Güncelleme Tarihi:
Bir yıldır Başbakan Erdoğan ile görüşmediklerini söyleyen Eroğlu, “Türkiye’nin her dediği olmazsa para kesilecek gibi bir düşünce içine insanları sokmak bana göre psikolojik bazı sıkıntılar yaratır” dedi. Eroğlu özetle şunları söyledi:
BENİM bir kavgam yok. Kendimde bir suç da görmüyorum. Yalnız buradan Ankara’ya değişik raporlar gidiyor. Ben buradaki Büyükelçi’ye ve Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’a “Benim hakkımda size gelen raporlar yanlıştır. İsterseniz gelin oturalım konuşalım” dedim. Atalay geldi ve benimle görüşmeden döndü. Benimle görüşmediği gibi Meclis Başbakanı ile de görüşmedi. Ahmet Davutoğlu da iki kez ziyaretini erteledi. Türkiye’nin her dediği olmazsa para kesilecek gibi bir düşünce içine insanları sokmak bana göre psikolojik bazı sıkıntılar yaratır.
‘DOSYANDA ŞUNLAR YAZAR’
Başbakan’la en son bir yıl önce görüştük. Üç ay önce de sadece dayısının vefatı nedeniyle bir başsağlığı telefonumuz oldu. Ankara ile bir problemim yok. Benimle başkalarının varsa onu da bilmem. Siyasi muhaliflerimin söyledikleri doğruymuş gibi kabul ediliyor. “Dosyan var, dosyanda şunlar yazar” diye kimse bana bir şey söylemedi ama benim anladığım buradan yanlış bilgiler gittiğidir. Geçen cumhurbaşkanlığı seçiminde Mehmet Ali Talat’ın danışmanı Erol Olçak’tı. Olçak, Tayyip Bey’in baş reklamcılarından herhalde. Seçimi ben kazandım, Talat kaybetti. Tahmin ederim, Erol Bey bunu hazmedemedi çünkü bu defa kurultayda İrsen (Küçük) Bey’in danışmanı olarak geldi ve ‘Biz rövanşı almaya geldik’ dedi. Olay öyle başladı.
SOĞUKLUĞA NEDEN BULAMIYORUM
Bu arkadaş (Küçük) başarılı olsaydı geçen sefer elinden tuttuğumuz gibi bu sefer de elinden tutardık. Başarısızdır, hem parti küçülüyor, hem de Türkiye’ye karşı tepkiler artıyor, dolayısıyla kendisini desteklememiz mümkün değil. Atalay’ın benimle görüşmemesi belki öfkesinin bir ifadesiydi, bilmiyorum. Ben dinlemedim, Ahmet (Kaşif) Bey’den yana tavır koydum diye bir öfkesi vardı belki, herhalde geçmiştir, temennim geçmiştir. Bir soğukluk yaratıldı. Ben kendime göre bir neden bulamıyorum. Eğer bir soğukluk varsa nedenini bir kısmı cumhurbaşkanlığı seçimlerine bağlar, bir kısmı İrsen Bey’i desteklemediğime bağlar.
40 senedir beni anlamadılarsa
CUMHURBAŞKANI Derviş Eroğlu şöyle devam etti: “Tam 40 senedir siyasetin içindeyim, 40 senede Türkiye beni anlayamamışsa bundan sonra zaten anlayamaz. 40 senedir benim her şeyim açık, Türkiye’ye karşı tavrım, gelmiş geçmiş bütün hükümetlerle ilişkim herkes tarafından bilinen şeyler. O yüzden şimdi gidip Derviş Eroğlu şudur budur demeyi doğrusu uygun bulmuyorum. Ne yaşım buna müsaittir, ne de pozisyonum.”
100’ÜNCÜ YILDA İKİ DEVLET
Eroğlu, 10 yıl sonra (2023) KKTC’yi nasıl gördüğüne yönelik bir soruyu ise, “Çözüm bulunamazsa, herhalde artık masadan kalkmış, Kıbrıs’ta iki ayrı devlet, birini bütün dünya tanır, diğerini bazı dünya devletleri tanır gibi bir durumda olabiliriz. İki devlet yan yana Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılını kutlarız” diye yanıtladı.
KKTC, TOMA’ya karşı
KKTC güvenlik kuvvetlerine Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı (TOMA) alınması kararı, Gezi eylemleriyle birlikte adada gündem maddesi oldu.Sendikalar ve sol örgütler Gezi olaylarını ve TOMA ihalesini protesto gösterisi düzenlendi. Lefkoşa Kuğulu Park’taki oturma eyleminde, “Her yer Taksim her yer direniş,” “Kıbrıs’ta TOMA istemiyoruz” ve “TOMA değil, yangın helikopteri istiyoruz” sloganları atıldı. İhale süreci devam ediyor.