Güncelleme Tarihi:
Türkiye'nin her yerinden kalkan o cenaze törenlerinde yarım kalan hayatlar yüreğimizi dağladı.
Bombadan etrafa saçılan bilyeler gibi içimizi parçaladı.
Terörün her türlüsüne lanet ederek, Türkiye'yi derinden sarsan o hikayeleri paylaşıyoruz...
ACI TESADÜFÜN FOTOĞRAFI
O da 19 yaşındaydı. O da Ali İsmail gibi öğrenciydi. Ne acı tesadüf ki, Ali Deniz Uzatmaz da hep 19 kalacak... Ankara'daki saldırıda hayatını kaybeden Ali Deniz, Ali İsmail Korkmaz'ın ölüm yıl dönümünde fotoğrafı önünde görüntülenmişti. Şimdi ise, Ali Deniz'in anma töreninde bir başka akranı onun fotoğrafını tutuyor...
"BARIŞI NASIL ANLATACAĞIM"
Ankara'daki korkunç patlamada 9 yaşındaki Veysel Atılgan da hayatını kaybetti. Babası İbrahim Atılgan'la birlikte toprağa verildi. Ardında, sınıf arkadaşlarının sırasına bıraktığı karanfiller ve boncuk boncuk gözleriyle bize baktığı fotoğrafı kaldı.
Bir de sınıf öğretmeni Sabahat Yıldırım'ın kaleme aldığı mektup: "Küçücük bedeninde taşıdığın kocaman yüreğinle barış dediğin için katillerin hedefi oldun. Şimdi söyle güzel gözlü, güzel yürekli çocuğum nasıl anlatayım arkadaşlarına barış sözcüğünün anlamını?"
"BABAM ONLAR YÜZÜNDEN ÖLDÜ"
43 yaşındaki Ahmet Karturlu, 3 çocuk babasıydı. Cenazesinde tabutunun üstüne terör örgütü PKK'nın renklerini taşıyan bez parçaları serilmek istendi. Oğlu Harun Karturlu devreye girdi: “İstemiyorum sermesinler, benim babam onlar yüzünden öldü”
"AİLESİ YOK. CENAZESİNE SAHİP ÇIKALIM"
36 yaşındaki Berna Koç, bebekken ailesini trafik kazasında kaybetmişti. Daha sonra evlatlık verildi fakat evlatlık verildiği babası da hayatını kaybedince yetiştirme yurduna gönderildi. Berna, bir yandan temizlik işçisi olarak çalışıyor, bir yandan da üniversite sınavına hazırlanıyordu. Her şeye rağmen Celal Bayar Üniversitesi Harita ve Kadastro bölümünü kazanmıştı. Halkevleri İzmir Şubesi üyesiydi. Ölenlerin arasında ismi açıklanınca “Berna’nın ailesi yok. Cenazesine sahip çıkalım” duyuruları yapıldı.
Berna'nın cenazesi kimsesiz bırakılmadı, tabutunu kadınlar omuzladı. Tabutunun üzerine de Halkevleri ve gökkuşağı flamaları örtüldü.
BARIŞ DERKEN İKİ CANIM GİTTİ
Bir babanın en zor görevi... Kızını elleriyle toprağa vermek...
Şanlıurfa'da öğretmenlik yapan İzzettin Çevik, mitinge HDP milletvekili adayı eşi Hatice Çevik ve kız kardeşi Nilgün Çevik'le gelmişti. Üniversite öğrencisi kızı Sidar Çevik'le buluştuğu an patlama oldu. Kızı ve kardeşi patlamaya en yakın noktadaydı. Yaralanan eşine sarıldığı fotoğraf acının sembolü oldu.
Kızı Didar seneye mezun olacaktı. Sözleri her şeyi açıklamıyor mu: "Biz barış diyorduk. Başka bir şey demiyorduk. Onlar da Ankara'nın göbeğinde bize bunları yaptılar. Şimdi tek arzum canlarımı toprağa vermek"
İzzettin Çevik kızını, tabutunun üzerinde gelinliği ile defnetti...
"BİZ BARIŞ DEDİK, ONLAR ÖLÜM DEDİ"
Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) Ankara Şube Sekreteri ve TCDD çalışanı Ali Kitapçı patlamada hayatını kaybedenler arasındaydı. Bazen kelimeler yerine fotoğraflar konuşur ya işte bu fotoğraf da onlardan biriydi.
Oğlunun annesine sarılarak ağlaması, hayat arkadaşını kaybeden Emel Kitapçı'nın metaneti hafızalara kazındı. Emel Kitapçı acısını bu sözlerle anlattı: "Biz barış dedik, onlar ölüm dedi"
1 YIL ÖNCE EVLENMİŞLERDİ
Yılmaz ve Gülhan Elmascan çifti bir yıl önce evlenmişlerdi. Eşi Yılmaz makinistti, Gülhan ise öğretmendi. El ele verip sırtladıkları bu hayata yine el ele veda ettiler.
Gülhan öğretmenin babası feci patlamayı şöyle anlattı: "Ciğerimi kopardılar. 30 metre mesafemiz vardı. Orada oynayan, gülen, halay çeken insanları niye katlettiler?"