Annelik görevlerinden yırtma rehberi

Çakma Anne misiniz?

Çocuk sahibi olmadan önce onlardan nefret ediyor muydunuz?
Şimdi (kendinizinki hariç) daha mı fazla nefret ediyorsunuz?
İnsanlar, “Anne olmak çok yorucu” dediğinde, “Benim için öyle değil” diye düşünüyor musunuz?
Sırf bir saat daha fazla uyumak için çocuğunuzun mutluluğundan bir parça feda etmeye hazır mısınız?
Çocuk doktorunuzun (söylediklerine katılmadığınız için) tavsiyelerine uymadığınız hiç oluyor mu?
Çocuğunuzu okula yollamamanız için ateşi en az 38 mi olmalı?
38 derece ateşi varken, ‘Okula yollamama tavanını’ 39’a çıkarmayı düşündüğünüz hiç oldu mu?
Diyelim ki parkta iki tür anne var: ‘Çocuğuyla oynayan anne’ ile ‘Bankta cep telefonuyla mesajlaşan anne’. Siz ikinci türden misiniz?
İki tür bakıcı arasında tercih yapmak zorunda kalsanız:
a) Çocuğunuzla oynayan ama geç gelen.
b) Çocuğunuzla ilgilenmeyen ama vaktinde gelen.
B şıkkını mı tercih edersin? (A şıkkındaki bakıcının vaktinde gelmesini sağlarım falan demeyin)
Anne olmak, kendi annenizin düşündüğünüzden de kötü olduğunu anlamanıza mı yol açtı?

SONUÇ: Üçten fazla evet yanıtı verdiyseniz, ‘Çakma Anne’siniz. Hepsi ‘evet’ ise, idolümüzsünüz.

10 saniye kuralı: Yere düşen emzik

Bu, o sırf dostlar alışverişte görsün diye yapılan annelik görevlerinden biri. Sokaklar şarbon ya da kokainle kaplı değil. Bebeğiniz, yere düşen emziğini ağzına geri verdiniz diye ölecek de değil... Aslına bakarsanız, sokağın o kendine has benzersiz besinlerini hazmederse bağışıklık sistemi daha bile güçlenebilir. Emzik düştüğünde iki aşamalı süreci uygulayın. Emziğin düştüğünü gören oldu mu?
1. Olmadıysa: Emziği bluzunuza silin. Bebeğin ağzına geri yerleştirin.
2. Olduysa: Şahit var. Belki de telefonuyla filme çekti ve ‘korkunç anne’ başlığıyla YouTube’a koyacak. Yapmanız gereken önceki çözüme aşama eklemek. Emziği bluzunuza sildikten sonra ağzınıza koyun. İyi bir asker gibi kendinizi öne atın. Sonra da bebeğin ağzına geri koyun. YouTube skandalı önlendi.
Unutmayın: Yanında yedek emzik taşıyanlardansanız, bu kitap size göre değil. Kusura bakmayın, öyle.

Ekran başında geçirdiği zaman artıyor mu?
Bahaneniz var

Küçük yavrunuzun sürekli ekran başında olması hoşunuza gitmiyor. Bunun nelere sebep olabileceği aklınızın gerisinde hep sizi rahatsız ediyor. O halde bu endişe ile nasıl başa çıkacaksınız? Yapılacak tek bir şey var: Endişelerinizi anlamsız kılacak alternatif senaryolar bulun ve onlara sarılın.
Çocuğunuz öğreniyor:
Saymayı.
Dokunmatik ekran kullanmayı.
Dokunmatik ekran kullanarak nesneleri saymayı, sonra da onları öldürmeyi.
Çocuğunuz şunları yapmıyor:
Köpeğe güneş gözlüğü takmıyor.
Tırnağıyla kız kardeşinin bacağını çizmiyor.
Sonra da aynı çiziklerin üstünden ayak tırnaklarıyla geçmiyor.
Öyleyse çocuğunuz büyüyünce şunlar olabilir:
Uygulama geliştiricisi.
Bilgisayar programcısı.
Evden hiç dışarı çıkmayan, obez bir bilgisayar oyunu bağımlısı (Bir dakika ya, bu da nereden çıktı? Amaaan; aklınızın gerisi’ bi’ susuversin artık.)

Her hafta sonu 09.00’a kadar yatakta kalmanın yolları

KAHVALTIYI GECEDEN HAZIR BIRAKIN
Bütün elma. (Dilimlemeyin. Çünkü kahverengiye dönerlerse, kapınız ‘bozuk elma’ yüzünden çalınabilir.)
Dilim peynir (saklama poşetinde).
Alıştırma bardağında meyve suyu (çocuk başına iki bardak).
Zeytin ezmeli sandviçler (ya da zeytin ezmesi yerine artık ne kullanıyorsanız).
Kurabiye. Sonunda evlatlarınız ‘Çakma Anne Prensibi’ olarak bilinen kuramı öğrenecekler:
Anne + uyku = kurabiye ve çizgi film. (Sağlıklı kahvaltıyı hafta
içine saklayın.)

EĞLENCE

Bu tavsiye enerji israfı içeriyor, çevreciler duysa çok kızar. Çocuğunuzun kumandada ‘play’ tuşuna basmayı bildiğini farz ediyoruz. Televizyonu gece açık bırakın (gelecek nesillerden bu
israf için özür dileriz). DVD oynatıcıyı 90 dakikalık ‘Meraklı Maymun’ türünden bir çizgi filmin açılış sahnesinde durdurun. Kumandayı orta yere bırakın. Oğlunuz sabahın köründe sizi kaldırmaya gelirken, televizyondaki sarı kıyafetli adamı ve kumandadaki play tuşunu gördüğü anda sizi unutacak. DVD oynatıcınız veya çizgi film DVD’niz yoksa, çizgi film kanalını açıp bütün gece açık bırakın.

Unutmayın: Çakma Anne Prensibi: Anne + uyku = kurabiye ve çizgi film.

Bezini dolduran yenidoğanı anında başkasına teslim etmenin püf noktaları

1. ‘Annenin zaman aralığı’nı tanımayı öğrenin
Bu, bir annenin kaçış fırsatlarını fark ettiği çok kısa bir zaman birimidir. Söz konusu durumda, bebeğinin bezini doldurmasıyla herkesin kokuyu duyması arasındaki saniyeleri ifade eder. Bunu fark edebilmek, bebeğinizle aranızdaki bağı güçlendirir. Her bebeğin bir “ohhh be” suratı vardır ve sizinki de bu ifadeye bürününce onu babasına, dedesine, anneannesine ya da bakıcısına vermek için kısacık bir süreniz var demektir. Bebeğinizi tanıyın. Bırakın da bez değiştirmekten kaçma konusunda size yardımcı olsun.
2. Odadan sessizce kaçın
Sadece çıkıp gidin. Bir yetişkinden itiraz sesleri
yükselebilir ama asla arkanızı dönmeyin. Tıpkı ölümcül bir patlamadan ağır ağır uzaklaşan bir macera filmi yıldızı gibi odayı terk edin. Acele etmeden ve sırıtarak.