OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 08, 2004 00:00
Eski ANAP milletvekili Ediz Hun, uyuşturucu yüzünden hüküm giyen oğlu Burak’ın, kendi siyasi tercihi nedeniyle hedef tahtası olduğunu söyledi. Hun, ‘Tek handikapı ANAP’lı olmamdı’ diye konuştu. Siyaseti bıraktıktan sonra üniversitede ders vermeye başlayan Ediz Hun, televizyona ‘Azize’ dizisiyle dönüyor. Dizide öz kızı Bengü ile bir baba- kızı canlandıracak olan Hun, Kelebek ile ‘sanatçı’ olmanın sorumluluklarını paylaştı.Siyaseti bırakan ve Bahçeşehir Üniversitesi’nde Ekoloji dersleri veren Ediz Hun, yeni dizi projesinde kızı ile oynayacağı için çok mutlu. Hayatı boyunca sanatçılık sorumluluğu ile yaşadığını anlatan Hun, sanatçıların düzgün yaşamı olması ve her hareketine dikkat etmesi gerektiğine inanıyor. Özellikle televizyon dünyasından milyonlarca kişinin sevgisini kazanmış sanatçıların bunlara daha da fazla önem vermesi gerektiğini belirtiyor.64 yaşında olduğunu ve disiplinli, sağlıklı bir yaşam sürdüğünü belirten usta sanatçı, ‘Yüzerim, bisiklete binerim, aletli jimnastik yaparım ve bir problemim yok. Clinton bile benimle yaşıt ama by-pass oluyor. Ama o devamlı hamburgerleri yemekten böyle oldu’ diyor.Hun, Tamer Karadağlı’nın kaset skandalını ve Göksel Arsoy’un bir röportajında ‘Türk sinemasına sarışın jön kavramını ilk ben getirdim, kolejli üniversiteli gençleri de ben sinemaya getirdim, sinemanın kalitesini yükselttim’ sözlerini Kelebek için yorumladı. SANATÇI İRADESİNİ KULLANMALI Bir sanatçı özel yaşamını çok titiz ayarlamalı, yaşayabilecek şekilde düzenlemeli. Sanatçı şöhrete sahip bir insansa özel hayatı çok disiplinli olmalı. Tamamen rahip, rahibe gibi yaşayacak değil aslında ama çok düzenli olması gerekir. Kadın ya da erkek olarak bazı bedensel hislerimiz olabilir, karşı tarafa yönelik. Bunları çok iyi frenlemeli ve iradeli davranabilmeliyiz. Sanatçı kolay yetişmiyor, bence aynı zamanda sanatçıya sahip çıkmayı öğrenmeliyiz. Bazı hatalar olabilir yaşamda ve bunları çok fazla büyütmemek lazım. Tamer Karadağlı’nn başına gelen olaylarda, arkadaşımıza Allah kolaylık ve sabır versin diyebilirim ancak! Böyle bir hataya düşmemesi lazımdı. Ben 30 küsur senelik evliyim ve bizim önümüze de böyle birçok fırsat çıkmış olabilir. Ama daima irademi en iyi şekilde kullandım. Üzerime gelindiği zaman da kaçarım, üzerine gitmem. Çünkü bu karşı cinste olan bir arzudur, elektriktir. Politik hayatta da benzer olaylar olabilir, insanlarla tanışıyorsunuz. O teklifler, size gözlerden intikal edebilir. Ama orada o bariyeri, mesafeyi iyi ayarlamak gerek. Şöhret sahibi olmak kolay değil. UNUTULMAMAK İÇİN DÜZENLİ YAŞAMALI Bizim zamanımızda kazanılanlarla, şu anda alınan ücretler arasında çok büyük fark var. Biz ancak o zamanlar bir apartman katı alabilmekteydik. Rahmetli Ayhan Işık’ın bir apartman katı vardı. Ben de Cihangir’de bir kat aldım, Büyükadada’da bir ev yaptırdım. O zamanlar jip yoktu. Gerçi Amerikan jipleri vardı ama kullanılmaya fazla uygun görünmüyordu. Şimdi çok büyük paralar kazanılıyor. Çok hassas dengeler var bu işin içinde. Ama işte bizim halkımız bir anda silebilir de! Bir daha da tekrar toparlanamaz. Bizde yanlış özdeyişler vardır ama ben kabul etmem. Mesela gözden uzak, gönülden ırak denir. O bir vefasızlık simgesidir bence. Gözden uzak olsa da, gönüle yakın olmalı. Ben ölebilirim ama beni sevenler uzun yıllar beni unutmazlar ve benimseyebilirler. Öldükten sonra bitti mi? Ama halk çabuk unutabilir de! Unutulmamak için çok düzenli bir hayat yaşamak lazım. İLK SARIŞIN JÖN ORHAN GÜNŞIRAY’DIGöksel Arsoy, belirli kalitesi olan adamdır. Ama ondan evvel sarışın, kumral bir adam Orhan Günşıray vardır. Çok hoş bir adamdır. Adalar Erkek Güzeli seçilmiştir. Ben onun yerinde olsam, ‘Ben kolejli ve üniversiteli gençleri sinemaya çektim’ demek yerine, ‘Eğer seyirci o zamanlar beni beğendiyse çok mutlu olurum. Sinema için çalıştığım için çok bahtiyarım, ne mutlu bize’ derdim. ‘Diğer arkadaşlarımızla birlikte Türk sinemasına hizmette bulunduk’ demek lazımdı. Tevazu her zaman için kazandırır. Ama yine de bir tarzı olan insandır. Hakikaten Göksel’in rahmetli Belgin’le (Doruk), Filiz’le (Akın)olsun güzel filmleri vardı. Hoş yıllardı. Zaten sinemanın en güzel yılları 1958-1974 arasıdır. Ondan sonra açık saçık
filmler devreye girdi, farklı bir kulvar başladı. NEDEN AYHAN IŞIK VAKFI KURMADIK Kİ Ne mutlu bana, ne mutlu Göksel’e, ne mutlu Ayhan’a! Ama biz yeterince değer verebildik mi sinema insanı olarak gidenlere, hayır veremedik! Ayhan Işık 16 Haziran 1979’da vefat etti. Şu ana kadar Ayhan Işık adına bir vakıf kuramadık. Ben çok özeleştiri yaparım. Bizim Ayhan Işık Vakfı kurmamız gerekmez miydi? O, 50 yaşında vefat etti. Çok fazla sahip çıkmadı. Ben öldüğüm zaman ne olacak? Söyleyeyim, çok görkemli bir cenaze kalkacak. Herkes gelecek! Yüzde 90’ı belki fotoğrafta çıkarız diye gelecek. İki gün de sinema filmleri oynatılacak, ondan sonra bitti. Bizim toplum olarak farklı yaklaşmamız lazım. Amerika’da bir aktör, aktris ölüyor hemen sokağa yıldızını yapıyorlar, vakıflar kurup onun adını yaşatıyorlar. Bizde yok öyle bir şey. Bizim dostluk vefamız da yok. Benim görüştüğüm bir Ekrem Bora, bir İzzet Günay, bir de Hülya Koçyiğit var. Beyaz’ın şovunda Türkan Şoray da aramış, beni duygulandırmıştı. Bizim iyi arkadaşlarımız var ve ben onlara çok hürmet ederim. Azize henüz bulunmadıTRT çok yakında senaryosunu Sevgi Saygı’nın yazdığı, yapımcılığını ve yönetmenliğini ‘Bir Demet Tiyatro’, ‘Ölümsüz Aşk’ gibi başarılı televizyon dizilerine imzasına atan Sevgi Birsel’in yapacağı ‘Azize’ dizisinin çekimlerine başlayacak.Projenin çekimlerine çok az bir zaman kaldığı halde başrol kadın oyuncusu olan ve diziye ismini veren Azize henüz bulunamadı. Adaylar arasında Nehir Erdoğan, Nihan Akkuş, Dilek Serbest, Nurhayat Kavrak ve Yeliz Akkaya var. Azize’nin diğer başrollerinde Ediz Hun’un kızı Bengü Hun ile birlikte İlkay Saran ve Ruhsar Öcal da yer alacak. Oğlumun durumunda siyasi hayatım etkili olduEdiz Hun, şu anda Amerika’da bilgisayar ve iletişim okuyan oğlu Burak’la ilgili 2001 yılında çıkan ekstacy kullandığı yönündeki
haberler için siyaseti suçladı. ‘OÄŸlum 18 yaşındaydı. Bu durumun tek açıklaması benim ANAP eski milletvekili ve Çevre Komisyonu BaÅŸkanı olmam ve BaÅŸkanın Mesut Yılmaz olmasından kaynaklandı. Eminim ben bir sol partide olsaydım bu böyle olmayacaktı. OÄŸlumun durumunda benim siyasi durumum etkili oldu. OÄŸlum genç ve gençliÄŸe dur diyemezsiniz ki! Hepimiz genç olduk ama oÄŸlum Burak temiz ve eÄŸitimli bir genç. Onun tek handikapı benim ANAP’lı olmamdı.’ BABAMIN OLMASI BENÄ° RAHATLATIYOR Marmara Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-Televizyon mezunu olan 30 yaşındaki Bengü Hun, 5 yıl bankacılık yapmış, 5 ay önce ise tıkandığını söyleyerek iÅŸinden ayrılmış. Hun, ailesiyle birlikte yaşıyor. Bir kedi ve köpeÄŸi olduÄŸunu ve zamanının çoÄŸunu Büyükada’daki evlerinde geçirmekten zevk aldığını anlatıyor. Babası Ediz Hun’a ‘Azize’ projesi geldiÄŸinde yönetmen Sevgi Birsel’in kendisine eÅŸi tarafından aldatılan ve 9 yaşında oÄŸlu olan Åžeyma rolünü teklif ettiÄŸini ve babasıyla oynayacak olmaktan dolayı da bu teklifi kabul ettiÄŸini söylüyor. ‘Babamın olması beni rahatlatıyor açıkçası’ itirafında bulunmaktan da geri kalmıyor. Ediz Hun ise kızına, onunla aynı dizide olmaktan çok memnun olduÄŸunu söylerken, ‘Zor bir kızdır ama Allah tabii anasına babasına sabır veriyor’ diye takılıyor. Beyaz’la tanışmıyoruz, sadece yakıştırmaÖzel hayatında kimsenin olmadığını söyleyen Bengü Hun, ünlü ÅŸovmen Beyaz’la evlenecekleri yönündeki söylentilerle ilgili ilk kez konuÅŸtu: ‘Bir iliÅŸkimiz olmadı. Babamla beraber onun ÅŸovuna gitmiÅŸtik, o kadar! Kendisini sadece Beyaz olarak tanıyorum. EvleneceÄŸimizi yazdılar ama bu sadece bir dedikodu. Kendisini tanımıyorum bile. Åžovuna gittiÄŸimiz gece onun doÄŸum günüydü ve kuliste doÄŸum gününü kutladık. Kalabalıktık, EÅŸref Kolçak, Ä°zzet Günay ve babamla birlikteydik. Pasta kesilirken basın da oradaydı ve öyle bir yakıştırma yaptılar. Åžu anda hayatımda kimse yok. Ama olmadı deÄŸil tabii. Ãœstelik ben duygularıyla yaÅŸayan biriyim. Åžiiri, romantizmi ve edebiyatı çok seviyorum. Çok kitap okuyorum.’Â
button