Güncelleme Tarihi:
ŞİZOFRENİYİ MATEMATİKSEL OLARAK YAŞIYORUM
Gazeteci İzzet Çapa, işletmeci İzzet Çapa’yı aldı karşısına, Hello! dergisi için sordu soru şturdu, yazdı: “Oturdum kendimle karşı karşıya, başladık birlikte mavraya... Vay be, nereden nereye gelmişiz!”
* İZZET ÇAPA: Manyak mısın oğlum, kendi kendinle röportaj yapıyorsun?
- İZZET PAŞA: Manyak olmasam senin karşına oturur muydum? Hayatım boyunca doğamda hep bir şizofreni oldu. * İZZET ÇAPA: İçinde daha kaç tane var bizlerden?
- İZZET PAŞA: Mülayim İzzet, Rockstar İzzet... Anarşist İzzet... Megaloman İzzet...
* İZZET ÇAPA: Dedikoducu İzzet’ten betersin, ipliğimizi iyice pazara çıkarıyorsun...
- İZZET PAŞA: Tamam sustum, zaten bu günlerde hepimiz iyi geçiniyoruz. İçimdeki İzzetleri topluyorum, çıkarıyorum, çarpıyorum... Senin anlayacağın şizofreniyi matematiksel olarak yaşıyorum.
* İZZET ÇAPA: Hiç şikâyetçi görünmüyorsun bu durumdan...
- İZZET PAŞA: Beni delirtmelerine izin vermiyorum. Söylediklerini süzgeçten geçirip aklıma yatanlarla büyüklere masallar anlatıyorum. İşine bak sen...
* İZZET ÇAPA: Tam dayaklıksın vallahi.
- İZZET PAŞA: Dayaklığım ama buna rağmen babam bile bir kere gösterdi beş kardeşi... 12 Eylül günleriydi... Eve Cumhuriyet gazetesiyle gelince ilk ve son dayağı yedim rahmetliden...
* İZZET ÇAPA: Hatırlar mısın Afife Hanım satacaktı bizi...
- İZZET PAŞA: Bizim evde çalışan kadın. Akşamüstleri elimden tutup kapı kapı dolaştırırdı. Meğer dileniyormuşuz da haberim yok. Afife Hanım, “Annesi evde yok, yemek alacağım” diye komşulardan para toplarmış. Anlayacağın 5 yaşından beri adımızı satıp prim yapmaya çalışanlar karmamızda var. Sonra beni satmaya çalıştığı ortaya çıktı da... O günden sonra görmedik Afife Hanım’ı...
* İZZET ÇAPA: Şu Çapalar’ın tarihini de bir anlatsan... İzzet Kaptan vardı değil mi önce?
- İZZET PAŞA: İzzet Kaptan, I. Dünya Savaşı öncesi İstanbul’un sayılı zenginlerindenmiş. Bir de yeğeni Nuri Bey var, kardeşi gibi sevdiği. İzzet Kaptan 60’ına yaklaşırken Hamide Hanım’la evleniyor. Ondan iki çocuğu oluyor... Bedii ve Şadıman.
* İZZET ÇAPA: Bedii babamız ise İzzet de büyükbabamız demek...
- İZZET PAŞA: Bravo... Zekâna hayranım. Nuri Bey büyükbabamdan daha çabuk tutmuş elini, Nafia Hanım’la evlenip ondan da üç çocuk sahibi olmuş...
* İZZET ÇAPA: Bildiğim kadarıyla maddi durumu pek iyi değilmiş...
- İZZET PAŞA: Dişe dokunur pek bir iş yapmamış o güne kadar. Ama bir gün, bir Ermeni’den el değirmeni satın alıyor...
* İZZET ÇAPA: Ne yapacakmış ki değirmeni?
- İZZET PAŞA: Savaş yılları... Derler ya ekmek karneyle satılıyor... Dedem de aldığı bu değirmenle pirinci un haline getirip evdeki çoluğun çocuğun karnını doyuruyor.
* İZZET ÇAPA: Bunlar aç biilaçken nasıl fabrikatör oldular?
- İZZET PAŞA: Mahalledeki teyzeler kulaktan kulağa bu haberi cümle âleme yayıyorlar. Bir sürü savaş mağduru pirinç unu almak için dedemin kapısını aşındırıyor. Hâl böyle olunca da sevgili Paşa Dedem işi ticarete döküp 1915’te ilk Çapamarka pirinç unu fabrikasını kuruyor.
* İZZET ÇAPA: Yeter, bugüne gel. “İzzet Paşa” neden kaldırıldı yayından, reyting canavarına mı boyun eğdin?
- İZZET PAŞA: Geçen gün sen değil miydin “Mekân açmanın zamanı geldi, yeni bir şey yaptığın yok” diyen. Hem yeni mekân açmamı istiyorsun hem de bu projelerle ilgilenmem için vakit kalsın diye televizyona ara verince “Program tutmadı mı?” diye çirkeflik yapıyorsun.
* İZZET ÇAPA: Neymiş yeni projeler?
- İZZET PAŞA: Bir değil, iki Limonata geliyor arka arkaya.
* İZZET ÇAPA: Nerede olacak peki bu mekânlar?
- İZZET PAŞA: Limonata Downtown Akaretler’de hizmete girecek. Pink Limonata ise Nişantaşı’nın göbeğinde...
* İZZET ÇAPA: Senin için deli diyorlar biliyor musun?
- İZZET PAŞA: Desinler değişemem. Zaten biz, üyelerinin yüzde 85’i zırdeli olan bir aileden gelmiyor muyuz?
* İZZET ÇAPA: Vallahi kızınca aynı babama benziyorsun.
- İZZET PAŞA: Sen de öyle. Ne adamdı değil mi ya? Hele anneme olan aşkı kitaplara konu olacak cinstendi.
* İZZET ÇAPA: Haklısın, aşk olmasa da yemek kitabına konu olabilirlerdi.
- İZZET PAŞA: Ezogelin hikâyesinden bahsediyorsun.
* İZZET ÇAPA: Anlatsana şunu.
- İZZET PAŞA: Annemiz Gürnar’a gönlünü kaptırmış bizimki. Ancak birbirlerine tutkuyla bağlanan çiftin arasına ezogelin çorbası girmiş! Annemiz ezogelin çorbası tutkunuymuş o zamanlar. Babamı her akşam ezogelin içmeye kebapçıya götürürmüş. Malum valide güzel hatun, bir dışarı çıkıyorlar, bütün gözler üzerinde... Bedii Çapa bunun üzerine günlerce hazır çorbanın formülünü çıkarmak için uğraşmış durmuş. Ve Türkiye’nin ilk hazır çorbası çıkıvermiş ortaya. Şaka maka kıskançlığı paraya çevirmiş Mr. Çapa. Hazır çorba her eve girmiş.
ANNEME İSYAN NİYETİNE EVLENDİM
* İZZET ÇAPA: Sen ne zaman böyle bir aşk yaşayacaksın? İş hayatındaki başarını özel hayatında gösteremiyorsun.
- İZZET PAŞA: Adı üstünde özel hayat, kapa çeneni.
* İZZET ÇAPA: Bir ara evlenmedin mi sen?
- İZZET PAŞA: Evlendim ama onun sebebi aşk kadar anneme isyandı.
* İZZET ÇAPA: Ne istedin kadından? Ne çekti be annen senden İzzet, ne çekti?
- İZZET PAŞA: Kendisi de az çektirmedi ama. “Âşık oldum evleniyorum” diye yanına gittiğimde ne dediğini hatırlamıyor musun? Alyansları takınca, “Altın akıllı yatırımdır. Bugün alır yarın satarsın. Paran hep cebinde oğlum” demişti!
* İZZET ÇAPA: Az cadaloz değildi vallahi; tam filmlerdeki kaynana...
- İZZET PAŞA: Cadalozdur ama canımın içidir, bir tanemdir o benim.