Güncelleme Tarihi:
Ölümünün 6'ncı yıldönümünde yakın dostları tarafından anılan kralların ressamı Rahmi Pehlivanlı, ardında ölümsüz eserler ve kendisine halen tutkuyla bağlı vefalı bir eş bıraktı.
Ressam ve öğretmen olan Nurhan Pehlivanlı, henüz 22 yaşındayken Rahmi Pehlivanlı’nın 36’ncı sanat yılı kapsamında Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nde açtığı sergide tanışmış. Hızlı başlayan aşkları, evlilikle sonuçlanmış. Büyük bir hayranlık ve sevgiyle bağlanmış eşine ve ölümüne kadar bir daha yanından hiç ayrılmamış. Evliliklerini ‘‘Hayatımızda hep tuvaller, fırçalar, paletler vardı. Resimler çocuklarımız oldu’’ sözleriyle anlatıyor.
Rahmi Pehlivanlı ile birlikte Türkiye'yi dolaşarak yörelerin karakteristik özelliklerini yansıtan resimler üzerinde çalışmışlar. Nurhan Hanım tabloların ’80’li ve 90’lı yılların Türkiyesi’ni anlatan bir belgesel niteliğini taşıdığını vurguluyor: ‘‘Projenin başından sonuna kadar birlikte çalıştık. Doküman topladım, detaylar çıkardım. Bu koleksiyonun nasıl oluştuğunu anlatan bir video film çektim. Fotoğraf ve slaytlarla filmi destekledim. Bölgelerin karakteristik yönleri, coğrafi yapısı, tarihi değerleri ve insan yapısının belirlenmesinde eşime yardımcı oldum.’’
Şu an bu tablolar, Rahmi Pehlivanlı'nın 1992 yılında kurduğu PEKSAV vakfı bünyesinde toplanmış. Vakıf, ortak projeleri olmasına rağmen Rahmi Pehlivanlı’nın ölümüyle yarım kalmış. Ama Nurhan Hanım, bayrağı devralmış ve tek başına projeyi hayata geçirmeyi başarmış. Evinin hemen bitişiğindeki daireyi PEKSAV'a tahsis etmiş ve halen faaliyetlerini orada sürdürüyor. Amacı bütün bu eserleri halka ulaştırmak, herkesin görüp tanımasını sağlamak.
MÜZE HAYALİ
Nurhan Pehlivanlı, Ankara Kalesi’ndeki tarihi evlerden birini satın alarak Plastik Sanatlar Müzesi haline getirmeyi planlıyor. Merhum sanatçının bütün eserlerini bu müzede sergilemeyi düşünüyor. Müzede ayrıca sanatçılar için dinlenme ortamı oluşturulacağını söyleyerek: ‘‘Bu konuda Cumhurbaşkanı da dahil diğer bütün ilgililerle görüştüm, olumlu cevap aldım. Ancak hâlâ hayata geçiremedim’’ diyor. Bunun nedenini ise titizliğine bağlıyor.
Ayrıca ünlü ressamın çocukluğunun geçtiği ve çok sevdiği Kızılırmak kıyısındaki Esatmüminli köyünde vakıf tarafından kurulacak Sanatçılar Köyü'nü plastik sanatlar alanında öğrenim gören yetenekli gençlere ve sanatcılara armağan etmek istiyor.
ADIM ADIM ANADOLU
Türkiye'yi adım adım gezerken topladığı eşyalar, Anadolu’nun yöresel motiflerini ve renklerini yansıtıyor. Dekorasyon, bir ressam zerafeti ve albenisinin izlerini taşıyor. Gizemli bir havası olan salonda, teknolojik olarak göze çarpan tek şey dev ekran televizyon oluyor. Nurhan Pehlivanlı, kendisine ve hayata haksızlık olduğunu bilerek, yine de yanlız yaşamayı sürdüreceğini söylüyor. Resmin, vakfın ve sanatın başka hiçbir şeye yer bırakmadan yaşamını doldurduğunu düşünüyor ve yapacak daha çok şeyinin olduğuna inanıyor. O bir sanatçı ve her sanatçı gibi sanattan söz ederken gözlerinin içi parlıyor.