Angelina’nın desteği arkamda

Güncelleme Tarihi:

Angelina’nın desteği arkamda
Oluşturulma Tarihi: Haziran 12, 2013 00:00

Bosnalı oyuncu Alma Terzic, Hollywood yıldızı Angelina Jolie’nin çektiği “Kan ve Bal Ülkesinde” filmiyle adını tüm dünyaya duyurdu. Ardından Türkiye’ye geldi, “Mavi Kelebekler” ve “Veda” dizilerinde rol aldı. Şimdi de Orhan Tekeoğlu’nun “Öyle Sevdim ki Seni” filmiyle seyirci karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Terzic’in Ukrayna’dan Türkiye’ye gelen Olga adlı genç bir öğretmeni canlandırdığı film, sonbaharda vizyona girecek.

Haberin Devamı

İstanbul’a “Mavi Kelebekler” dizisi için gelmiştiniz. O diziye nasıl dahil olmuştunuz?          

- Yapımcı Pelin Akad, “Kan ve Bal Ülkesinde” filmini izlemiş, beni çok beğenmiş. “Bosna hakkında bir dizi çekiyoruz, oynar mısın?” diye sordu. Türkiye’de 20 milyon kadar Bosnalı yaşıyormuş. Bunu öğrenince kendimi sorumlu hissettim, teklifi kabul ettim.

Türkiye maceranız bununla bitmedi, başka bir dizide de oynadınız...

- Evet, “Mavi Kelebekler”den sonra “Veda” dizisinde rol aldım.

Şimdi de “Öyle Sevdim ki Seni” filmi için buradasınız. Türkiye’ye yerleşmeyi düşünmüyor musunuz?

- Aslında bir yere gittiğimde bir aydan fazla kalamıyorum, hemen evime dönüyorum. Çünkü benim için aileden ayrılmak zor. Ama İstanbul, Saraybosna gibi. Kültürlerimiz aynı, insanlarımız sıcakkanlı... İstanbul’a yerleşebilirim, çünkü burayı ülkem gibi görüyorum.

Filme tekrar döneceğim ama öncesinde oyunculuğa nasıl başladığınızdan bahsedelim isterseniz...

- Oyuncu olmaya karar verdiğimde henüz çocuktum. O dönem ülkemde savaş vardı. Her tarafta bombalar patlıyor, insanlar ölüyordu. Tüm bunlardan kaçmak için çok fazla okumaya başladım ve fark ettim ki gerçeklerden kaçmanın en güzel yolu tiyatro yapmak. Tiyatroda istediğin kişi olabilirsin çünkü. 7 yaşındayken tiyatroya başladım, daha sonra konservatuvara girdim.

Aileniz nasıl karşıladı oyuncu olmak istemenizi?

- Babam kabullenemedi. Onunla bu konuda çok tartışma yaşadık. Başka bir şehirde sanat okuluna başladığımda biraz evden kaçmış gibi oldum aslında...

Babanız neden istemiyordu oyuncu olmanızı?

- “Sen Bosna’da yaşıyorsun, nasıl para kazanacaksın bu işten?” diyordu. Bir keresinde “Hollywood’a gideceğim” demiştim, “Yok artık!” diye şaşırmıştı. (Gülüyor) Hollywood’a gittim, Angelina Jolie ve Brad Bitt’le tanıştım. Sonra babamı arayıp “Baba ben neredeyim biliyor musun?” diye sordum. “Nerdesin?” dedi, “Hollywood’dayım” dedim. Yani ben kazandım!

Şimdi destekliyor mu sizi?

- Umurunda değilmiş gibi davranıyor ama hakkımda çıkan haberleri takip ediyor, gazete kupürlerini saklıyor.

DÖNDÜĞÜMDE ANGELINA İLE TEKRAR GÖRÜŞECEĞİZ

Hollywood’a girmek zordur. Siz nasıl başardınız?

- Biraz şans işi... Angelina Jolie’nin Bosna’ya geldiğini söylediklerinde kulaklarıma inanmamıştım. Çünkü kimse Bosna’yı önemsemezdi. Savaştan sonra bütün ülke kapanmış gibiydi. O geldiği zaman kapılar açılmaya başladı. “Kan ve Bal Ülkesinde” filmi için görüşmeye çağırdılar, gittim ve rolü aldım.

Angelina Jolie ile neler konuştunuz ilk görüşmenizde?

- Aslında kendimi nasıl tanıtacağımla ilgili bir konuşma hazırlamıştım. Uçakta da sürekli tekrar yaptım. Ama Budapeşte’de buluştuğumuzda sadece “Hi” (merhaba) diyebildim. (Gülüyor) Angelina çok kibar bir kadın. Zaman geçtikçe kendimi onun yanında daha rahat hissetmeye başladım.

Size destek vermeye devam ediyor mu?

- Evet, kariyerim üzerine çalışıyor. İlişki kurduğu kişilerle beni de tanıştırıyor. Bu çok önemli bir şey. Böyle başarılı bir isim sizin yanınızda durduğunda, kendinizi güvende hissediyorsunuz.

Peki kendisiyle yeni bir projeniz var mı?

- En son ben “Öyle Sevdim ki Seni” filmi için Trabzon’a gelmeden önce konuştuk. Dönünce tekrar görüşeceğiz, yeni projelerle ilgili konuşacağız.

Angelina Jolie, kanser riski taşıdığı için göğüslerini aldırdı. Bu konuda bir bilginiz var mı?

- Bu onun özeli olduğu için yorum yapmasam iyi olur.

“MÜSLÜMAN OLDUĞUN İÇİN OSCAR ALAMAZSIN” DEDİLER

“Öyle Sevdim ki Seni” filmine nasıl dahil oldunuz?

- Teklif geldi, kadın hikâyesi olduğu için kabul ettim. ‘Kadın’ olgusuna çok önem veriyorum. Filmin yönetmeni Orhan Tekeoğlu’yla konuştuğumda da gerçekten etkilendim. Hayatımda ilk defa bir erkeğin kadın haklarıyla ilgili çalıştığını gördüm.

Canlandırdığınız Olga karakteri nasıl biri?

- 25 yaşında, Ukrayna’da yaşayan bir öğretmen Olga. Kanser bir annesi, işsiz ve alkolik bir kocası var. Annesinin ilaçları için paraya ihtiyaç duyuyor, Türkiye’de iş bulabileceğini söylüyorlar. Ama Türkiye’ye geldiğinde onu kandırdıklarını öğreniyor. Daha sonra dram başlıyor. Sürekli hayal kırıklıkları yaşıyor.

Karakteri canlandırırken zorlandınız mı?

- Evet, çok zorlandım hem de. Özellikle ağlama sahnelerinde...

Ağlayabilmek için kullandığınız bir yöntem var mı?

- Sahne öncesi Youtube’dan bir şeyler açıyorum, kendimi bu duygularla doldurup durumun içine giriyorum.

Oyunculukta hedefiniz ne?

- Toplumsal anlamda bir şeyler yapabilecek, kendi düşüncelerimle örtüşen projelerde yer almaya çalışıyorum. Bunun dışında bir kariyer planım yok. Sadece kaliteli insanlarla çalışacak pozisyona gelmeyi hedefliyorum.

Hollywood’da bir yapımcı size Müslüman olduğunuz için hiçbir zaman Oscar kazanamayacağınızı söylemiş, doğru mu bu?

- Evet, doğru ama ben bir oyuncu olarak bu işin peşini bırakmayacağım. İşimi dürüst olarak yaparsam ve kendimi verirsem, hiçbir kısıtlamayla karşılaşmayacağıma inanıyorum. Sanat kazanır diye düşünüyorum.

SÜPERSTAR OLMAK UMURUMDA DEĞİL

Küçük yaşta savaşa şahit olmuşsunuz. “Kan ve Bal Ülkesi” gibi savaşı anlatan yapımlarda rol almak, o kötü anıları yeniden canlandırabilir. Bunun endişesini yaşamadınız mı hiç?


- Oyunculuk sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi. Fikirlerinizi iletme şekli. Ben bu sebeple bu mesleği seçtim. Savaşı yaşamış olmamdan dolayı kafamın içinde çok fazla şey var. Ve bunlar genellikle Bosna’daki insanların konuşmaktan çekindiği konular. Ben, bunlarla ilgili konuşmak konusunda kendimi sorumlu hissediyorum. Ülkemde binlerce hikâye var ama insanlar anlatamıyor. Örneğin tecavüz mağduru kadınlar, bunu büyük bir utanç olarak gördüklerinden konuşmak istemiyor. Bense tüm bunları dile getirmek, dünyaya duyurmak istiyorum. Yoksa süperstar olmak falan umurumda değil.

Savaş yılları, çocukluğunuzu, karakterinizi nasıl etkiledi?

- Savaş başladığında 5 yaşındaydım. Çok acı olaylara şahit olduğumdan hızlı büyüdüm. Bunun işime büyük katkısı oldu, çünkü birçok konuda rol yapmama gerek kalmıyor. En karanlık konulara bile aşinayım ve bunlarla ilgili rahatlıkla konuşabiliyorum.

AİLE KURMAYI ÇOK İSTİYORUM

Ve gelelim aşka... Var mı hayatınızda biri?


- Evet, var.

İşiniz nedeniyle sürekli seyahat ediyorsunuz, bu durum ilişkinizi nasıl etkiliyor?

- Her zaman farklı yerlerde olduğumdan biraz zor görüşüyoruz. İşini, seni anlayabilen birini bulmak zor. Ben bulduğum için rahatım.

Evlenmeyi düşünüyor musunuz?

- Aile kurmayı çok istiyorum. Ama o noktaya gelene kadar kariyerimi geliştirmek istiyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!