Annem Uyurken bugün başlıyor

Güncelleme Tarihi:

Annem Uyurken bugün başlıyor
Oluşturulma Tarihi: Haziran 27, 2012 11:56

Kanal D, yaz sezonunu kahkahayla karşılıyor. Hümeyra, Büşra Pekin ve Şükrü Türen’in başrolleri paylaştığı yeni komedi dizisi “Annem Uyurken” ilk bölümüyle bu akşam ekranda olacak.

Haberin Devamı

İşte 10 sene önce kızının düğününde fenalaşıp komaya giren Gül Hanım, onun dünya umurunda olmayan kocası Hasan, annesinin yokluğunda aileyi bir arada tutmaya çalışan Defne ve başına buyruk büyüyen üç çocuğun hikâyesini anlatan dizinin kahramanları...

GÜL (Hümeyra): Deli Seyfettin’in varisi 

146 yıllık Deli Seyfettin Lokumcusu’nun varisidir. Babasının ölümünden sonra mutfaktan çok dükkanın işletmesiyle ilgilenmek zorunda kalmış, işleri de gayet iyi yürütmüştür. Başarılı, becerikli, saygılı, prensip sahibi, görgüye ve hürmete özen gösteren bir kadındır. Neşeli ve enerjik bir yapısı vardır. Her şey yolunda giderken, büyük kızı Defne okulunu bitirip mimar olmuşken, hayırlı kısmet Cem ile evlenecekken, en küçük oğlu Murat daha yeni yeni “anne” demeye başlamışken, Derya sorunsuz bir ergenlik yaşarken, dükkanda işler yolunda giderken birden bire tıp tarafından da tam olarak tarif edilemeyen bir şey olmuş ve Gül, Defne’nin düğün günü birden fenalaşmıştır. Gelin başının yapıldığı esnada, kafasının sokulduğu makineden elektrik akımı geçmiş, bu olay beyninde bir şoka neden olmuş ve Gül 10 yıl süren bir uykuya dalmıştır.

Haberin Devamı

DEFNE (Büşra Pekin): Ailenin bahtsız ferdi    

Ailenin büyük kızıdır. Başarılı bir lise ve üniversite hayatı geçirmiş, mimar olmuştur. Gençken neşeli ve hayat dolu bir insan olduğu rivayet edilir. 10 yıl önce, düğün günü Gül’ün derin bir uyku haline geçmesi ile hayatı birden bire alt üst olmuştur. Kardeşleri annelerinin eksikliğinde onun arkasından işler çevirmiş, kendilerince ayakta kalma yolunu bulmuşlardır. Defne hem üç kardeşi, hem babası hem de uyku halindeki annesi ile uğraşmaktan kendisine söylenen yalanların, arkasından çevrilen işlerin farkına varamamıştır.

HASAN (Şükrü Türen): Hayatı yalan bir adam

Gül’le evlendikten sonra Deli Muhittin Lokumcusu’nda içgüveysi olarak işe başlamıştır. Bütün işleri Gül hallettiği için hep rahat bir hayat sürmüştür. Ta ki Gül komaya girene kadar... O güne kadar her şeyi derleyip toplayan Gül gittikten sonra Hasan, sudan çıkmış balığa dönmüştür. Hayatta hiç sorumluluk almamış olan Hasan bir yandan büyümekte olan dört çocukla, bir yandan işleyen dükkanla kalakalınca ne yapacağını bilememiştir. Gül’süz hayatta savrulup dururken sığınacak bir liman olarak alt komşusu Nuran’ı bulmuştur. Spontan, hızlı, sonunu düşünmeden söylediği yalanlar, kendisinin ve çevresindekilerin başını belaya soksa da Hasan her zaman o an için en kolayı neyse onu yapar.

Haberin Devamı

DERYA (Seda Türkmen): Bencil ve çıkarcı küçük kız

Defne’nin bir küçüğü Derya, güzel, alımlı bir kızdır. Defne’nin aksine dünya umrunda değildir. Bencil ve çıkarcı bir insan ama sevimliliği sayesinde bu kötü özellikleri ilk görüşte pek su yüzüne çıkmamaktadır. “Kendini mutlu etmeyen başka kimseyi mutlu edemez” şiarıyla yaşar. Ergenlik çağında annesiz kalınca hayatta kalma yöntemlerinden en kestirmesi olan çıkarcılığı seçmiştir. Sabırsızdır, istediği, arzuladığı her ne ise hemen gerçekleşsin ister.

MERT (Bora Akkaş): 20 yaşında, öğrenci ve evli

Mert 20 yaşında olmasına rağmen halen lisede okumaktadır. Annesi ayakta iken öğretmenleri tarafından sevilen, geleceği parlak gösterilen öğrencilerden biriyken, annesi uyuduktan sonra kendini salmış, parlak zekasını derslerden başka işlere vermiştir. Okula pek uğramadığı için sürekli devamsızlıktan kalmıştır. Önündeki örneklerden gördüğü kadarıyla okul sonrası hayat pek iyi gitmemektedir. Mert’in hedefi okul hayatını olabildiğince uzun tutmaktır. İşte liseyi 6 yılda bitireceğine göre, üniversite de bir 10 yıl sürse, sonra yüksek müksek derken rahat rahat yaşarım diye düşünmektedir. Bu planlarına sonradan “Yurtdışında hayat güzel yahu” diyerek Almanya hedefini eklemiş, bunun üstüne yeni tanıştığı, bir yandan Alman vatandaşı olan İclal’le yıldırım evliliği yapmıştır.

Haberin Devamı

MURAT (Can Bartu Aslan): Evin en küçük çocuğu

Evin en küçük çocuğu... Gül Hanım komaya girdiğinde henüz 2 yaşında olduğundan, evde annesinden ve onun meşhur eğitiminden en az nasibini almış bireydir. Annesini hayal meyal hatırlamaktadır. Özünde çok iyi bir çocuk olmasına rağmen içine düştüğü otorite boşluğu sebebiyle Murat küçük yaşında kendini para kazanmaya adamıştır. Okul içinde yaptığı şeker çikolata alışverişleriyle başlattığı küçük ticari hayatı, tarihe olan merakı, annesinin geldiği köklü ailenin sahibi olduğu çok sayıda değerli eski eşya sebebiyle bugün antikacı olarak sürmektedir.

İCLAL (Algı Eke): Ailesi evlendiğinden habersiz

20’li yaşlarının başındadır. Hannover’de doğup büyümüş, liseyi orada bitirmiştir. İclal bir ay önce Türkiye’ye, teyzesinin yanına tatile gelmiş, yeni tanıştığı Mert’e aşık olmuş ve çılgınca bir karar alarak anında onunla evlenmiştir. Ailesinin şimdilik evlendiğinden haberi yoktur. Almanya’da istediğini bulamayan İclal, aradığı aşkı Mert’te bulacağına inanmıştır. Planları basittir. Alman vatandaşı olan İclal, Mert’i de yanında Hannover’e götürecek, kocası ile Almanya’da mutlu ve rahat bir ömür geçireceklerdir.

Haberin Devamı

LÜTFİ (Erkan Köse): Lokum ustasının yeğeni

Lokum ustası Necip’in Konya’da yaşayan yeğenidir. Necip ustadan sonra ailenin en büyük erkek çocuğu olarak lokum ustalığı geleneğini sürdürmek kendisine kalacaktır. Konya’da işinde gücünde bir elektrikçi olan Lütfi’in hayatı İstanbul’dan gelen davetle alt üst olur. Kendince planını yapar, lokumcuya gidip ortalığı darmadağın edip kendi hayatına dönecektir. Fakat beklemediği bir şey olur. Lokumcunun kızı Defne’ye aşık olur.

AVNİ (Bülent Seyran): Cinayet masası komiseri

Cinayet masası komiseridir. Çok uzun yıllardır cinayet davalarına bakmasına rağmen hiçbir vakayı sonuçlandıramamıştır. Aslında çok zeki ve yeteneklidir fakat her seferinde son aşamada bir takım aksilikler olmakta ve Avni yanlış yöne sapmaktadır. Bu durum, camia içinde iyiden iyiye alay konusu haline gelmiştir. Normalde bilinen tüm yöntemlerden farklı yöntemlere sahiptir. Bir bilgiye ulaşmak için en doğru yerin kaynağına bakmak olduğunu düşünen tüm dünyanın aksine Avni, denize döküldüğü yere bakmaktadır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!