zonguldak, Kayseri, Antalya çevresinde yani yeraltı zenginliklerinin fazla olduğu yerlerde görülüyor. Van da bunlardan biri. Burada da uranyum kaynaklarından bahsediliyor. Van Gölü’nün altında üs kurmuş olabileceklerini düşünüyorum. Şu ana kadar Van Gölü canavarının kafasını gören yok. Herkes sırtını anlatıyor. USO’ları (tanımlanamayan yüzen cisim) disk şeklinde, yarım daire gibi düşünün. Belki onların suya inişi esnasında üstte kalan kısım sırt gibi algılanıyor. Yakın zamanda Van Gölü’ne bir gecelik kamp kuracağız. Geleceği varsa bir gecede gelir; yoksa zaten gelmez. Birçok arkadaşımız takip ediliyor. Sirius’ta yaşadığımız görüş ayrılıkları nedeniyle Orion UFO Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi’ni birlikte kurduğumuz ortağım Kuzey Atacan da bunlardan biri. Çektirdiği her fotoğrafta bir UFO oluyor. 500’e yakın fotoğrafı var.

UFO GÖREN KÖYLÜLERİN ÇOCUKLARI CAHİL KALMASIN

Selma Cezlan, UFO bilinirliliğini de artırmak istiyor. Bunun için bir mimar arkadaşıyla birlikte, tüm enerjisini güneşten alan, Doğu Anadolu’nun ilk UFO müzesini kurmayı planlıyor. Ardından Van’da bir UFO kongresi yapmayı düşünüyor. Son projesiyle gülümsüyoruz: “Çatak’taki bir okulda ‘UFO gören masum köylülerimizin çocukları cahil kalmasın’ kampanyası başlatacağız. Amacımız Orion UFO Araştırma Merkezi olarak kırtasiye yardımı yapmak ancak çocukları UFO’ları araştırmaya da sevk edeceğiz.”

HER GÜNÜM BİLİMKURGU, FİLMLERİNİ NE YAPAYIM

Türkiye’de ne kadar UFO araştırmacısı var?
- Çok fazla. Sadece bizim merkeze bağlı bin civarında insan var. 500’ünü şahsen tanıyorum. Sadece iki kadınız. Sirius’un kurucularından Farah Yurdözü ABD’ye yerleşti. IMU Üniversitesi’nde ufoloji dersi veriyor.

Çok yardım isteyen, arayan oluyor mu?
- Her gün telefon alıyorum. Mail kutum dolu. Amerika, Sidney hatta İran’dan bile arayan var. Yakında İstanbul’da dernekleşeceğiz.

Türkiye’de bu kadar gözlemevi varken onlar görmüyor mu bu araçları, varlıkları?
- Bazı şeylerin gizlendiğini düşünüyorum. Bazı astronomlar, bazı bilim adamları perde arkasında kabul ediyor; önünde reddediyor. Ayrıca bu cisimler boyut değiştirip materyal halden görünmez hale geçebiliyorlar.

Göründükleri kişileri seçiyorlar mı?
- Hayır, nalbantı da var tamircisi de. Ama karşılaştıklarımızın yüzde 90’ının geçmişinde var, ya annesi kaçırılmış, ya dedesi UFO görmüş. Çocuklarına da yansıyor.

Sen de annesin, çocuğun etkilenmiyor mu?
- Etkileniyor. Anlatıyorum, alışsın istiyorum. İleride bunun içine girecek nasıl olsa, öğrensin.

İnançlı mısın?
- Müslümanım. Örtülü değilim ama dini vecibelerimi yerine getiriyorum. Bunlar Kuran’da da var.

Bilimkurgu seyreder misin?
- Her günüm bunlarla geçiyor, film izlemiyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!